Çernobil köpeklerindeki genetik farklılığın sebebi bulundu: Radyasyon zannediliyordu!
Bilim insanları, Çernobil nükleer kazası sonrası bölgede yaşayan köpek popülasyonlarını inceleyerek genetik farklılıkları araştırdı. Daha önce köpeklerde tespit edilen genetik farklılığın, radyasyona bağlı mutasyonla ortaya çıktığı düşünülüyordu. Araştırmada yeni bulgulara rastlandı.
Çernobil nükleer santrali yakınlarında yaşayan köpek popülasyonları arasında genetik farklılıklar yaşandığı ortaya çıkmış, ve bunun nedeni olarak radyasyon kaynaklı mutasyonlar gösterilmişti. Ancak yeni bir araştırmaya göre kazın ayağı öyle olmayabilir. Çalışma, nükleer radyasyona maruz kalmanın popülasyonlar üzerindeki etkilerinin anlaşılması açısından önemli sonuçlar ortaya koydu.
"ÇERNOBİL KAZASININ SAĞLIK ETKİLERİ ÇOK DAHA GENİŞ"
Columbia Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu'ndan çalışmanın ortak yazarı Norman Kleiman, yaptığı açıklamada "Çoğu insan, Çernobil nükleer kazasını Ukrayna'nın terk edilmiş bir köşesinde yaşanan radyolojik bir felaket olarak düşünüyor. Ancak bu kazanın potansiyel sağlık etkileri çok daha geniş" dedi.
Kleiman, bunun nedeninin ise, otuz yıl boyunca devam eden temizleme ve iyileştirme çalışmaları sırasında çevreye salınan ağır metaller, kurşun tozu, böcek ilaçları ve asbest gibi diğer birçok toksin olduğunu belirtti.
Bilim insanları, 1986 yılında feci bir erimeye maruz kalarak binaları yerle bir eden ve atmosfere ölümcül radyasyon salan dramatik bir patlamaya neden olan nükleer santralin yakınındaki köpek popülasyonlarını inceliyor. Patlamada iki işçi hayatını kaybetmiş, 28 itfaiyeci ve acil temizlik ekibi de felaketten sonraki ilk üç ay içinde akut radyasyon zehirlenmesinden ölmüştü.
Bilim insanları, radyasyon sızıntılarının bölgedeki yaşam formları üzerindeki etkisini değerlendirmek için santralin çevresini incelemeye devam ediyor. Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi'nden çalışmanın Matthew Breen, "Radyasyon, kurşun gibi çevresel toksinlere uzun yıllar boyunca düşük düzeyde maruz kalmanın bu farklılıkların bazılarını açıklayıp açıklayamayacağını belirlemeye çalışıyoruz" dedi.
391 AYKIRI DNA TESPİT EDİLDİ
Daha önce yapılan bir çalışmada nükleer santral yakınındaki köpeklerin genomlarındaki genetik varyantlar analiz edildi ve iki popülasyon arasında farklılık gösteren 391 aykırı DNA segmenti tespit edildi. Bu genom bölümlerinden bazıları DNA hasarının onarımına katkıda bulunan genler içeriyordu.
Yeni araştırmada bilim insanları, zaman içinde birikmiş olabilecek mutasyonların kanıtlarını tespit etmek ve farklılıkların seviyesini bağlamsallaştırmak için köpeklerin genomlarını daha derinlemesine inceledi. Analiz, Çernobil şehir köpeklerinin genetiğinin Rusya, Polonya ve çevre bölgelerdeki köpek popülasyonlarına çok benzediğini gösterdi. Bu da araştırmacıların Çernobil köpeklerini, nükleer santrale yakın bölgelerde yaşayan köpeklerle karşılaştırmak için bir kontrol popülasyonu olarak kullanmalarına yardımcı oldu.
Özellikle ebeveynden yavruya geçen üreme hücresi DNA'sındaki anormalliklere baktılar. Dr. Breen, "Bu köpek popülasyonu 1986 felaketi sırasında mevcut olandan 30 veya daha fazla nesil uzakta olsa da, mutasyonlar orijinal köpeklere bir hayatta kalma avantajı sağlasaydı muhtemelen hala tespit edilebilirdi" dedi. Ancak araştırmacılar bu köpeklerde böyle bir kanıt bulamadı.
Araştırmacılara göre bu köpekler, önceden sahip oldukları farklılıklar sayesinde hayatta kalmış olabilir. Hayvanlar, diğer popülasyonlardan ayrı yaşamaya devam ettiği için farklılıkların bugün gözlemlendiği ihtimali üzerinde duruluyor.
Araştırmacılar bu sorunun araştırılmasının bir sonraki önemli adım olduğuna inanıyor. Dr. Kleiman, "Bunun gibi büyük ölçekli felaketlerin çevre sağlığı yönlerini incelemeye devam etmenin önemi fazla vurgulanamaz. Bu köpekler gibi refakatçi hayvanların incelenmesi, insanların karşılaşabileceği olumsuz sağlık risklerine bir pencere açıyor" diye konuştu.
Çalışmanın detayları PLOS One dergisinde yayımlandı.