Doç. Dr. Ülkü İlgi Eldem Anar yapay zeka ve geleceğin mesleklerini yorumladı! 'Geleceğin mesleği değil geleceğin insanı olmak'

Türkiye’de İş Dünyası dergisinde ‘Kariyer Yolu’ programının bu haftaki konuğu Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ülkü İlgi Eldem Anar oldu. İlgi Eldem Anar, yeni bölümde öğrenciler için üniversite tercihlerinin yanı sıra yapay zekayı ve geleceğin mesleklerini yorumladı.

Rümeysa Kocaman Alp’in sunduğu programın yeni bölüm konuğu Doç. Dr. Ülkü İlgi Eldem Anar olarak gündemle ilgili sorulara cevap verdi.

İlgi Eldem Anar’ın yapay zeka hakkında yaptığı açıklamalarından satırbaşları şu şekilde;

"KAMPÜS OLANAKLARINA MUTLAKA BAKMALILAR"

Üniversite tercihi yapacak öğrencileri uyaran ve tercih yaparken üniversitenin kampüsü olması gerektiğini vurgulayan İlgi Eldem Anar, “Bir sürü üniversite ve bir sürü fakülte var. Tercih etmek istedikleri bölümü net bir şekilde istiyor olmaları gerekiyor. Tabi burada puan sistemi devreye giriyor. Buda öğrencileri tercih yaparken zorlayabiliyor. Bazen istedikleri farklı bölümler oluyor ama puanlarından ötürü başka bölümleri tercih edebiliyorlar. Benim önerim üniversite gezerken ilk önce kampüs olanaklarına mutlaka bakmış olmaları gerek. Çünkü kampüs üniversitesinde okumak başka bir öğreti. Üniversiteyi sadece okumak değil yaşamak da çok değerli. Bizler birinci sınıftan itibaren verdiğimiz derslerde sadece üniversiteyi okutmayı değil yaşamayı da öğretiyoruz. Gerçek hayatın küçük bir simülasyonu gibi aslında” ifadelerini kullandı.

"GELECEĞİN MESLEĞİ DEĞİL GELECEĞİN İNSANI OLMAK"

Yapay zekanın meslekleri bitirmeyeceğini belirten İlgi Eldem Anar, “Öğrencilerimle derslerde konuşurken hep aynı soru etrafında dönüp duruyoruz. Öğrencilerim gazetecilik mesleğinin öleceğini söylüyorlar. Çünkü yapay zeka geldi ve haberleri artık robotlar yazacakmış gibi bir algı var. Kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle radyo geldi sonra televizyon derken yeni medya ile gazete artık satılmıyor gibi bir düşünce var. Geleceğin mesleklerini değil de geleceğin insanı olma üzerinde toparlanmakta fayda var. Bizler öğrencilerimizi yetiştirirken onlara sunduğumuz donanımlar onlara verdiğimiz bilgiler, geleceğin insanı olması üzerinde. Yapay zekadan asla korkmamamız gerektiğini, buna uyumlu hale gelmememiz gerektiğini düşünüyorum. Ben öğrencilerime her zaman bunu söylüyorum, yenilikleri takip etmeliler, bunlara uyumlu hale gelmeliler ve bu programları daha iyi olabilmek için kullanmalılar” dedi.

"TECRÜBE ÇOK DEĞERLİ BİR ŞEY"

Geleceğin meslekleri hakkında konuşan İlgi Eldem Anar, “Benim geleceğin mesleklerine dair şöyle bir öngörüm var. Bazı mesleklerin yok olacağı söyleniyor ama tecrübe çok değerli bir şey. Tecrübe sahibi olmak, bir bilgisayar o kod düzeltilmediği sürece hep aynı yerde hata verebilir. Ama insan tecrübe kazandıkça kendi hatalarını birinin yardımı olmadan düzeltebilen bir varlık. Dolayısıyla insanın sahip olduğu bu özellik neticesinde bizler her zaman bu transhümanizm ya da benzeri tarzlarda algoritmalardan bir sıfır öndeyiz. Dolayısıyla meslek anlamında da baktığımız zaman. Şöyle bir öngörüm var; sözel bölümlerin çok ön plana çıkacağını düşünüyorum. Özellikle psikoloji insanı anlayan sosyoloji, iletişim gibi bilimlerin giderek daha önemli olduğu da fark ediliyor zaten. Özellikle pandemi ve bu online eğitim sürecinde de anladık içine düştüğümüz bu süreçte ama tabii ki bir yazılım mühendisliğinin son bulmayacağı gibi bir gazetecilik mesleğinin de son bulmayacağını ben kendi adıma öngörebiliyorum” diye konuştu.

"MUTLAKA STAJ YAPMALILAR"

İletişim Fakültesi bölümü okuyan öğrenciler hakkında Staj konusunun altını çizerek vurgulayan Ülkü İlgi Eldem Anar, “Öğrenciler artık birinci sınıf olduktan sonra ben onlara meslektaşım diyorum. Meslektaş adayım diyorum. Dolayısıyla aslında baktığınız zaman bana hep gelen soru şu; Üniversite okumanın ilkokul, ortaokul ve liseden farkı ne? İşte farkı bu. Artık birer meslek sahibi oluyorlar. Meslek sahibi oldukları için de bunun bilincinde ve bu yolla hareket ederek hayatlarını kurmaları gerek. En önemli şey istikrarlı olmaları. Dersleri, ders dinliyorum gibi değil de ben mesleğimi öğreniyorum gibi dinlemeliler. Zaten bu çok anlaşılıyor. Bazen sınıf ortamında birini görüyorsunuz ve diyorsunuz ki "evet bu öğrencimi mutlaka bir yerde göreceğim". Çünkü onun o azmi derslerdeki soru sorma biçimi ve konuya olan hakimiyeti çok başka oluyor. Bizler öğrencilerimize elimizden geldiğince bu donanımları vermeye çalışıyoruz ama öğrencilerimize hep söylüyorum. Beklediğim şey mutlaka staj yapmaları, iletişim fakültesinin en önemli özelliği uygulamayla teoriyi bir arada götürmesi. Bizler sadece derslerde öğrettiğimiz teorik kısımla öğrencilerimizin başarılı olmasını bekleyemeyiz. Staj yaparak bizlerden öğrendikleri bilgilerin üzerine katmalılar" diye vurguladı.