ABD'de Yemen'e yönelik hava saldırısı planlarının konuşulduğu üst düzey yetkililerin yer aldığı Signal grubuna, The Atlantic Genel Yayın Yönetmeni Jeffrey Goldberg'in yanlışlıkla eklenmesi kriz çıkardı. Beyaz Saray, skandala ilişkin soruşturma başlatırken, grupta yer alan Savunma Bakanı Pete Hegseth, gizli savaş planlarının paylaşıldığı iddialarını reddetti. Yaşanan olay sonrası, uçtan uca şifrelemeye sahip Signal uygulamasının güvenilirliği yeniden tartışmaya açıldı.
ABD'de, Yemen saldırılarına ilişkin planların ve saldırının geleceği, gerekçeleri, siyasi sonuçları ve kamuoyuna nasıl anlatılması gerektiği gibi konuların tartışıldığı bir Signal grubuna, The Atlantic Genel Yayın Yönetmeni Jeffrey Goldberg'in "yanlışlıkla" dahil edildiğinin ortaya çıkması üzerine, mesajlaşma programının güvenilir olup olmadığı tartışılıyor.
NBC News'in aktardığına göre, Beyaz Saray pazartesi günü yaptığı açıklamada, Goldberg'in, Yemen'de Husilere karşı hava saldırısı başlatma planlarının konuşulduğu gruba nasıl eklendiğini araştırdıklarını söyledi. Ulusal Güvenlik Konseyi, "Şu anda, bildirilen mesaj dizisi gerçek görünüyor ve zincire yanlışlıkla bir üyenin nasıl eklendiğini gözden geçiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Goldberg, yayımladığı makalesinde, söz konusu grupta Başkan Yardımcısı JD Vance, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz ve Trump yönetimindeki diğer önde gelen yetkililerin olduğunu belirtti.
Pazartesi günü bir muhabir tarafından bilginin bir gazeteciyle nasıl paylaşıldığı ve materyalin gizli olup olmadığı sorulduğunda ise Hegseth, Goldberg'i "sözde gazeteci" olarak nitelendirerek küçümseyici açıklamalar yaptı ve "Kimse savaş planları yazmıyordu. Bu konuda söyleyeceklerim bu kadar" dedi.
Yaşanan olayların ardından Signal uygulaması nedir? Signal güvenli mi ve kimler tarafından kullanılıyor? gibi soruları kullanıcılar araştırmaya başladı.
Signal kendisini "gizlilik ve güvenlik odaklı, özgür ve açık kaynaklı bir mesajlaşma uygulaması" olarak tanımlıyor. Platform, kullanıcılarına metin mesajları, sesli ve görüntülü aramalar, fotoğraf, video, GIF ve dosya paylaşımı gibi özellikler sunuyor. Tüm iletişimler, uçtan uca şifreleme yöntemiyle korunuyor; bu sayede mesajlar yalnızca gönderen ve alıcı tarafından okunabiliyor.
Reuters'in aktardığına göre Signal, kullanıcılarından yalnızca telefon numarası, servise katıldıkları tarih ve son oturum açma bilgilerini topluyor. Bu, mesajlarınızın, kişilerinizin ve diğer iletişimlerinizin yalnızca sizin telefonunuzda depolandığı, herhangi bir sunucuda tutulmadığı anlamına geliyor.
Ayrıca uygulamanın kâr amacı gütmeyen Signal Vakfı tarafından geliştirilmekte olup, bağışlarla finanse edildiği ve bu yapı sayesinde Signal'in ticari baskılardan uzak, tamamen kullanıcı gizliliğine odaklanmasını sağladığı vurgulanıyor.
Signal'i gündeme getiren tek olay, ABD'de savaş planının grupta paylaşıldığı iddiasıyla patlak veren güvenlik açığı krizi değil. 2021 yılında, WhatsApp'ın WhatsApp'ın kullanıcı bilgilerini Facebook ile paylaşacağını belirttiği gizlilik sözleşmesini devreye almasıyla şirkete tepki gösteren yüzbinlerce kullanıcı Signal'e geçmişti.
Hatta Elon Musk da o zamanlarda "Signal kullanın" diye tweet atmıştı.
Signal; gizlilik savunucuları, siyasi aktivistler, hükümet karşıtları, gazeteciler, devlet kurumları ve federal yetkililer başta olmak üzere birçok kesim tarafından kullanılıyor. Yönetiminin Signal çalışanlarından oluştuğunu belirten gayri resmi bir grup olan Signal'in topluluk forumunda Avrupa Komisyonu da aracın kullanıcıları arasında yer alıyor.
Signal'in web sitesine göre Google'ın mesaj hizmetleri Google Messages ve Google Allo'nun yanı sıra Meta'nın Facebook Messenger ve WhatsApp uygulamaları da Signal Protokolünü kullanıyor.
Şirketin web sitesine göre Signal 2012 yılında girişimci Moxie Marlinspike ve Whittaker tarafından kuruldu. Şubat 2018'de Marlinspike, WhatsApp kurucu ortağı Brian Acton ile birlikte, şu anda uygulamayı denetleyen ve kâr amacı gütmeyen Signal Vakfı'nı kurdu. Müşteri verilerinin kullanımı ve hedefli reklamcılık konusundaki anlaşmazlık nedeniyle 2017'de WhatsApp'tan ayrılan Acton, vakfa 50 milyon dolarlık ilk finansman sağladı.
Signal, web sitesinde herhangi bir büyük teknoloji şirketine bağlı olmadığını ve asla biri tarafından satın alınmayacağını söylüyor.