Türkiye, 2035 yılında yenilenebilir enerjide söz sahibi olacak! Yeşil sanayide gururlandıran yatırımlar

Yenilenebilir enerjinin kıymeti giderek arttığı bu yıllarda Türkiye​'nin yükselişi ve santrallerdeki artış gururlandırdı. Dünya üzerinde yaşanan ekonomik ve gıda krizlerinin 10 yıl içinde Küresel Isınma kaynaklı daha da artmasıyla yenilenebilir enerjinin değeri de artacak.

Özellikle fosil yakıtların iklim değişikliğini tetiklemesi Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan 2024 Küresel Riskler Algı Araştırması'nda ortaya çıkan tablo da da yer aldı.

TÜRKİYE, 2035 YILINDA YENİLENEBİLİR ENERJİDE SÖZ SAHİBİ OLACAK! 

Türkiye'nin yenilenebilir enerji​ de ilerlediği bu adımlar arasında Cengiz Enerji söz sahibi olan firmalar arasında yer aldı.

Cengiz Enerji Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Eskiçırak, tgrthaber.com'un özel haber şefi Zehra Maslak'a yaptığı açıklamada Türkiye'nin yenilenebilir enerjideki dünya lideri konumuna yükseleceğinin altını çizen Eskiçırak verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:

"Sanayi başta olmak üzere birçok farklı alanda ileri teknolojiyle birlikte artan enerji ihtiyacı, dünyanın en önemli gündemleri arasında yer alıyor. Özellikle pandemiyle birlikte enerji arz güvenliğinin önemi bir kez daha öne çıkarken politik ve ekonomik belirsizlikler, komşu ülkelerimizdeki savaşlar, Türkiye’nin de yerli enerji kaynaklarından çok daha fazla yararlanması gerektiği gerçeğini açıkça ortaya koyuyor.

Diğer yandan iklim değişikliği​ kaynaklı riskler ve dünyanın sürdürülebilirliğine ilişkin küresel endişeler de mevcut. Geçen yıl da başta Davos ve COP28 olmak üzere tüm global ekonominin en çok tartıştığı başlıklardan biri oldu. Yapılan çalışmalar bu etkilerin önümüzdeki yıllarda devam edeceğini gösteriyor. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan 2024 Küresel Riskler Algı Araştırması küresel ısınma, iklim değişikliği ve buna bağlı gelişen aşırı hava olaylarının, önümüzdeki 10 yılda büyük tehdit olacağına işaret ediyor. 

Tüm bu riskler ve belirsizlik ortamı göz önüne alındığında, arz güvenliğinin sağlanmasında en büyük katkıyı birincil kaynakları sürdürülebilir ve yerli olan yenilenebilir enerji sağlıyor. Ülkemiz gerek iklim gerekse coğrafi koşullarıyla bu konuda oldukça zengin bir potansiyele sahip.

Türkiye’nin enerji dönüşümündeki yol haritası da her iki nedenden dolayı “sürdürülebilirlik” odağına yoğunlaşmış durumda. Türkiye, son 20 yılda yenilenebilir enerjide önemli bir atılım içinde; 2035 yılı için kurulu güç içindeki yenilenebilir enerjinin payını yüzde 65 seviyelerine çıkarmayı hedefliyor. Elbette bu dönüşümün başarılması için devlet ve özel sektörün bu mücadeleyi birlikte sürdürmesi, doğru politika ve düzenlemelerle bu sürecin tasarlanması konusunda hepimiz hemfikiriz."

YEŞİL SANAYİDE GURURLANDIRAN YATIRIMLAR

Eskiçırak, yenilenebilir enerjide iki hedeflerinin olduğunun altını çizdi. Bunlardan en önemlisi yeşil sanayi sektörünü geliştirmek olduğunun altını çizdi. Yeşil sanayi vurgusuyla Türkiye'nin konumsal değerinin de yüksek olduğunu belirtti.

Eskiçırak, "Bizim de bu konudaki çalışmalarımız sürüyor. Cengiz Enerji, bağlı olduğumuz Cengiz Holding’in sürdürülebilir büyüme stratejisinin en önemli parçası. Bu kapsamda iki ayrı hedefimiz var; birisi odaklandığımız yenilenebilir enerji yatırımlarıyla Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin de özel sektördeki en büyük temsilcilerinden biri olmayı sürdürmek, diğeri ise grubumuzun yeşil sanayi vizyonuna katkı sağlamak. Elektrik üretiminde Türkiye’de 4.845 MW kurulu gücümüz bulunuyor. Portföyümüzün yüzde 60’ını yenilenebilir enerji oluşturuyor. Güneş, rüzgar ve sudan oluşan yenilenebilir kaynaklı elektrik üretiminde yaklaşık 2.855 MW kurulu güce ulaştık. Bunun 2.290 MW'ı hidroelektrikten, 445 MW'ı güneşten, 120 MW'ı ise rüzgardan geliyor. Devam eden ve planlanan rüzgar ve güneş enerji santrallerimizle beş yıl içinde yenilenebilir enerjideki kurulu gücümüzü 3.900 MW'a çıkarmayı planlıyoruz. Böylece portföyümüzdeki yenilenebilir enerjinin oranı da %80’e çıkmış olacak. Depolamalı enerji santralleri için lisans başvurularımızı yaptık. Polatlı, Keşan, Kırklareli ve Antalya’da planladığımız depolama yatırımlarımız kapsamında yine yenilenebilir enerji santrallerimiz olacak. Orta vadede tüm kurulu gücümüzün 5.800 MW’ı aşacağını öngörüyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklı üretimimizin yanı sıra Karabiga’da 1.320 MW ithal kömür santralimiz, Samsun’da 610 MW’lık doğal gaz çevrim santralimiz, Konya ve Mardin’de 61 MW’lik kojenerasyon santrallerimizle birlikte termikte 1.991 MW’lık kurulu gücümüz bulunuyor" ifadelerini kullandı.

HİBRİT SANTRALLER YENİLENEBİLİR ENERJİNİN OPTİMUM KULLANIMINI SAĞLIYOR

Ülkemiz yenilenebilir enerji potansiyelinin optimum düzeyde kullanılması amacıyla hibrit enerji santrallerine büyük önem veriyoruz. Elektrik üretiminin devamlılığını sağlamak için hem hidroelektrik santral (HES) hem de rüzgar enerji santrallerimizi (RES) güneş enerji santralleriyle (GES) destekliyoruz. Bu kapsamda Türkiye’de, HES ve GES’ten oluşan ilk hibrit enerji santralini Bingöl’de hayata geçirdik.

Rüzgar enerji santrallerinin sahasına güneş enerji santrali kurulumlarına ise ilk olarak Sinop’ta başladık. Burada kurulu gücü 35 MW olan Hamsi RES’i, yine 35 MW’lık güneş paneliyle destekledik. Her ikisi de yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimine olanak veren bu hibrit santralleri önümüzdeki dönem sürdürmeyi planlıyoruz. 

Türkiye’de çok önemli projelere imza atan enerji şirketimizle, 23 yıllık tecrübe ve bilgi birikimimizi yakın coğrafyamızdaki ülkelere de aktarıyoruz. Özellikle Türk Cumhuriyetlerini çok önemsiyoruz; aynı dili ve kültürü paylaştığımız ülkelere katkı sağlamak istiyoruz. Bu kapsamda Özbekistan’la çok önemli iş birliklerimiz bulunuyor. İki yıl önce girdiğimiz enerji pazarında biri Taşkent, diğeri de Sirdaryo’da, toplam 480 MW kurulu güce sahip iki doğal gaz çevrim santralimiz bulunuyor. Bunların yanı sıra Cizzak’ta 550 MW’lık kurulu güce sahip yeni doğal gaz çevrim santralinin kurulumunu yapıyoruz.