AİHM'den çarpıcı karar: Babadan sonra anne soyadı 'ayrımcılık'
AİHM, bir boşanma davasında çok çarpıcı bir karara imza attı. Türkiye ve dünyada sıklıkla tartışılan boşanmadan sonra çocukların ebeveynlerinden hangisinin soyadını kullanacağına ilişkin bir davaya bakan mahkeme, babadan sonra anne soyadının verilmesinin 'ayrımcılık' olacağına hükmetti.
ÖZEL HABER | GÜLDEN KILIÇ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), çocukların boşanma gerçekleştikten sonra ebeveynlerinden hangisinin soyadını kullanacağına dair çarpıcı bir karara imza attı. Türkiye bir çok Avrupa ülkesinde boşanma sonrası çocukların ebeveynlerinden hangisinin soyadını alacağı tartışma konusu. Bir çok ülke çocuğun sayadın otomatik olarak belirliyor. Ancak son zamanlarda Türkiye’de de bu konu sıkça tartışılıyor ve kadınlardan itirazlar yükseliyor. Almanya'da çocuğun anne ve babasının ortak bir soyadı bulunsa da boşanma halinde çocuk bu ortak soyadı kullanıyor. Ortak soyadı yoksa çocuğun velayeti kimdeyse onun soyadı veriliyor. Yunanistan’da bu durum tam tersi. Boşanma gerçekleştiğinde çocuk annenin soyadını alıyor. İspanya’da ise boşanma sonrasında ebeveynler arasında fikir birliği yoksa çocuk önce belirli bir süre babasının sonra annesinin soyadını otomatik alıyor.
AİHM'E GÖRE BABADAN SONRA ANNENİN SOYADI 'AYRIMCILIK'
İspanya’da boşandıktan sonra çocuğun soyadı kullanımı ile ilgili bir dava AİHM’e taşındı. AİHM, ebeveynler arasında çocuğun kimin soyadını alacağı konusunda fikir birliği olmadığında önce babanın soyadının, ardından annenin soyadının otomatik dayatılmasını ‘ayrımcılık’ olarak kabul etti.
Dava, reşit olmayan bir kızın ebeveyni tarafından kayıtlı olduğu soyadlarının sırasının değiştirme talebiyle ilgili açıldı. İspanyol hukukuna göre ebeveynler arasında anlaşmazlık olması durumunda, çocuğun babasının soyadını ve ardından annenin soyadını taşıyacağı öngörülüyor. Yerel mahkeme bu katı sıralamada yasayı uyguladı. Ardından ebeveyn, bu düzenlemenin ayrımcı olduğunu iddia ederek AİHM’e başvurdu. AİHM, “Anne babanın anlaşamadığı durumlarda baba soyadının ilk sırada yer alması kuralı uygulamada gerekli olabilir ve Sözleşme ile istisna alınamaması aşırı katı ve kadınlara karşı ayrımcı olmuştur. Ayrıca baba soyadının ilk sıraya konulması hukuki kesinlik amacına hizmet ederken, anne soyadının bu konumda olması da aynı amaca hizmet edebilir. Hükümet tarafından sunulan gerekçeler, bu nedenle, başvurana uygulanan farklı muameleyi haklı çıkarmak için yeterince objektif ve makul olmamıştır” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ KARARLARI ETKİLEYEBİLİR
Son zamanlarda Türkiye’de çocuklara annelerinin soyadlarının verilebileceğine dair yerel mahkemelerce kararlar verildiğine dikkat çeken Avukat Cüneyd Altıparmak, AİHM kararıyla ilgili şunlarısöyledi:
“Bu kararların büyük çoğunluğu şu an istinaf mahkemesi aşamasındadır. Özellikle AYM’nin Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan 'Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır' şeklindeki düzenlemeyi iptal ettiği kararları mevcuttur. Anayasa Mahkemesi, 8.12.2011 tarihli ve E. 2010/119, K. 2011/165 sayılı kararında kadın ve erkeğin eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayrım yapılması sonucunu doğuracağını belirtmiştir. Pek çok yerel mahkeme bu karara dayanarak karar verdi. Yargıtay bu konuda bir içtihat belirtmedi ancak gerek AYM’nin bu kararı gerekse AİHM’in İspanya kararı ülkelerin bu konuda ‘somut duruma göre’ anne veya baba soyadını eşit değerlendirmeye tabi tutması gerektiğini ortaya koydu. Bu durum bağlayıcı bir hal alabilir.”