Bu caminin sırrı çözülemiyor: 390 yıldır ayakta! Dikkat çeken saat detayı
Kocaeli'de 1631 yılında inşa edilen cami, zamana meydan okuyor. 390 yıldır çok sayıda afete şahit olan ve hiç hasar almayan caminin yalnızca saati çalışmıyor. 17 Ağustos 1999 günü, depremin yaşandığı saat olan 03.02'de duran saat daha sonra da herhangi bir değişiklik yapılmadan günümüze kadar geldi.
Kocaeli'de 1631 yılında Yumurtacı Mehmet Efendi tarafından yapıldığı bilinen Yumurtacı Camii, tam 390 yıldır ayakta duruyor. Depremlerden sellere, yangınlardan fırtınalara birçok felakete tanık olan cami hiçbir hasar almadan günümüze ulaşırken 1999'daki büyük depremde ise sadece duvar saati durdu. Saatler 03.02 geçeyi gösterirken meydana gelen depremde, tam bu saatte duran duvar saati hala 03.02'yi gösteriyor.
DEPREMDEN SONRA SAATİ DEĞİŞTİRİLMEDİ
Kocaeli’nin İzmit ilçesine bağlı Hacı Hasan Mahallesi’nde bulunan Yumurtacı Cami, 1631 yılında yumurta satarak geçimini sağlayan Yumurtacı Mehmet Efendi tarafından inşa ettirildi. Dönem dönem küçük tadilatlara sokulan caminin en önemli özelliği ise hiçbir ağır hasar almamış olması. Cami, bölgede büyük yıkıntılara sebep olan 1999 Gölcük Depremi’ni bile hafif hasarla atlattı.
Rivayetlere göre, 17 Ağustos 1999’da depremin gerçekleştiği saat olan 03.02’de duvar saati durdu. Saat daha sonra da herhangi bir değişiklik yapılmadan günümüze kadar taşınarak duvarda tutulmaya devam ediliyor. Saat hala 03.02'yi gösteriyor.
Hiçbir ağır hasar almamış olan caminin mimari yapısında ise taş duvar olması dikkatleri çekiyor. Tavanı ahşap malzemeden yapılan Yumurtacı Cami, dikdörtgen şekliyle de göze çarpıyor. Küçük bir alana sahip olan 2 katlı caminin üst katında ise kadınlar mahfili yer alıyor.
DİKDÖRTGEN, KARE BİÇMİYLE DİKKAT ÇEKİYOR
Hayatı boyunca Hacı Hasan Mahallesi’nde yaşayan 65 yaşındaki Muharrem Tezer, küçüklüğünden beri caminin hikayesinin ilk kez duyanlar tarafından ilgi çektiğini söylerken, “Camiyi yapan kişi Yumurtacı Mehmet Efendi. Kendisi burada yumurta satarak geçinirmiş. Sattıklarından elde ettiği kazançla camiyi yaptırmış. Kabri de caminin bahçesinde. Dikdörtgen kare biçiminde yapılmış bu mabet. Duvarları taş, tavan kısmı ahşap. Bir de üst katta küçük bir kadınlar mahfili bulunuyor” dedi.
"BAKIMSIZLIKTAN DOLAYI UFAK TEDEK TAMİRATLAR OLMUŞ"
Tezer, çocukluğunda caminin kapalı olduğunu ve küçük tadilatlar görmesinin ardından ibadete açıldığını vurguladı. Ayrıca caminin hiçbir ağır hasar almadığını da sözlerine ekleyen Tezer, “Cami çocukluğumuzda kapalıydı. Mahalle büyüklerimizden bazılarının ön ayak olmasıyla cami tekrar ibadete açıldı. Bir tamirat yapıldı ve o günden beri hizmet veriyor."
"Ara sıra tadilatlar yapıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olduğu için bazen vakıflar tadilatlar yaptı. En son 1999 Gölcük Depremi’nde hafif hasar aldığı için tadilat yapıldı. Yani, Yumurtacı Mehmet Efendi tarafından yapıldığından beri ağır hasar almamış. Bakımsızlıktan dolayı ufak tefek tamiratlar olmuş” şeklinde konuştu.
"DUVAR OLARAK ÖRÜLMÜŞTÜ, YENİDEN MEZAR TAŞI OLDU"
Bahçede bulunan Osmanlıca yazılı mezar taşlarının da bir aralar duvar taşı olarak kullanıldığını sonradan tekrar mezar taşı işlevine döndürüldüğünü söyleyen Muharrem Tezer, “Yumurtacı Mehmet Efendi’nin kabri caminin bahçesinde. Oradaki mezar taşları Osmanlıca yazılı. Eski mahalle sakinlerinden de defnedilenler var. Bizim küçüklüğümüzde Osmanlıca yazılı mezar taşları caminin bahçesinden toplanıp Bağçeşme Mezarlığı’na götürüldü. Bir kısmı da cami duvarları örülürken duvar taşı yerine kullanılmış. Daha sonraki yıllarda duvar olarak örülen mezar taşları duvarın içinden çıkarılıp tekrar mezar taşı olarak cami bahçesine kondu” ifadelerini kullandı.