Engelli 2 çocuk babası Halis Türkmen: "Onlar benim nefesim, onlar olmadan nefes alamam"
Kayseri’de 2 engelli çocuk babası Halis Türkmen evlatlarına olan sevgisini "Onlar benim nefesim, onlar olmadan nefes alamam" sözleriyle ifade etti.
Kayseri’de yaşayan Halis ve Gülay Türkmen çifti, anne karnında enfeksiyon kaptıkları için serebral palsi hastalığından dolayı engelli olarak doğan çocukları 17 yaşındaki Umut ve 15 yaşındaki Melisa için yıllardır mücadele ediyor. Vücutları gelişmeyen ve doğuştan görme yetileri olmayan iki çocuğunun kendisi için hayatın anlamı olduğunu söyleyen baba Halis Türkmen, engelli sahibi ailelere çocuklarından utanmamaları ve toplum içinde onlarla daha fazla ilgilenerek mutlu etmeleri gerektiğini söyledi.
Çocuklarının engel durumuna zamanla alışarak bu durumdan gücenmediğini ama çok zor bir durum olduğunu söyleyen anne Gülay Türkmen, "Doğuştan gelen bir hastalık. Hamile iken böyle bir şey yoktu. Doğumdan sonra meydana çıktı. Hastaneye gidip geldikçe daha kötülerini gördükçe artık kabullendim, alıştım. Onlar olmasa nefes alamayız. Bir anne ve baba için de gerçekten hiç kolay değil. Sabretmek gerekiyor. Asla gücenmiyorum ama bir anne ve baba olarak çok zor. Gerçekten ifade etmek zor Allah kimsenin başına vermesin. Allah böyle bir şeyi verdiyse de hoş karşılasınlar. Çocuklarımı seviyorum. İyi ki varlar" dedi.
Baba Halis Türkmen de çocuklarının engel durumundan dolayı onlardan hiçbir zaman umutlarını kaybetmediklerini söyleyerek, "Doğduklarında göz bebekleri yoktu. Kataraktlı doğdular. Göz bebekleri çok ufaktı. Ameliyat başlayınca ortaya çıktı. Gözlerine lens, mercek takıldı. Yaklaşık 10-12 yıl hastaneye getirip götürdük. Göremedikleri için, yatalak oldukları için şekil bozuklukları çıktı sonradan. Umut’un yumurtalıkları yoktu ve bunun üzerine ameliyat oldu. Bir ümit içerisindeydik her zaman. Biz de kendi kendimize diyorduk ‘Bir insan görmezse, vücut eksikliğinden kaynaklanıyor. Gözleri görse böyle olmazdı.’ Bu şekilde kendi kendimize teselli veriyorduk. 10-11 sene getirip götürdük. Hiçbir zaman umudumuzu kaybetmedik. Hastaneye sabah gidiyorduk gece saatlerinde geri geliyorduk. Bu konularda rahatız vicdan azabı çekmiyoruz. Onlar olmasa hayatın bir anlamı yok. Nefes alamam. Ben yurt dışına çalışmaya gittiğimde hep eşimi arardım çocuklarımı merak ederdim. Umut nasıl, ters döndürdün mü, sırtını kaşıdın mı, bu şekilde hep merak ederdim. Bizim gibi engelli çocukları olanlar hayata bağlı kalmalıdırlar. Kimse engellim var diye utanmamalı. Bana göre Allah’ın bana vermiş olduğu en büyük nimetlerden birisi. Bence onları gezdirmek, ortaya çıkarmak bir gurur benim için. Ben mutluyum, sevinçliyim. Ama tabii ki de onların bu halini gördükçe üzülüyorum, acıyorum. Diğer insanlarda saklamasınlar, çıkarsınlar” dedi.
Türkmen, ne zaman ne olacağının bilinmediğini ve her insanın bir engelli adayı olduğunu söyleyerek sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bazen ben görüyorum adamın engellisi var ama hiç kimse bilmiyor yani utanıyor onu kucağına almaya, gezdirmeye utanıyor ama neden utanıyor? Ayakta gezen her birey bir engelli adayıdır. Neyin ne olacağını kimse bilemez. İnsanın zoruna giden, normal bir insan veya çocuk hastalandığında kendilerini bir şekilde ifade edebiliyorlar. Ama bizim çocuklarımız kendilerini ifade edemedikleri için çok zoruma gidiyor. Bize çok ağır geliyor bu durum. Acaba neyi var, niye ağlıyor? Bilemediğimiz için bu işin tek zorluğu bana göre o başka da hiçbir zorluğu yok. Çocuklarımı seviyorum. Devletimizden Allah razı olsun. Eski hükümetlere bakarsak kimsenin özürlü çocuğu veya özürlüsü olup olmadığını bilmezdi. Bunun bakımını nasıl yapıyor, nasıl geçiniyor kimse bilmiyordu. Ama Sosyal Hizmetlerin getirmiş olduğu bu hizmet çocuklarıma içirdiğim mama, bez aylık yaklaşık 2 bin 500-3 bin TL bir para tutuyor. Devletimiz bize bakım parası veriyor. Allah devletimize zeval vermesin.”