Güllaç için Bilecik'ten tescil hamlesi: Geleneksel lezzet koruma altında

Osmanlı Saray mutfağının asırlık tatlısı güllaç için Bilecik'ten 'Geleneksel Ürün Adı' tescil başvurusu yapıldı. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ve Ticaret Odası iş birliğiyle başlatılan girişimle, Ramazan sofralarının vazgeçilmezi kültürel koruma altına alınıyor.

Güllaç için Bilecik'ten tescil hamlesi: Geleneksel lezzet koruma altında
KAYNAK:
IHA
|
GİRİŞ:
25.03.2025
saat ikonu 11:56
|
GÜNCELLEME:
25.03.2025
saat ikonu 11:56

Ramazan aylarında sofraların vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan güllaç için Bilecik'te 'Geleneksel Ürün Ad' tescil başvurusu yapıldı. Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın da Ramazan sofralarından eksik etmediği tatlının, başvuru ile kültürel korunmaya alınması hedefleniyor.

GÜLLAÇ NEYDEN YAPILIR?

Gül suyunun eklenmesiyle ortaya çıkan güllaç 1489 yılında saray mutfağına girdi. İlk başlarda 'güllü aş' olarak bilinen tatlının ismi, iki kelimenin kaynaşarak tek kelimeye dönüşmesiyle güllaç halini aldı. II. Murad devrine yani 1400'lü yıllara ait kayıtlarda güllacın Osmanlı mutfağına girdiği ve kitaplarda yer aldığı görüldü. Tatlının Bilecik'te coğrafi işaretinin alınmasıyla 'Geleneksel Ürün Adı Tescili' yapıldı.

Şeyh Edebali Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Gıda İşletme Bölümü Öğretim Görevlisi Mesut Kaplan, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi'nin iş birliğiyle, Türkiye'nin köklü tarihi ve gastronomik mirasının önemli bir parçası olan güllaç için 'Geleneksel Ürün Ad' tescil başvurusu yapıldığı söyledi.

Kaplan, güllacın yapılış biçimiyle ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:

"Güllaç için süt hazırlıyoruz, sütün kıvamını biraz artırmak için krema koyuyoruz. Sütü ilave edip yeniden karıştırmaya devam edeceğiz. Mısır nişastası, buğday nişastası ve buğday unundan elde ediliyor. Birkaç aşama ile elde ediliyor ve ince yaprak haline getiriliyor. Bunu sütle beraber tepside ıslatıyoruz ve yumuşuyor üzerine ceviz ve diğer meyvelerden özellikle nar var ise nar ile diğer meyvelerle üzerini süslüyorum."

GÜLLAÇ KORUMA ALTINA ALINDI

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Ticaret ve Sanayi Odası iş birliği ile güllacı koruma altına aldıklarını anlatan Kaplan, bu geleneksel ürünün formasyonunu, üretim ve tüketim özelliklerini standardize edip gelecek nesillere iletilmesi için çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Bu çalışmalar kapsamında Türk Patent ve Marka Kurumu'na 'Geleneksel Ad' olarak tescil başvurusunu yaptıklarını aktaran Kaplan, Türkiye'nin her tarafında güllaçların bu tescil başvurusu standardına uygun halde üretileceğini sözlerine ekledi.

Kaplan güllacın Osmanlı Saray mutfağının en lezzetli olması yanında, halk tarafından da en fazla tüketilen tatlı olduğuna dikkat çekti. Kanuni Sultan Süleyman zamanındaki saray kayıtlarında güllaçtan sıkça bahsedildiğinin altını çizdi. Sonraki dönemlerde de güllacı hemen hemen her belgede de görebildiklerini vurgulayan Kaplan, sözlerine şöyle devam etti:

"Kanuni Sultan Süleyman'ın Ramazan sofralarında eksik etmediği tatlılardan bir tanesiydi ve bu gelenek her dönem devam etti günümüze kadar geldi. Genelde mevsiminde nar tanesi kullanılıyor. Özellikle Bilecik nar konusunda Türkiye'nin önde gelen üreticilerinden, İnhisar bölgesi nar konusunda iyi ama şuan nar zamanı olmadığı için frambuazları kullandık."

Öte yandan, Bilecik'ten güllaç için coğrafi işaret başvurusunda bulunulmasına tepki gösteren Kastamonulu ustalar, "Bilecik ile güllacın hiçbir alakası yok" demişlerdi.

Sıkça Sorulan Sorular

Güllaç nedir ve nasıl yapılır?
Güllaç; süt, mısır nişastası, buğday unu ve buğday nişastasından yapılan ince yaprakların sütle ıslatılmasıyla hazırlanan geleneksel bir tatlıdır. Üzeri genellikle ceviz, nar ve mevsim meyveleriyle süslenir.
ETİKETLER
#Yaşam
YorumYORUM YAZ
Uyarı
Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.