Soyu tükenmişti 45 yıl sonra geri döndü! Artık iki yavrusu da var
1979 yılında kara ayaklı dağ gelinciğinin neslinin tükendiği sanılıyordu. Ancak 45 yıl sonra, ABD’li bilim insanları bu türün son vahşi bireylerinden birini klonlamayı başardı ve bu klonlardan biri sağlıklı iki yavru dünyaya getirdi.
1988'de San Diego Hayvanat Bahçesi’nde ölen "Willa" adlı kara ayaklı dağ gelinciği türünün son örneğiydi. Ancak bilim dünyası klonlama teknolojisi sayesinde bu türü geri getirmeye başardı. Willa'nın DNA'larından klonlanan ve Antonia adı verilen dağ gelinciği dünyaya iki de yavru getirdi.
GENETİK ÇEŞİTLİLİĞİ 3 KAT FAZLA
Bu klonlama çalışmaları, 1981’de Wyoming’de bulunan küçük bir popülasyonun ardından ABD’li bilim insanlarının başlattığı bir üreme programının parçası olarak geliştirildi.
Yıllar süren yeniden doğaya kazandırma çabaları sayesinde, günümüzde yaklaşık 350 kara ayaklı dağ gelinciğinin vahşi doğada yaşadığı tahmin edilse de, tür hâlâ düşük genetik çeşitlilik, hastalıklar ve yaşam alanı kaybı gibi tehditlerle karşı karşıya bulunuyor.
Genetik çeşitliliğin artırılmasında klonlamanın önemi Koruma amaçlı üreme ve klonlama çalışmalarının, türün gelecekteki varlığı için kritik öneme sahip olduğu düşünülüyor.
Antonia’nın klonlandığı doku örneği, doğadaki ortalama bir kara ayaklı dağ gelinciğine göre üç kat daha fazla genetik çeşitlilik içeriyor.
DİĞER TÜRLER İÇİN DE UMUT OLDU
ABD Balık ve Yaban Hayatı Servisi (FWS), bu yeni genetik çeşitliliğin türün sağlıklı bir iyileşme süreci için çok önemli olduğunu belirterek, "Bu genetik çeşitlilik artışı, türün uzun vadeli hayatta kalması için temel bir katkı sağlayabilir" açıklamasında bulundu.
Bu başarı, FWS, Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi ve Koruma Biyolojisi Enstitüsü, Revive & Restore, San Diego Hayvanat Bahçesi Vahşi Yaşam Birliği, ViaGen Pets & Equine ve Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği’nin iş birliğiyle mümkün oldu. Çalışma, tehlike altındaki türlerin genetik çeşitliliğini artırarak doğaya yeniden kazandırılmasına katkı sağlamayı amaçlayan büyük bir ekip çalışmasının ürünü olarak öne çıkıyor.
YETERLİLİĞİ TARTIŞMA KONUSU
Başarılı bir üreme sağlanmış olsa da, yeniden doğaya kazandırma süreci hâlâ önemli zorluklarla karşı karşıya. Bazı bilim insanları, bu tür klonlama çalışmalarının yüksek maliyet ve zorluk içerdiğine dikkat çekerek, kaynakların doğal habitatların korunması veya yeniden oluşturulması gibi geniş kapsamlı çözümlere aktarılmasının daha faydalı olabileceğini öne sürüyor.
Dünya genelinde kara ayaklı dağ gelinciği gibi kara hayvanlarının karşılaştığı en büyük tehditler, yaşam alanı kaybı ve insan-yaban hayatı çatışmaları olmaya devam ediyor.
Habitatların yok olması yalnızca kara ayaklı dağ gelinciği değil, nesli tükenme riski taşıyan diğer türler için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Ekosistem koruma ve restorasyon çalışmalarının yetersiz kalması durumunda, klonlama projelerinin türleri doğal ortamlarına kalıcı olarak kazandırmada eksik kalabileceği düşünülüyor.