Taburcu olduktan sonra fenalaşarak ölen genci tedavi eden doktor hakim karşısında
Kocaeli’de zehirlenme şikayeti ile gittiği hastanede taburcu edildikten sonra tekrar rahatsızlanarak hayatını kaybeden üniversite öğrencisini tedavi eden doktor hakim karşısına çıktı. Duruşma sonrasında konuşan hayatını kaybeden öğrencinin annesi, “Bir doktor hata yapamaz, yaparsa bir cana mal olur” dedi.
Olay, 6 Mayıs tarihinde Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bulunan Kocaeli Devlet Hastanesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde eğitim gören üniversite öğrencisi Hayrettin Ömeroğlu (26), akşam saatlerinde halsizlik ve mide rahatsızlığı şikayeti ile Kocaeli Devlet Hastanesine gitti. Kocaeli Devlet Hastenesinde acil poliklinikte tedavi edilen Ömeroğlu'na gıda zehirlenmesi teşhisi konuldu. Tedavi edilen Ömeroğlu, daha sonra taburcu edildi. Hastaneden taburcu edildikten sonra Ömeroğlu’nun tekrar rahatsızlandığını gören ev arkadaşı Muhittin Müftü, durumu hemen 112 Acil Yardım ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine sağlık ekipleri tarafından tekrar aynı hastaneye kaldırılan Ömeroğlu, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Hayrettin Ömeroğlu’nun cenazesi yapılan otopsi incelemelerinin ardından yaşadığı Bursa’nın Gürsu ilçesinde toprağa verildi.
Genci tedavi ettikten sonra taburcu eden doktor hakim karşısında
Yaşanan olay sonrasında hayatını kaybeden Hayrettin Ömeroğlu’nun ailesinin şikayeti üzerine üniversite öğrencisini tedavi ettikten sonra taburcu eden doktor C.K. hakkında Kocaeli 9. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Davanın bugün görülen ilk duruşmasında tutuksuz olarak yargılanan sanık C.K. hakim karşısına çıktı. Duruşmaya Hayrettin Ömeroğlu’nun annesi Hülya ve babası Cabbar Ömeroğlu, yakınları, üniversitedeki arkadaşları ve taraf hakimleri katıldı. Duruşmada savunma yapan doktor C.K., “5 yıldır doktorluk görevi yapıyorum. O gün de Hayrettin Ömeroğlu kusma ve ishal şikayetiyle hastanemize geldi. Bana tavuklu pilav yedikten sonra rahatsızlığının başladığını söyledi. Muayenesini yaptım, tansiyonunu ve ateşini kontrol ettikten sonra ‘Enfeksiyon kökenli olmayan gastroenterol’ tanısını koydum ve tedaviye başladım. Serum verdim ve bittikten sonra yeniden muayene ettim. Hastaya ve yakınına durumunu sorduğumda ‘Şikayetim hala devam ediyor ama kendimi daha iyi hissediyorum’ dedi. Ben de dikkat etmesi gereken şeyleri söyledim ve yanından ayrıldım” dedi.
“Yaklaşık 1 saat 20 dakika boyunca müdahale ettikten sonra hastayı kaybettik”
Ömeroğlu’nun tekrar hastaneye getirildiğinde tüm müdahaleleri yaptıklarını, ancak kurtaramadıklarını belirten C.K, “112 Acil Servis ekipleri hastayı yeniden getirdiklerinde kalbi durmuştu. Hastayı evden aldıklarında kalp atışının çok düşük olduğunu ve yolda da kalbinin durduğunu söylediler. Ben kalp masajı yapmaya devam ettim, 20 dakika sonra kalp atışı yeniden geldi. Kalp grafisini değerlendirdiğimde hastanın ‘Kalbi besleyen damarların tıkanmasına bağlı olarak gelişen kalp krizi’ teşhisini koydum. Hastaya acilen anjiyo yapılması gerekiyordu. 112 Acil Servis ekipleri ile görüştüm ve en uygun hastanenin bana Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi olduğunu söylediler. Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki doktorlar ile irtibata geçince hastanın durumunun çok kötü olduğunu ve ‘Stabil’ hale gelmeden sevk edilmesinin uygun olmayacağını söylediler. Bizde bu nedenle anjiyo için başka hastaneye sevk edemedik. Yaklaşık 1 saat 20 dakika boyunca müdahale ettikten sonra hastayı kaybettik” diye konuştu.
Duruşma ertelendi
Sanığın savunmasının ardından söz alan Hayrettin Ömeroğlu’nun anne ve babası şikayetçi olduklarını belirtti. Duruşmada konuşan Ömeroğlu ailesinin avukatı, sanığın söylediği saatlerde çelişki olduğunu belirterek, Hayrettin Ömeroğlu’nun hastanede yapılan işlemlerle ilgili evrakların talep edilmesini istedi. Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti, olay günü Hayrettin Ömeroğlu’nun yanında olan ev arkadaşı Muhittin Müftü’nün tanık olarak çağrılmasına ve eksiklerin tamamlanmasına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
“Doktorun anlattıkları birbirleriyle uyuşmuyor”
Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan baba Cabbar Ömeroğlu, doktorun ifadelerinde çelişkiler olduğunu ifade ederek, “Biz sonuna kadar bu davayı bırakmayacağız. Çünkü bizim başımıza gelen başkasının başına gelmesin. Öyle doktorlar var hastayı Azrail’in elinden alıyor, bizimki resmen Azrail’e teslim etti. Olay günü oğlum zehirlenme şikayeti ile hastaneye gidiyor. Oradan bir buçuk saat müdahale ediliyor. Daha sonra doktorun iddiasına göre benim oğlum iyi olduğunu söylemiş. Ama öyle bir şey yok. Doktor, ‘Git, bir iki güne hiçbir şeyin kalmaz diyor. Böyle vak'alara sık sık rastlandığını söylüyor. Doktorun anlattıkları birbirleriyle uyuşmuyor” dedi.
“Bir doktor hata yapamaz, yaparsa bir cana mal olur”
Daha sonra konuşan Hayrettin Ömeroğlu’nun annesi Hülya Ömeroğlu ise, hakim ve savcılara seslenerek, “Bir annenin evladının kaybetmesinin ne olduğunu anneler iyi bilir. Çünkü, bir doktor hata yapamaz, yaparsa bir cana mal olur. Bir mühendis hata yapamaz, çünkü yaptığı evin altında insanlar yaşıyor. Bir öğretmen hata yapamaz, yaparsa gelecek nesillerimizi mahvetmiş olur. Çünkü sayın savcı, hakim ve devlet adamlarımızdan, valilerimizden rica ediyorum. Böyle doktor, memur, inşaat mühendisi ve öğretmenlerin arkasında durmasınlar. Çünkü geleceğimiz onların elinde. Böyle insanlar cezasını hak ettiği şekilde çekmeli. En büyük ricam bu” diye konuştu.