Türkiye ve Mısır ilişkileri, 2013’de Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin askeri darbeyle devrilmesinden sonra maslahatgüzar seviyesine inmişti. İki ülke arasındaki gerilimin son yıllarda azalmasıyla normalleşme süreci başladı ve karşılık büyükelçi atandı. Yunanistan’ı oldukça rahatsız eden bu gelişmeyi, Yunan medyası manşetlere taşıdı. Peki ama neden?
Dogu Akdeniz’deki büyük gaz rezervleri bölgenin jeopolitik dengelerini degistirdi, devletler arasi iliskileri etkiledi. Türkiye ve KKTC’yi saf disi birakmak isteyen Akdeniz havzasindaki diger ülkeler, deniz alanlari için Münhasir Ekonomik Bölge ilaninda bulundu. Bununla birlikte de üçlü ittifaklar ortaya çikti. Misir bu ittifaklarda önemli bir aktör konumundaydi. Son gelismelerle birlikte, ittifaklar ve Türkiye arasindaki iliskiler farklilasmaya basladi.
Sisi’nin Misir’da darbe yaparak basa gelmesiyle iki ülkenin arasi bozulmustu fakat son yillarda normallesme sürecine girilmisti. Bu sürecin son adimiysa karsilikli büyükelçi atamak oldu. Misir Cumhurbaskani Sisi’nin 27 Temmuz’da gerçeklestirecegi Türkiye ziyaretiyle de bu süreç nihayete erecek.
Aslinda Cumhurbaskani Erdogan ile Sisi, normallesmenin sinyalini Dünya Kupasi açilisi için gittikleri Katar’da vermisti. Orada el sikisip görüsmeleri, 2013’den bu yana rafa kaldirilan Ankara-Kahire iliskilerinde yeni bir dönemin baslangici oldu.
Son 13 yil içinde hiç olmadigi kadar olumlu seyreden Türkiye-Misir iliskilerinden, Dogu Akdeniz’de hakimiyet kurmak isteyen Yunanistan ise son derece rahatsiz. Ege’deki komsumuz, bunu kendi ülkeleri için ulusal bir yenilgi olarak degerlendiriyor. Çünkü Türkiye’nin attigi bu adim Atina’nin Dogu Akdeniz’deki hesaplarini yerle bir etti.
Misir, Türkiye için hem Dogu Akdeniz’de hem Orta Dogu’da hem de Afrika’da kritik bir aktör. Bizim kirmizi çizgilerimizden biri ise dogu Akdeniz’deki haklarimiz… Yunanistan, bugüne kadar ABD ve Fransa’yi arkasina alarak Kahire ve Ankara arasindaki gerilimden faydalanmaya çalisti. Amaci ise korsan girisimle deniz yetki siniri genisleterek bölgedeki enerji kaynaklari sömürmekti.
Çesitli is birlikleri gelistirse de Kahire yönetimi aslinda bugüne kadar Atina’yi memnun edecek bir deniz yetki siniri anlasmasina imza atmadi ama komsuya Misir ve Türkiye iliskisinin kötü olmasi bile yetiyordu. Çünkü dogu Akdeniz’de yalniz bir Türkiye’ydi hedef ancak evdeki hesap çarsiya uymadi.
Türkiye’nin son dönemde izledigi çevre ülkelerle sorunlari çözmeye yönelik etkili dis politika adimlari oyunu bozdu. Bütün denklemi degistiren Türkiye, güçlü tarihi ve dini baglari olan Misir’la beyaz bir sayfa açti. Öte yandan son dönemde artan Dogu Akdeniz geriliminin ana aktörlerinden biri olan Yunanistan'dan sesler yükseldi. Yunanistan Disisleri Bakani Yorgos Yerapetritis, "Halihazirdaki olumlu iklimden faydalanmali ve anlasmazliga çözüm getirmeliyiz" dedi. Türkiye'yle görüsmeye hazir olduklarini belirten Yunan Bakan, Atina'nin kirmizi çizgilerinden geri adim atilmayacagini da vurguladi.
Misir ve Türkiye’nin bu yakinlasmasinin Dogu Akdeniz’deki dengeleri nasil etkileyecegini önümüzdeki günlerde görecegiz…