İngiltere'nin Manchester Havalimanı'ndan sefere başlayan TUI Airways havayolu şirketine ait Boeing 737 yolcu uçağı ölümcül bir felaketten kıl payı kurtuldu. Mürettebatın 43 dakika boyunca bir uyarı ışığını görmemesi üzerine 187 yolcu ve mürettebat hipoksi ve bayılma riski altında kaldı. Yapılan araştırma sonucu çıkarılan raporda uçağın kaptan pilotunun da neredeyse hiç uyumadığı da tespit edildi.
İngiltere'nin Manchester Havalimanı'ndan kalkan Almanya merkezli havayolu şirketi TUI Airways'e bağlı Boeing 737 model uçağın rutin bakım sırasında yapılan büyük bir hata, neredeyse ölümcül olabilecek bir felakete yol açıyordu.
Açıklama, İngiltere uçuşlarında herhangi bir sorun rapor edildiğinde devreye giren Hava Kazaları Soruşturma Şubesi (AAIB) tarafından hazırlanan raporun bir parçası olarak geldi. Söz konusu olay geçtiğimiz Ekim ayında meydana geldi, ancak soruşturmanın bulguları kamuoyu ile yeni paylaşıldı.
Raporda, "Her iki motor hava tahliye sistemi de kalkış için yanlışlıkla kapalı bırakılmıştı, bu nedenle uçak basınçlandırılamadı." açıklaması yer alıyor. Bu hayati güvenlik sistemlerinin bakım sırasında kapatıldığı ancak mühendislerin bunları tekrar açmayı başaramadığı anlaşılıyor.
Uçak sefere başladığı sırada mürettebat tarafından motor hava tahliye sistemleri yeniden etkinleştirildi ancak yükseliş sırasında uçak klima paketindeki bir arıza nedeniyle "ana uyarı" vermeye başladı.
Pilot, hava trafik kontrolü ile mutabık kalarak, uçağı Manchester Havalimanı'na geri döndürme kararı aldı.
Ancak uçak Manchester'a vardığında mürettebata uçağın aşırı yakıt dolu olduğu ve iniş yapabilmesi için yeterli yakıtı yakana kadar turlaması gerektiği bildirildi.
Bu süre zarfında mürettebat oksijen maskesi uyarı ışığını 43 dakika boyunca görmemiş ve rapora göre bu durum onları ve yolcuları "hipoksi" riskine maruz bırakmıştır.
Bu durum, vücut dokularında depolanan oksijen miktarının güvenli seviyelerin altına düşmesi anlamına gelir ve uzun sürmesi halinde ölümcül olabilir.
AAIB, bu irtifada, önceden var olan tıbbi sorunların yokluğunda ölüm ihtimalinin çok az olduğu ve bilinç kaybının küçük bir olasılık olduğu sonucuna varmıştır. Ancak bunun pilot da dahil olmak üzere uçaktakilerin "bilişsel performansını" etkilemiş olabileceğini belirtmiştir.
Raporda şu ifadelere yer verilmiştir:
"Bu irtifa aralığında, hipoksik maruziyet bilişsel performansı ve karar alma mekanizmasını, bilişsel testlerde düşüşün gözlemlenebileceği noktaya kadar etkilemek için yeterli olabilir.
"Bu irtifa aralığında, maruz kalma süresi, hipoksinin başlama hızı (örneğin basınçlandırma yoksa tırmanma hızı), fiziksel iş yükü, yorgunluk, bireysel tepkiler ve gerçekleştirilen görevin türü dahil olmak üzere hipoksinin şiddetini ve etkisini etkileyen birçok değişken vardır."
Rapor ayrıca, pilotun bir önceki akşam nöbetçi olduktan sonra sadece 3 saatlik uykuyla çalıştığını tespit etmiştir.
Rapor şu şekilde devam etmektedir:
"Pilot yorgunluğun bu olayda bir etken olduğuna inanmasa da, olaydan önceki 8 hafta boyunca ve olaydan hemen önceki dinlenme dönemindeki listesinin analizi, yorgunluğun hala katkıda bulunan bir faktör olabileceğini göstermektedir.
Yorgunluğun, özellikle de kronik yorgunluğun sinsi olabileceği ve bireyin kendisindeki semptomları fark edemeyebileceği unutulmamalıdır."
Uçak sabah 08.10 sıralarında Manchester Havalimanı'na güvenli bir şekilde iniş yapmış ve daha sonra herhangi bir tıbbi sorun rapor edilmemiştir.