Altın fiyatları jeopolitik riskler ve merkez bankalarının altın talebi ile etkilenmeye devam ediyor. Merkez Bankası'nın enflasyon beklentileri doları etkilediği için altın fiyatını dolaylı olarak etkiliyor. Ünlü ekonomist "Merkez Bankası'nın enflasyon beklentisi yüksek olursa ve dolar kurunda düşüş görürsek altın fiyatı yükselir" açıklamasında bulunarak altının geleceği seviyeyi açıkladı. İşte altının fiyatının yükselişine eşlik edecek 2 unsur.
Altın fiyatlarını jeopolitik riskler ve altın talebi belirliyor. Ekonomist Prof. Dr. Sefer Şener'e göre, şu anki trend devam ederse altın fiyatlarında yükseliş devam edecek. Altın fiyatlarını etkileyen ana unsurları sıralayan Şener, yeni rekorlar için tarih verdi. Altın yatırımcıları dikkat. Jeopolitik gerilim ve enflasyon altın fiyatlarını destekliyor.
Ekonomist Prof. Dr. Sefer Şener'in TGRT Haber TV'ye yaptığı açıklamaları şöyle;
"Altının fiyatını belirleyen iki tane unsur var, ana unsur. Bir tanesi eğer piyasalar risk algılarsa jeopolitik riskler, söylemler, ülkeler arasındaki savaşlardır. Şu an Trump'ın yaptığı gibi bir takım ülkelere, gümrük tarifelere, ticaret savaşları vesaire bunlar jeopolitik risk olarak algılanıyor ve otomatik olarak altının fiyatını yukarıya taşıyor. Yani piyasalar risk gördüğü anda kıymetli metallere yönlenmiş oluyor. Birinci sebebi bu.
İkinci bir sebebi daha var. O da piyasaların altın talep etmesi yani hala hem bireysel anlamda altın talebi dünyada söz konusu hem de merkez bankalarının altın talebi söz konusu. Bugün altın fiyatlarından dolardan vs. bahsediyoruz ama küresel çapta en çok altını olan ülke Amerika Birleşik Devletleri şu anda.Yani kasasında Merkez Bankası'nın kasasında en çok altın tutan ülke Amerika Birleşik Devletleri. Yani şaşırtıcı şekilde onun arkasından Almanya, Japonya gibi ülkeler geliyor. Dolayısıyla ekonomileri çok güçlü olan dolar bazlı çalışan ülkeler dahi çok uzun yıllardır Rezerv çeşitlenmesi adına altın bulunduruyorlar.
Şimdi bir taraftan jeopolitik risklerin olması, bir taraftan altın talebinin bu şekilde devam ediyor olması aslında altın fiyatlarını yukarıya taşıyor. Şu an geldiğimiz noktada ons olarak değerlendirdiğimizde işte 2890 dolarlı seviyeleri gördük. Bu da Türk lirası gram altın olarak da işte 3360'lı seviyeleri gösteriyor.
Bizim Merkez Bankamızın bir beklentisi var değil mi? Dolar tahminiyle ilgili kurla ilgili deniliyor ki enflasyon işte yüzde 28 civarında piyasa beklentisini söylüyorum. Merkez Bankası'nın anketlerinden söylüyorum. Yani Piyasanın beklediği gibi %28'li civarda bir enflasyon gelirse bu şu manaya gelir. Döviz kurunun da doların da aşağı yukarı işte 40'lı 42'li seviyelere gelmesi demektir. Eğer bu seviyelere gelirse dolar o zaman altının gram fiyatı da 4000 lirayı bulacak demektir. Yıl sonu itibariyle yani 2025'in tamamı için söylüyoruz bunu.
Trump geldiği günden beri önce Kanada'ya, Meksika'ya yüzde 25'lik vergiler getirdi, arkasından Chile'ye yüzde 10'luk bir gümrük vergisi getirdi. Bundan sonraki süreçte de Sayın Trump'ın söylemleri gayet açık. Diyor ki dünyanın tamamını Avrupa Birliği'ne, Japonya'ya, Hindistan'a, Çin'e hangi ülke olursa olsun bu gümrük vergilerini yaygınlaştıracağını söylüyor. Şimdi doğal olarak böyle bir söylem uluslararası düzeyde enflasyonu körüklüyor. Bir taraftan güçlü bir doları sağlıyor. Bir taraftan da fiyatların yani emtia fiyatlarının altın başta olmak üzere yani sadece altın değil bütün mal fiyatları yukarı doğru taşınıyor.
Yani hala Orta Doğu'da İsrail'in tutumu devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşı devam ediyor. Dolayısıyla Bu risk algısı otomatik olarak altını yukarı taşıyor. Bu hiçbir zaman eksik olmayacağına göre Merkez bankalarının talepleri de devam ettiğine göre o zaman diyoruz ki rahatlıkla bu şekilde olduğu zaman altının yönü daima yukarı olacaktır."