Borsa İstanbul’da dalgalı seyir sürüyor. Yatay hareketler ışığında yatırımcı, endekste beklentileri merak ediyor. Bankacılık sektöründe yükseliş devam ediyor. Yabancı yatırımcı ise Türkiye'yi dikkatle izliyor. Peki, Borsa’da dar bantta hareket edilirken hangi gelişmeler yükseliş getirir? Yatırım direktörü Ali Acer açıkladı.
Borsa İstanbul'da güçlü trend beklentileri devam ediyor. Yatırımcılar için yeni fırsatlar kapıda. Borsada yola çıkmadan önce yapılacakları Yatırım direktörü Ali Acer anlattı. İşte Borsa İstanbul’da yeni Adımlar, yeni trendler ve küresel etkiler ışığında yatırım ipuçları.
A Para'ya konuşan deneyimli uzman Borsa İstanbul için şu açıklamalarda bulundu;
"Borsa İstanbul'da hafta başından itibaren daha yatay bir seyir izliyoruz. Sınırlı bir artış ya da azalış gözlemleniyor. Son bir hafta içinde daralan bir bant var. Aşağıda 9800, yukarıda ise 9950 seviyeleri, Borsa İstanbul için yeni bant aralığı oldu. Sıkışma giderek dar bir alanda yoğunlaşıyor. Bu tür durumlar sonrasında genellikle güçlü hareketler gözlemlenebilir. Eğer aşağı kırılım gerçekleşirse, aşağı yönlü bir hareket başlayabilir, yukarı kırılımda ise güçlü bir hareket yaşanabilir. Özellikle hacmin artması, hareketin güçlenmesini destekleyebilir. Bu bağlamda, 9800 aşağıda ve 9950 yukarıda olmak üzere dikkatli olunması gereken bir süreç var. Olası bir yukarı kırılımda 10.000-10.500 bandına doğru hızlı bir atak gelebilir.
Ancak, genel anlamda baktığımızda, güçlü bir yukarı yönlü hareketi destekleyecek bir haber akışı şu an için bulunmuyor. Bilançolar açıklanmakta ve bunlar, beklenen güçlü bir yukarı hareketi destekleyecek düzeyde değil. Bilançolarda kötüleşme devam ediyor, ve bu durum fiyatlamalara yansıyor. Yeni döneme ilişkin net bir beklenti olmaması nedeniyle, dar alanda testere hareketlerinin devam etmesi muhtemel. Bu durumu aşabilecek faktörler, pozitif yönde gelecek bir haber akışı veya enflasyon verilerinde net bir iyileşme görmemiz olabilir. Bu, faiz indirimleri ile birlikte gevşeme adımlarının satın alınmaya başlanmasını sağlayabilir. Ancak bu durumda Borsa İstanbul güçlü bir trende kavuşabilir.
Bankacılık sektörü, likit olması nedeniyle her dönemde yabancıların ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Ancak, net bir pozisyon birikimi söz konusu olmuyor. Yabancılar birkaç gün alım yaptıktan sonra tekrar satışa geçiyor. Bu hareketlilik, özellikle Merkez Bankası toplantılarından önce belirginleşiyor. Geçen Merkez Bankası toplantısından önce bankacılık endeksi zirveye yaklaşırken, toplantı sonrası ciddi bir düzeltme yaşandı. Benzer şekilde, bu hareketliliğin devam etmesi beklenebilir. Bankacılık sektörünün bilançoları iyi gelse de, kötü gelse de likit olmaları ve endeksteki ağırlıkları nedeniyle tercih edilmeye devam ediyor.
Sanayi sektöründe ise henüz net bir hareketlilik gözlemlenmiyor. Ancak, bankacılık sektöründeki satışların, Kardemir gibi sanayi şirketlerinde yabancı alımları olarak girmeye başladığı görülüyor. Bu açıdan da dikkat edilmesi gereken önemli destek ve direnç seviyeleri mevcut.
Telekom sektörü, belirli bir alanda dip yapmaya çalışıyor ve zirvelerine yakın seviyelerde dip yapma çabası içeriyor. Endekste bir kırılım olması durumunda, bilançolarının iyi olması nedeniyle ilgi odağı olmayı sürdürecektir.
Holdingler, kendi içlerinde hareketlilik gösteriyor. Ancak, özellikle Koç Holding’in geçtiğimiz yıl Mayıs ayında Yapı Kredi satışının iptalinin ardından yaşadığı geri çekilme, tüm iştiraklerinde benzer bir harekete neden oldu. Koç Holding, bugün baktığımızda zirve fiyatının yarısına inmiş durumda. Bu durumu dikkatle izlemek ve trende dönüşmeden fazla pozisyon almamak gerektiğini söyleyebilirim. Sabancı Holding ise daha sağlam bir duruş sergiliyor ve zirvesine yakın seviyelerde dip yapma çabası içinde. Bu tür durumlarda, teknik kırılımları görmeden pozisyon açmakta dikkatli olmakta fayda var.
Yabancı yatırımcı, politikaların devamlılığını görmek istiyor. Ancak, siyasi haber akışındaki belirsizlikler ve enflasyon sorunları, henüz yabancı yatırımcı için güven sağlamış değil. Bu nedenle, pozisyon biriktirmede temkinli bir yaklaşım görülüyor. Son üç aya baktığımızda, yabancı yatırımcılar pozisyonlarını artırmış olsa da, önceki dönemlerdeki gibi büyük bir yükseliş gözlemlenemiyor. Yabancılar, artık destek seviyelerine geldikçe alım yapıyor ve hisse biriktiriyor. Serbest fonlar da bu dönemde hisse pozisyonlarını artıran fonlar arasında yer alıyor.
Trump’ın gümrük tarifeleriyle ilgili açıklamaları dikkatle izleniyor. Üzerinde durduğu ürünler için %25 gümrük tarifesi uygulanacağı mesajı verildi. Bu gelişmeler, dış ticaret hacmi ve enflasyon beklentileri dahil birçok ülkeyi etkileyebilir. FED’in daha temkinli bir politika izlediği görülüyor. Faiz indirimi beklentileri daha da zayıflamış durumda. Trump’ın açıklamaları, faiz artırımlarını bile gündeme getirebilecek seviyeye gelebilir.
Gümrük tarifeleri, Türkiye için aslında fırsatlar da yaratabilir. Özellikle demir çelik ve alüminyum gibi ürünlerde Türkiye zaten belirlenen oranlarda gümrük vergilerini uyguluyor. Diğer ülkelere benzer vergiler uygulanması halinde Türkiye rekabet avantajı kazanabilir. Ancak, gümrük vergilerinin tüm dünyada dezavantaj yaratacağını unutmamak gerekiyor.
FED’in faiz indirimi beklentileri de giderek azalıyor. Uygulanan politikaların enflasyon üzerinde baskı oluşturma ihtimali, bu beklentilerin zayıflamasına neden oldu. Bu yüzden süreç, daha temkinli ve şahin bir yaklaşıma doğru evriliyor."