Fırtınalı ABD Seçimi'ne iki hafta kala altın fiyatından 35. rekor! Uzun vadeli itici güçler yerinde kaldı
Altın fiyatı bu hafta rekor seviyeye ulaştı, analistler şimdiye kadar nasıl yol kat ettiklerini anlatırken, yatırımcılar da daha ne kadar yükselebileceklerini merak ediyor. Birçok analist, altının bir yıl içinde ons başına 3000 dolara ulaşabileceği yönünde tahminlerde bulunuyor. Altında son 45 yılın en güçlü performansının yaşanması beklentilerin gerçekleşme olasılığını artırdı.
Altın fiyatı rekor seviyeye ulaşarak ons başına 2730 doların üzerine çıktı. Ons altın bu yıl 35 kez rekor tazeleyerek son 45 yılın en güçlü performansını gösterdi. Altının onsu bu yıl yaklaşık yüzde 37 değer kazandı.
ALTINDAN TARİHİ PERFORMANS
Dün ons başına 2758 ABD doları seviyesinden işlem gören altın fiyatı son 12 ayda yüzde 37 gibi bir oranda arttı. Gümüş fiyatları ise yıllar süren durgunluğun ardından yüzde 46 artışla daha da yükseldi.
Dünya Altın Konseyi Asya Pasifik ve merkez bankaları başkanı Shaokai Fan, "Altının fiyat performansı dünyanın dikkatini çekti. Düşük faiz oranları, jeopolitik belirsizlik ve artan yatırımcı odağı, rallinin katalizörleri oldu" dedi.
ONS BAŞINA 3000 DOLAR TAHMİNİ
Birçok analist, altının bir yıl içinde ons başına 3000 dolara ulaşabileceği yönünde tahminlerde bulundu.
Piyasa odağı Fed'in daha derin kesintiler yerine kademeli bir gevşeme döngüsüne beklentilerine kaydı. Altın için uzun vadeli itici güçler yerinde kalırken, bir duraklama veya sığ faiz indirimleri yatırımcılara son fiyat rallisinden sonra kar elde etmeleri için bir sebep olarak doğdu.
Ons altın, uluslararası piyasalarda 23 Ekim'de bu yıl 35. kez rekor yenileyerek 2 bin 758,42 seviyesine yükseldikten sonra, 25 Ekim'de 2 bin 747 dolar seviyesinden işlem gördü.
ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerine yönelik hangi adayın kazanacağına dair belirsizlik sürerken piyasalarda hangi adayın kazanmasının altın fiyatı için faydalı olacağı konusunda hala belirsizlik mevcut. Fırtınalı ABD Seçimi'ne iki haftadan az bir süre kala altına yönelik güvenli liman talebi politik ve jeopolitik belirsizlik nedeniyle arttı. Ayrıca, ABD'nin artan mali borç görünümüne ilişkin endişeler, altına yatırım yapma olasılığını güçlendirdi.
