ABD'nin dış ticaret açığı, tarife endişelerinin tetiklediği altın ithalatındaki rekor artışla ocak ayında tarihi zirveye çıktı. Panik ortamında güvenli liman olarak görülen altına hücum eden yatırımcılar, ülke kasalarını külçe altınla doldurdu.
ABD'de dış ticaret açığı, tarife endişelerinin etkisiyle ocak ayında tarihi zirveye ulaştı. Açık, yüzde 34'lük artışla aylık bazda 131,4 milyar dolara yükselerek tüm zamanların rekorunu kırdı. Dış ticaret açığındaki bu dramatik yükselişte, özellikle altın ithalatındaki astronomik artış büyük rol oynadı.
ABD hükümetinin olası gümrük vergisi artışlarıyla ilgili söylentiler nedeniyle piyasalarda panik havası hakim olurken, yatırımcılar ve finans kurumları güvenli liman arayışına girerek altına hücum etti. Bu nedenle Aralık 2024'te 10,7 milyar dolara çıkan altın ithalatı, Ocak 2025'te yaklaşık üç katına çıkarak 30,8 milyar dolara ulaştı.
İthal edilen külçe altınların büyük çoğunluğu önce Londra’dan İsviçre’ye sevk edildi. Londra'daki büyük altın depolarından çıkarılan 400 ons ağırlığındaki külçeler, İsviçre'de 100 ons ağırlığındaki standart altın külçelerine dönüştürülerek ABD'ye gönderildi. Bu sevkiyatlarla ABD’nin İsviçre’den yaptığı altın ithalatı, Kasım 2024'te 5,7 milyar dolar iken, Aralık'ta 14,2 milyar dolara, Ocak 2025’te ise 23,8 milyar dolara yükseldi.
Artan altın ithalatı, New York Comex depolarındaki altın stoklarını da olağanüstü şekilde artırdı. Comex'teki altın miktarı, son üç ayda yüzde 121 yükselerek 39,7 milyon troy onsa (yaklaşık 1235 ton) ulaştı.
UBS Bankası emtia analisti Giovanni Staunovo, altın ithalatındaki bu hızlı yükselişin ardında ABD'deki tarife korkusu ve piyasalarda devam eden ekonomik belirsizliklerin bulunduğunu belirtti. Faiz oranlarındaki belirsizlik, hisse senedi piyasalarındaki dalgalanmalar ve küresel jeopolitik risklerin yatırımcıları altın gibi güvenli liman varlıklarına yönelttiğini vurguladı.
Arbitraj fırsatları da altın ithalatını körükledi. Londra spot piyasasında ve New York vadeli piyasasında (Comex) altın fiyatları arasındaki fark, Şubat ayında ons başına 50 doların üzerine çıkarak rekor kırdı. Yatırımcılar bu fiyat farkından yararlanmak için büyük miktarda altını ABD’ye sevk ederek arbitraj işlemlerini hızlandırdı.
Goldman Sachs ekonomisti Manuel Abecacis, ithal edilen altının büyük ölçüde ekonomik üretime veya tüketici harcamasına yönelik olmadığını, bu nedenle GSYH hesaplarına önemli ölçüde dahil edilmeyeceğini belirtti. Bu durum, dış ticaret açığındaki büyük artışın ekonomik büyüme rakamları üzerindeki olası olumsuz etkisini azaltabilir.