Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 4. Tarım Orman Şurası’nda konuşuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin dünyadaki en büyük 7. tarım üreticisi ve Avrupa'da ilk sıradaki konumunu vurguladı. Küresel korumacılık trendlerinin ekonomiye olumsuz etki edebileceğini ve Türkiye'nin bu alanda avantajlı olduğunu belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin dünyanın en büyük 7. tarım üreticisi ve Avrupa'da ilk sırada olduğunu ifade etti. Şimşek, küresel korumacılık yükselişinin küresel büyümeyi olumsuz etkileyeceğini belirterek Türkiye'nin düşük borç yükü ve yüksek büyüme potansiyeli olduğunu vurguladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ankara’da IV. Tarım Orman Şurası “Tarım Ekonomisi Atölyesi” programında konuşma gerçekleştirerek tarımda Türkiye'nin dünyadaki yerini belirterek, tarıma doğrudan, dolaylı ve finansal açıdan sağlanan desteklere dair bilgi verdi.
Bakan Mehmet Şimşek, ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük tarifelerinde Türkiye'nin görece daha az etkileneceğini belirterek; Türkiye'nin ihracattın çoğunu yakın ve dost ülkelerle gerçekleştirdiğini ifade etti.
"İhracatın kural bazlı ülkeler dışında kalan önemli bir kısmı bu tür coğrafyalara olduğu için dış ticaretteki korumacılığa karşın bize benzer ülkelere göre göreceli olarak daha az etkileneceğiz Türkiye'nin ihracata bağımlılığı benzer ülkere göre düşük. GSYH'mizi üretirken ihracat bazlı değil, iç talep bazlı gitmişiz. Bize yansımaları başka ülkelere göre daha sınırlı olacak, çünkü bizde belirleyici olan iç pazardır. Bizim ABD ve AB dışı toplam 54 ülke ile serbest ticaret anlaşmamız var, ihracatı yüzde 68'i bu ülkelere gidiyor. İhracatımızın yüzde 80'inden fazlası yakın ve dost ülkelere gidiyor."
Mehmet Şimşek'in açıklamaları şöyle;
"Dünyada dengeler değişiyor bunun yansımaları bize belirsizlik, oynaklık ve daha karmaşık bir küresel makro arka planla bizleri karşı karşıya bırakıyor. Dünyada ticarette ciddi bir artan korumacılık var. Küresel finansal kriz sonrası korumacılık tedbirlerinde ciddi artış var. Bugün korumacılık yeni normal diye addedilebilir noktaya gelmiş durumda.
Eğer korumacılık bu şekilde devam ederse neredeyse Almanya, Fransa büyüklüğü kadar küresel hasılada düşüş öngörülüyor. Küresel ticaret, küresel büyümenin ana motorlarından bir tanesidir.
Dünyada faiz düşükken borcunuz yüksekse belki etkisi sınırlı oluyor ama faizin yüksek seyrettiği, belirsizliğin yüksek olduğu dönemlerde dünya büyük bir borç yükü ile karşı karşıyaysa bu küresel ekonomiyi aşağı çeker.
Dünyada borcun milli gelire oranı yüzde 328. Türkiye’de hanehalkı, şirketlerin, finans sektörünün ve devletin milli gelire oranı yüzde 93. Türkiye burada da avantajlı. Bizim büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu ifade etmek istiyorum.
Türkiye’de maalesef çok hızlı bir yaşlanma olacak. Doğurganlık oranı hızlı düştü. Ciddi bir dezavantajımız oluştu mu? Henüz değil. Bizim 20 yıllık nüfus anlamında avantajımız var. Doğurganlık oranı düştüyse de çalışma çağındaki nüfusun artışı devam edecek. Türkiye’de nüfusun yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların iş gücüne katılım oranı bize benzer ülkelere göre düşük, yüzde 36 civarında. OECD ülkelerinde bu oran yüzde 67 civarında. Biz reform yaparak, güçlü destekler vererek inanıyorum ki önümüzdeki dönemde kadınların iş gücüne katılım oranı Türkiye’de de OECD seviyelerini yakalayacak.
Türkiye'de brüt borcun milli gelire oranı yüzde 93 seviyesinde, dünya ortalamasının çok altında. Programımızın bir hedefi var; sürdürülebilir yüksek büyüme ve adil dağılımı, bu hedefe ulaşmak için fiyat istikrarı, yani enflasyonun tek haneye indirmek ve mali disiplin hedefliyoruz. Programın özü kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm programı. Ciddi bir enflasyon sorunu ile karşı karşıya olduğumuz ortada ama önce enflasyonu kontrol altına aldık. Kontrol dönemiydi.
2024 ikinci yarısından itibaren dezenflasyon dönemine girdik. Dezenflasyonda başarı var, programa yakın gidiyor.
Son yaşanan çalkantıların kalıcı bir etki yapacağını düşünmüyorum. Hizmet enflasyonunda katılık var, kiralarda yüzde 25 üst limitini artırdık, eğitimde müdahalemiz söz konusu değil. Net bir şekilde enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek çünkü bu bizim en büyük önceliğimizdir. Bütçe açığını bu sene düşürmeyi hedefliyoruz, büyümede öngördüğümüzden daha fazla yavaşlama olabilir.
Cari açığın artmasını bekliyoruz. Dünyadaki gelişmelerden dolayı petrol fiyatları çöktü, petrol fiyatları bu seviyelerde kalırsa cari açık sorunu olmayacak. Türkiye, petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki düşüşten en olumlu etkilenen ülkeler arasında yer alıyor.
Bu program sayesinde kırılganlıkları azalttık, iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığı artırdık. Eleştiriyorlar rezervler neden kullanılıyor. Rezerv şoklara karşı tampondur, tabii ki rezervler kullanılmak üzere biriktirilir.
Kur korumalı mevduat, Türkiye için önemli bir koşullu yükümlülüktü. Bunu azaltmak Türkiye'ye ilişkin belirsizlikleri azaltmak anlamına gelir. 22 milyar doların altına düşürdük, KKM'den çıkış piyasalarda oynaklık ve sorun yaratmadan program sayesinde başarılı bir şekilde sağlanıyor."