Ege'deki deprem fırtınasına uzmanlardan ilk yorum! Tsunami tehlikesi kapıda
Son günlerde Ege Denizi'nde art arda meydana gelen depremler, endişeye yol açarken uzmanlar bu depremlerin İstanbul veya Anadolu'nun başka bölgeleriyle doğrudan bağlantılı olmadığını belirtti. Bölgedeki sismik hareketliliği değerlendiren uzmanlar, Muğla'nın yakın konumda olması nedeniyle gelişmelerin dikkatle izleneceğini vurguladı. Ayrıca, olası bir deprem ya da tsunami riskinin yakından takip edileceği ifade edildi.
Ege Denizi'nde 28 Ocak’tan bu yana devam eden sismik hareketlilik dikkat çekiyor. Bölgede art arda meydana gelen depremler, bilim insanlarını yakından izlemeye yönlendirirken, komşu Yunanistan’da önlemler üst seviyeye çıkarıldı. Türkiye’ye etkisinin olup olmayacağı ise merak konusu.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, sarsıntıların yaklaşık 2 bin 500 kilometrekarelik bir alanda sürdüğünü ve bölgede belirgin bir sismik artış gözlemlendiğini belirtti.
Özel, enstitü olarak bölgeyi aralıksız takip ettiklerini vurgulayarak, "Burası Ege Denizi'nin güney kesiminde yer alıyor ve Helenik Yayı ile Afrika Plakası’nın, Avrasya Plakası’nın altına daldığı aktif bir deprem kuşağında bulunuyor. Son iki buçuk yıldır bu bölge hareketliydi ancak son günlerde depremlerin sıklığında gözle görülür bir artış var. Akdeniz’de de sürekli sarsıntılar kaydediyoruz" şeklinde konuştu.
VALKANİK HAREKETLİLİK VAR MI?
Özel, tarih boyunca bölgede çok sayıda deprem ve büyük patlamalar yaşandığını, bazılarının tsunamiye neden olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Benzer bir etkinlik 2011-2012 yıllarında da kaydedilmiş, volkanik aktivite dönemleri olmuş. Bölgenin sürekli olarak bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu biz zaten biliyoruz. Son yüzyıldaki aktivitesi bölgedeki sismik hareketlerle doğrudan ilişkili. Ancak bunlar normal faylarla, dışa yatımlı faylarla uyumlu. Biz, 4 tane büyük depremin kaynak mekanizmalarını da çözdük. Tektonik faktörlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz, böyle değerlendirebiliriz. Aktivitenin deprem fırtınası şeklinde seyretmesinde bölgenin volkanik özelliklerinin de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak aktivitenin doğrudan bir volkan hareketliliği gösterip göstermediğine ilişkin elimizdeki verilerle kesin bir şey söylemek mümkün değil."
"MARMARA BÖLGESİ'Nİ ETKİLEYECEK FAKTÖRLER DEĞİL"
Aksatılmadan disiplinli izleme sistemiyle burasının sürekli gözlenmesi gerektiğini ifade eden Özel, şunları söyledi:
"Türkiye'de acil bir durum görülmüyor ama gelişmeleri yakından izliyoruz. Aktivitenin seyrine göre değerlendirmeye devam etmekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Bunlar, Marmara Bölgesi'ni etkileyecek faktörler değiller. Türkiye'de güneybatıya etkilerini değerlendirmek de aktivitenin nasıl devam edeceğine bağlı. Şu andaki mevcut aktivite, Girit'in kuzeyi ve Türkiye'nin güneybatısı arasında yer alan bir hat. Böyle bir şeyin bütün Marmara'yla tek bir bağlantısı olamaz"
TSUNAMİ TEHLİKESİ VAR MI?
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise depremin olduğu lokasyonun önemine işaret ederek, bir haftadan beri bölgede bir kısmı 4 ve üzeri olan 500'den fazla depremin yaşandığını ifade etti.
Santorini'nin yanındaki Amargos Adası'nda, 1956'da deniz içerisinde yaşanan büyük bir depremin tsunamiye ve 5 metrenin üzerinde dalgalara neden olduğuna işaret eden Ersoy, burada hem volkanik hem tektonik depremlerin hem de tsunaminin oluşabildiğini öne sürdü.
Ersoy, bölgede oluşabilecek üçlü tehlikeye dikkati çekerek, "Bu bakımdan bölgeyi sürekli izliyoruz, aktivitelere bakıyoruz. Aynı şekilde Yunanistan Krizi Merkezi de izliyor, bazı uyarılarda bulunuyor. Bizi ilgilendiren tarafı olan Bodrum ile Muğla'nın kıyılarına yakın olması nedeniyle oluşabilecek bir deprem ya da tsunaminin etkileri açısından takipteyiz" diye konuştu.
⚠️EGE DENİZİ DEPREMLERİ LİSTESİ İÇİN TIKLAYIN