Törer örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'dan örgüte silah bırakma çağrısı geldi. Bu çağrının ardından, PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'nin nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu oldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise bugün yaptığı açıklamada, Mazlum Kobani adıyla bilinen Mazlum Abdi’nin Suriye'de lider gibi gösterilmeye çalışılmasının aksine bağımsız bir figür olmadığını belirterek, 'Herkes Mazlum’u lider sanıyor ama o iki kişiye hesap vermek zorunda.' sözleriyle örgütün gerçek kontrol mekanizmasını gözler önüne serdi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar merkezli Al Jazeera Arabic’te gazeteci Ali el-Zafiri’nin sunduğu Al-Muqabalah (Söyleşi) programında önemli açıklamalarda bulundu. Suriye’deki gelişmeler ve PKK/YPG terör örgütüne yönelik değerlendirmelerde bulunan Fidan, ABD’nin DEAŞ’la mücadele bahanesiyle PKK’ya verdiği desteği eleştirdi. Fidan, “Özellikle Suriye’de DEAŞ’la mücadele konusunda bir ilişki parametresini yeniden gözden geçirip, Türkiye için tehdit oluşturan PKK’yı destekleme yönündeki mecburiyetten Amerika’nın çıkması gerekiyor. Bu bizim için fevkalade önemli bir milli güvenlik meselesi.” diyerek Türkiye'nin kararlılığını vurguladı.
Fidan, ABD’nin Suriye’de desteklediği terör örgütü YPG/PKK’nın, gerçekte Kandil’e bağlı olduğunu ve sözde lider olarak gösterilen Mazlum Kobani’nin de bu hiyerarşik yapının sadece bir vitrin ismi olduğunu belirtti. “Herkes zannediyor ki Mazlum var, Mazlum Suriyeli, Mazlum orayı temsil ediyor. Bu bir yalan.” diyen Fidan, örgütün gerçek yönetiminin Kandil’deki PKK yöneticileri tarafından kontrol edildiğini vurguladı.
"Bugün Mazlum’la konuştuğunuzda, onun iki kişiye hesap vermek zorunda olduğunu göreceksiniz." diyen Fidan, PKK’nın Suriye'deki askeri yapılanmasını Fehman Hüseyin'in, sivil kanadını ise Sabri Ok'un yönettiğini söyledi. "Bu kişiler de gelen raporları alıp Kandil’deki PKK yönetimine iletiyorlar." diyerek örgütün asıl komuta kademesinin Kandil’de olduğunu net bir şekilde ifade etti.
Suriye’de YPG/PKK’nın sadece askeri anlamda değil, ekonomik kaynakları da sömürdüğüne dikkat çeken Fidan, “PKK, Suriye topraklarının üçte birini işgal etmiş durumda. Üstelik bunun büyük bölümü Arap şehirlerinden oluşuyor.” dedi. Örgütün bölgedeki petrol ve doğalgaz kaynaklarını ele geçirerek bu gelirleri Türkiye, Irak ve İran’daki PKK yapılanmalarına aktardığını belirten Fidan, “Bununla da kalmayıp, DEAŞ tutuklularını hapishanede tutma bahanesiyle uluslararası destek sağlıyorlar.” dedi.
ABD ve Avrupa’nın PKK/YPG’ye verdiği desteği eleştiren Fidan, “Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adıyla meşrulaştırılmaya çalışılan bu yapılanma aslında bir paravan örgüttür. PKK'nın askeri ve siyasi kolları burada yönetimi elinde tutuyor. Mazlum Kobani de bu yapının sadece görünen yüzü. Gerçekte, PKK’nın Suriye’deki faaliyetleri tamamen Kandil’in kontrolünde yürütülüyor.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Suriye’de PKK/YPG’ye karşı yürüttüğü mücadeleyi bir güvenlik meselesi olarak ele aldığını vurgulayan Fidan, Kürt halkının bu örgütün baskısından kurtulması gerektiğini belirtti. "PKK, Kürtlerin üzerine gelmiş bir bela, bir virüs. Ondan bir türlü kurtulamıyorlar." diyen Fidan, Kürt halkının haklarının anayasal güvence altına alınması gerektiğini ancak bunun PKK eliyle değil, meşru yönetimler aracılığıyla olması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin Arapları DEAŞ üzerinden değerlendirmediği gibi, Kürtleri de PKK üzerinden değerlendirmediğini ifade eden Fidan, Suriye’de herkesin eşit haklara sahip olduğu bir düzenin kurulması gerektiğini belirtti. “Nasıl Türkiye’de Kürtler, Araplar herkes anayasal vatandaşlıktan eşit şekilde yararlanıyorsa, Suriye’de de benzer bir yapının oluşması gerekiyor.” dedi.
Fidan, ABD’nin DEAŞ’la mücadele bahanesiyle PKK’ya verdiği desteğin sürdürülemez olduğunu vurguladı. “Amerikalılar, PKK'nın Suriye’de hapishane hizmetleri sunmasını bahane ederek bu örgüte destek sağlıyor. Ancak bu yapı, Suriye’nin de Türkiye’nin de güvenliğini tehdit eden bir mekanizma haline geldi. PKK'nın işgal ettiği toprakları, ele geçirdiği kaynakları ve yönettiği terör finansman ağını görmek gerekiyor. Bu yapının tasfiye edilmesi Suriye’nin ve bölgenin geleceği için hayati önem taşıyor.” dedi.