Tgrt Haber

Tarihe kazınan 12 Eylül darbesinin üzerinden 43 yıl geçti ama acılar hala taze: Arkadaşının ismini vermedi, kendi idam edildi

Editör: Şule Altınel / Kaynak: İhlas Haber Ajansı
12 Eylül 2023 13:10 - Güncelleme : 12 Eylül 2023 13:28
Tarihe kazınan 12 Eylül darbesinin üzerinden 43 yıl geçti ama acılar hala taze: Arkadaşının ismini vermedi, kendi idam edildi

Türkiye'nin tarihe kazınan kara lekesi 12 Eylül darbesinin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen yaşanılan zulümler, işkenceler hala unutulmadı. Yaşadıkları acıları anlatan mağdurlardan Ahmet Bağcı, bir arkadaşının suçsuz yere idam edildiğini söyledi. Bağcı, "Arkadaşımın adı bir eyleme karışmış ama eylemi gerçekleştiren kendisi değildi. Biliyordu kimin yaptığını ama arkadaşına kıyıp ismini vermiyordu. Sonunda idam kararı çıktı." dedi.

Türkiye​'nin yakın tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olan 12 Eylül​ 1980 darbesinin üzerinden tam 43 yıl geçti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi tarafından gerçekleştirilen darbe​, Türkiye'de demokrasinin askıya alınmasına, insan hakları ihlallerine ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Yaklaşık 650 bin kişi gözaltına alındı, 210 bin kişi yargılandı, 10 bin kişi hakkında idam kararı verildi ve 517 kişi idam edildi. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen, darbenin mağdurları ve yakınları yaşadıkları acıları hala unutamadı.

Askeri yönetimin başa geçmesinin ardından birçok vatandaş işkencelere maruz kalmış, bazıları ise hayatlarının baharında hayatı boyunca unutamayacağı psikolojik travmalar geçirmişti. Onlardan biri de o dönemde ortaokul yıllarında Ülkü Ocakları’na giren Ahmet Bağcı.

"BİLE BİLE İDAM EDİLDİ"

1980 darbesi öncesinde büyük bir yürüyüş düzenlediklerini ve Kahramanmaraş’tan mehter takımı ile gittiklerini söyleyen Bağcı yaşadıklarını şu şekilde anlattı:

12 Eylül mağduru

Bağcı, “Dönüşte bizi topladılar. Bana zorla 28 dosya imzalattılar, ben bu 28 dosyanın 8’indan ceza aldım, 20’sinden beraat ettim. Asla eylemlere karıştım diyemem ama yapmadığımız bir sürü dosyayı da işkence ile bize üzerimize yıktılar. Kenan Evren ihtilalinden sonra birçok arkadaşımız şehit oldu. Ahmet Kerse arkadaşımız lise yıllarında sık sık Maraş’a gelir giderdi. Çok yakın tanışırdık ve tekrardan yollarımız Adana Cezaevi’nde kesişti. Ahmet’in adı bir eyleme karışmış ama eylemi gerçekleştiren kendisi değildi. Biliyordu kimin yaptığını ama arkadaşını kıyıp ismini vermiyordu. Sonunda idam kararı çıktı Ahmet’e, dışarıda asıl eylemi yapan kişi idamdan önce bu eylemi ben yaptım diye teslim olduğu halde bu arkadaşımızı bile bile idam ettiler. Yani 12 Eylül zulmünün en bariz örneği Ahmet Kerse’de sembolleşmiştir” dedi.

"TAM BİR ZULÜM DÖNEMİYDİ"

Darbe döneminde cezaevinde tutuklu bulunan Erdal Solak da, o günlere ilişkin, "Tam bir zulüm dönemiydi" dedi. Cezaevi şartlarını anlatan Solak, "Koğuşlar bir insanın yaşayamayacağı şekildeydi. Yemekler ise sabahları bulgur çorbası, öğlen veya akşam mercimek yemeği olurdu. Kuru fasulye çıktığında koğuşta sevinç dalgası yaşanırdı. Eti senede bir görürdük." İfadelerini kullandı.

12 Eylül Mağduru Erdal Solak

"İŞKENCENİN BOYUTU ANLATILMAZ"

Cezaevlerindeki işkenceye dikkat çeken Solak, “İşkencenin boyutunu anlatılmaz, yaşamak lazım derler ya bu işlerle. 12 Eylül ihtilalinden sonra bizim sabah akşam tutuklu bulunduğumuz koğuşlarda sayım alma bahanesiyle mangalar girer, sürekli tabii ki coplama şeklinde, falaka şeklinde, mesela hamam dediğimiz bir yere topluca götürüp askerlerin bir mahkuma üç dört asker düşecek şekilde karnımıza oturup ayak coplarla yıkıldığımız falaka veya tüfekle falaka şeklinde çok olmuştur. Ben en az kendi şahsım üç dört sefer falakaya yıkıldığımı bilirim yani” diye konuştu.

Tarihe kazınan 12 Eylül darbesinin üzerinden 43 yıl geçti ama acılar hala taze: Arkadaşının ismini vermedi, kendi idam edildi

"ELEKTRİKLE İNSANLARI HADIM ETTİLER"

12 Eylül 1980 darbesi sonrası idam edilen ülkücülerin avukatı Şevket Can Özbay, darbeden sonra gerçekleştirilen işkencelerin kan dondurduğunu söyledi. Her türlü işkencelere maruz kaldıklarına dikkati çeken Özbay, “İşkenceler, ateş yakarak ayak derilerini yakmak. Tırnak sökmek, elektrikle insanları hadım etmek ve insanlığından çıkartmak. Aç bırakmak, susuz bırakmak” dedi.

Tarihe kazınan 12 Eylül darbesinin üzerinden 43 yıl geçti ama acılar hala taze: Arkadaşının ismini vermedi, kendi idam edildi

"ÖNCE KUŞ KAFESİNİN İÇİNE ALIYORLARDI"

Cezaevi şartlarının çok kötü olduğunu vurgulayan Özbay, günlerdir aç kaldıklarını dile getirerek, “Cezaevine gelenleri önce kuş kafesinin içine alıyorlardı. Ben de girdim bu kafesin içine. Binlerce ülkücünün avukatı olduğum halde. Kafeste diz üste oturup aşağı bakıyorsunuz şöyle.Kafa kaldırmak yasak. Gelen giden askerler sabahtan akşama kadar tellerinin arasından copla kafanıza, ensenize nereye gelirse vuruyorlar. Yani yüzlerce cop vuruyorlar” ifadelerine yer verdi.

Tarihe kazınan 12 Eylül darbesinin üzerinden 43 yıl geçti ama acılar hala taze: Arkadaşının ismini vermedi, kendi idam edildi

 

 

Kaynak: İhlas Haber Ajansı

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...