Bakan Fidan'dan Donald Trump'ın Gazze planına tepki: Kabul edilemez, abesle iştigal

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin dış politika gündemi ve uluslararası alandaki son gelişmelere dair çarpıcı açıklamalar yaptı. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın dün Türkiye'yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la gerçekleştirdiği görüşmeyi değerlendiren Bakan Fidan, terörle mücadele konusunda net mesajlar verdi.

Türkiye-Suriye ilişkilerinin yanı sıra Donald Trump liderliğindeki yeni ABD yönetimiyle ilişkilere de değinen Hakan Fidan, ABD'nin YPG'ye verdiği desteği kesmesi gerektiğini söylerken, Türkiye'ye uygulanan CAATSA yaptırımlarının da NATO üyesi iki ülke arasındaki müttefiklik ruhuna yakışmadığını ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmesinden sonra yaptığı "Gazze'yi devralacağız, şehrin imarından ve silahların imhasından sorumlu olacağız. Orası yaşanmaz halde. Gazze'deki Filistinliler, Ürdün ve Mısır'ın ötesinde diğer ülkelere de gidebilir" açıklamaya sert tepki gösteren Fidan, söz konusu teklifin tartışılmasının bile söz konusu olmadığını, böyle bir planın kabul edilemeyeceğinin altını çizdi.

Anadolu Ajansı Editör Masası programında konuşan Bakan Fidan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

ERDOĞAN-ŞARA GÖRÜŞMESİNDE NE KONUŞULDU?

"Şara ile yapılan görüşmede YPG'nin nasıl çözüleceği ele alındı. İlişkiler hız kazanacak.

Dünkü ziyaret önemli bir ziyaretti. Ahmed Şara ikinci ziyaretini Türkiye'ye yaptı, ilk ziyaretini Suudi Arabistan'a yapmıştı. Suriye'nin yeniden ayağa kaldırılması konusunda Türkiye neler yapabilir, sınır güvenliği, ticaret başta olmak üzere birçok konu da ele alındı.

Türkiye çok çok güçlü bir ülke. Uzun yıllardır savunma sanayine ciddi yatırımlar yapıldı. Diplomasi alanında, askeri alanda inanılmaz ilerlemeler kaydedildi. Bizim canımızı sıkanlar sınırlarımızın ötesinden başlayan sorunlar. Şara'dan en önemli beklentimiz kendi ülkesindeki soruları çözmesi.

Sayın Şara'nın PKK/YPG konusunda kafasının son derece net olduğunu gördüm. Bu netlik Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçlarını tatmin edecek düzeyde. Suriye'de bir milli bütünlük olacak.

"ASIL MİLLİYETÇİLİK BAHÇELİ'NİN ORTAYA KOYDUĞU TAVIR"

Sayın Bahçeli'nin açıklamalarını önemli buluyorum. Bu ülkenin harcını güçlendirme adına önemli. Bunu yaparken büyük bir siyasi risk üstlendi. Takdire şayan. Ülkenin menfaati için bir fedakarlık yapılması örneğidir. Savaş alanında askerin ortaya koyacağı en büyük fedakarlık neyse Bahçeli'nin ortaya koyduğu tavır da aynı. Tepkileri bile bile klasik siyasi duruşundan uzaklaşarak ülkenin genel menfaatini düşünerek ortaya koyduğu bu tavır asıl milliyetçiliktir.

Cumhurbaşkanımız da bu konuda hassas. Hiçbir şeyi şansa bırakma durumumuz olamaz. Gelebilecek tüm olumlu katkılar işimizi kolaylaştırır. Önceliğimiz terörle her türlü yöntemi kullanarak mücadele etmek.

Sayın Bahçeli'nin çıkışları, terörün altındaki halıyı çekme konusunda fevkalade önemli. Cumhurbaşkanımızın terörsüz Türkiye vizyonunu da her türlü yöntemi kullanarak sonuna kadar gerçekleştirmeye çalışacağız.

"ABD YPG'YE DESTEĞİNİ ÇEKMELİ"

Yeni ABD yönetiminin bakan ve bürokrat atamaları yeni bitti. Buradan gelecek verilerle Trump yönetimi karar verecek. Bizim kendi muhataplarımızla yaptığımız görüşmeler, bir önceki yönetimle de son bir yıldır hız kazanmıştı. Umarız burada isabetli bir karar verilir ve hep beraber yolumuza devam ederiz. Beklentimiz ne? ABD'nin YPG'ye olan desteğini kesmesi, Suriye'nin milli bütünlüğünü ve beraberliğini tehdit eden durumun ortadan kalkması. Artık yeni Suriye'nin de zaman kaybetmeden yoluna devam etmesi lazım.

Suriye'deki Kürtler aziz insanlar. Oradaki Araplarla da bir sorunları yok. Ama örgütün dışarıdan getirdiği ithal ideolojiyle bölgede kurduğu bir düzen var. Bu düzen ABD'nin desteklemesiyle ayakta duruyor.

"SURİYE PKK'LILARI YA GÖNDERECEK YA İMHA EDECEK"

Şara'nın hapishanelerle ilgili de kafası net. Gelecek son belli. Gerekirse Suriye devleti kendi milli bütünlüğünü sağlamak için topraklarını bu adamların işgalinden kurtaracaklar. Ya bu PKK'lıları geri gönderecekler ya da imha edecekler. Bunların hepsinin defedilmesi gerekiyor. İlk başta bunun belli bir uzlaşma yoluyla irade görüyoruz. İnşallah bu şekilde olur. Olması gereken bu. Ne zaman olacağı konusuna girmeyeyim şimdi ama en azından zihinde netliğin olduğunu görmekten memnunum.

"DEAŞ İLE GERÇEK MÜCADELEYİ GÖSTERECEĞİZ"

DEAŞ'la mücadele için bir platform oluşturacağız. Irak'ta, Suriye'de, Ürdün'de bunu görüştük. Birbirine komşu olan 4 ülke ortak iş birliği geliştirme modeliyle ilgili bir adım atma planımız var. Ön mutabakatı sağlamış durumdayız. İlk toplantıyı Ürdün'de yapmayı planlıyoruz. Bu ülkelerin atılması gereken diplomatik, askeri, istihbari adımlarını konuşacağız. Bölgesel inisiyatifi çok önemli buluyorum.

IRAK'IN PKK'YA KARŞI TAVRI

Bir ülkenin kabulü ne olursa olsun pratikte attığı adım önemli. Irak'ın terörle mücadelede belli bir noktaya geldiğini görüyoruz. Bağdat'taki siyaset PKK meselesini Türkiye ile ilgili bir sorun olarak görüyordu. Biz yürüttüğümüz diplomasiyle bir farkındalık oluşmasını sağladık. Ama yeterli değil. Atılması gereken bazı adımlar var. Özellikle Sincar başta olmak üzere. Irak'ın merkezi hükümetinin kontrolündeki bölgelerdeki PKK faaliyetlerini sonlandırmak üzere atılması gereken adımlar var. Şu anda Sincar hükümet birlikleri ve Haşdi Şabi tarafından çevrelendi ama bizim temennimiz o bölgeden tamamen temizlenmesi.

YENİ ABD YÖNETİMİ İLE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ VE CAATSA YAPTIRIMLARI

Giden yönetimle son 1.5 yılda yoğun bir diplomasi trafiği oldu. Belli konularda mesafe alındı. CAATSA ile ilgili ne yapılabilir, son dönemde oraya kadar gelmiştik. Bizim CAATSA ile görüşlerimiz belli. Müttefiklik ilişkilerine yakışmayan bir tutum. Bunun ortadan kalkması gerekiyor. İki NATO üyesi ülkenin birbirine bu tür yaptırım uygulaması müttefiklik ruhuyla bağdaşmıyor. Buna ilişkin şu anda henüz çalışmalara başlamadık. Amerikan Kongresi de yeni kuruldu. Beyaz Saray yeni kuruldu. Bakanlıklar yeni onay alıyor, göreve başlıyorlar. Önümüzdeki günlerde bu konuda çalışmalara başlayacağız. Dünyayı çok şaşırtan çıkışlar var ABD'den. Yakından takip ediyoruz. Çalkantılara sebep olan kararlar var. Bütün bu büyük resmin içinde Türkiye ile ilişkilerin oturacağı yeri takip ediyoruz. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konuda vizyonu var. Bakanlıklar hazırlıklarını yapıyorlar. Bunu dosyaya dönüştürüyoruz.

GAZZE'DE ATEŞKES

Ateşkes anlaşmasının birinci aşaması öyle veya böyle gidiyor. Sessizlik var artık. Nadiren de olsa ölümle sonuçlanan saldırılar oluyor ama şimdilik şartlara riayet ediliyor gibi gözüküyor saldırmama hususunda. Ama insani yardımların geçişi, nitelikli, halkın yaşamasının sağlayacak, yeniden hayat kurulmasını sağlayacak transferde sorunlar var.

İkinci aşamada tekrar ne yapılır ona bakacağız. Bizim endişemiz şu. Netanyahu'nun rehineleri aldıktan sonra Gazze'de savaşı tekrar başlatmak yönünde bir girişimi olabilir. Burada garantör ülkelerin yaptırımı olabilecek mi ona bakmak lazım. Tek ülke ABD.

TRUMP'IN "GAZZE'Yİ DEVRALACAĞIZ" SÖZLERİNE TEPKİ

Kabul edilemez bir konu. Zaten Filistin meselesi tam da bu nedenden başladı. Filistinlilerin ait oldukları topraklardan sürgün edilip yerlerine İsraillilerin getirilmesi ile başlayan bir sorun. Hadi 1967'deki sınırlarına dayalı iki devletli çözümde genel bir konsensus gösterildi uluslararası toplumda. Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmasıyla bu sorunu büyük oranda çözüleceğine dair bir kabul var. Bu kabul İsrail'de yok, onların en büyük destekçisi ABD de irade olarak yok. Sayın Trump'ın belli taahhütleri söylemekten çekindiğini görüyoruz ama Gazze'yle ilgili tehcir meselesi hiçbir şekilde ne bölgenin ne bizim kabul edeceğimiz bir durum değil. Düşünmek bile kötü. Abesle iştigal. Bunun tartışmaya açılması bile yanlış."