Son dakika haberi: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'hapis' ve 'siyasi yasak' talebiyle yargılandığı davada mahkemeden karar çıktı. Savcılığın zorla getirme talebini kabul etmeyen mahkeme, davayı yerel seçimlerden sonraya erteledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde "ihaleye fesat karıştırma" iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İmamoğlu duruşmaya katılmadı.
Ekrem İmamoğlu dahil 7 kişi hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istenen davada savcı, İmamoğlu hakkında zorla getirme kararı talep etti.
Savcı, İmamoğlu hakkında zorla getirme kararı talep etti. Savcının talebinde şu ifadelere yer verildi:
"Sanığa 5271 sayılı kanunun 145. Maddesinde belirtilen davetiye tebliğ edilmesine rağmen gelmemesi üzerine İmamoğlu hakkında zorla getirme kararı çıkarılması, bir kısım sanıklar müdafilerinin İçişleri Bakanlığı'nın davaya katılan sıfatıyla katılması hakkındaki itirazların reddi ile dosyanın kül halinde bilirkişiye tevdine karar verilmesi."
İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat ise "Bilirkişiye tevdi hususunda takdir mahkemenindir. Müvekkilimizin zorla getirilmesi talebine katılamıyoruz. İstanbul’da çok yoğun bir yağış vardı. Birçok randevusu aksadı. Kalan işleri vardı. Bu nedenle hazır edemedik. Sabah mazeret dilekçesi sunmuştuk. Reddini talep ederiz" ifadelerini kullandı.
Hakim, savcının Ekrem İmamoğlu hakkındaki zorla getirme talebini reddetti.
İmamoğlu'nun son kez mazeretli kabul edilmesine karar veren mahkeme, davayı 31 Mart 2024'te yapılacak yerel seçimlerden sonraya erteledi.
İmamoğlu davasının üçüncü duruşması 25 Nisan 2024'te görülecek.
İçişleri Bakanlığı tarafından Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin başlatılan inceleme sonrası hazırlanan iddianamede, 29 Aralık 2015’te gerçekleştirilen bir ihale kamunun 250 bin lira zarara uğratıldığı iddiası yer almıştı. İmamoğlu ve diğer şüpheliler hakkında kamuoyunda 'siyasi yasak' olarak bilinen Türk Ceza Kanunu'nun 'Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma' başlıklı 53. maddesinin uygulanmasını talep etmişti.