Tgrt Haber

Son dakika! Erdoğan'dan Körfez dönüşü Yunanistan mesajı: Beyaz Saray'daki dostları tahrik ediyor!

Editör: Suat Vilgen / Kaynak: TGRT Haber
21 Temmuz 2023 13:01 - Güncelleme : 21 Temmuz 2023 13:28
Son dakika! Erdoğan'dan Körfez dönüşü Yunanistan mesajı: Beyaz Saray'daki dostları tahrik ediyor!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez turu dönüşü uçakta Yunanistan ve Ege'de yaşanan sorunlara değindi. Miçotakis ile görüşmesine atfen Erdoğan, "Çok açık, net konuştuk. Adaların silahlandırılması meselesi konusuyla ilgili Dışişleri Bakanım kendi muhatabıyla da bunları konuştu, konuşuyor ve konuşacak. Tabii bu iş sadece Yunanistan’dan kaynaklanmıyor, malum Beyaz Saray'daki dostları ve lobi, sürekli olarak bunları tahrik ediyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti dönüşünde gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşi gerçekleştirdi. 

TURUN ETKİLERİ VATANDAŞA YANSIYACAK

Körfez turunda çok verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "kazan kazan" anlayışı içerisinde önemli ve kapsamlı işbirliği projeleri üzerinde durduklarını söyledi. Yapılan görüşmelerin getirilerine değinen Erdoğan "Bu ülkelerle işbirliğimiz, önümüzdeki dönemde somut projelerle güçlenerek gelişecektir. Bunun ekonomimiz üzerindeki müspet etkilerini de inşallah en kısa zamanda göreceğiz. Özellikle savunma sanayii, enerji, turizm, müteahhitlik gibi alanlarda kararlaştırdığımız hususları hızla hayata geçireceğiz" ifadelerini kullandı. 

SORU-CEVAP BÖLÜMÜ:

Ardından soru-cevap bölümüne geçilirken, Erdoğan birçok konuda önemli mesajlar verdi: İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

SORU: Vilnius ziyareti, Batı ile ilişkilerde bir “restorasyon” olarak algılandı daha çok. Körfez ziyaretiniz de oldukça pozitif bir gündemle gerçekleşti. Üç önemli ülkeye gerçekleştirdiğiniz ziyaret. Bu anlamda hem Vilnius Zirvesi’nde hem bu ziyaretiniz bağlamında Türk dış politikası açısından nasıl değerlendirirsiniz? Yeni dönemin Türkiye Yüzyılının dış politikasını? Aslında üç sene önce siz “Düşmanlarımızı azaltacağız, dostlarımızı artıracağız.” ifadesini kullanmıştınız. Bu aynı zamanda dış politikamızın bir sürekliliği midir?

CUMHURBAŞKANI: Tabii ki düşmanları azaltmak, dostları ise çoğaltmak bizim siyasetimizin bir yol haritası. Bunu devam ettiriyoruz. Vilnius’ta bunu çok açık net gördüm. Orada kimlerle, nasıl görüşmeler yaptığımızı sizler de müşahede ettiniz. Eğer bu olmamış olsaydı bizim bazı ülkelerle hiç görüşme yapmamız gerekirdi. Biz, bu görüşmeleri yaparken bir şeyi ispat ettik. O da neydi? Düşmanı azaltmak, dostu çoğaltmak gayreti içerisindeyiz. Eğer Türkiye, bir güç kazanıyorsa bu gücü bu politikalarıyla kazanıyor. Bundan sonraki süreçte de bu şekilde devam ederek, bölgesel ve küresel güç olmanın adımlarını atmaya devam edeceğiz.

Türkiye, bölgesel ve küresel arenada önemli bir aktör, oyun kurucu bir ülke. Küresel meselelerde kararsızlığın hâkim olduğu bir atmosferde, ülkemiz istikrarlı yönetimi ve politikalarıyla öne çıkıyor. Her meselede insanı merkeze alan, insan onurunu korumaya çalışan Türkiye, Batı, Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika ve Arap coğrafyasıyla aynı anda dostluk ilişkileri kurabilen yegâne ülkedir. Biz ilk günden itibaren ilkeli ve kararlı bir dış siyaset yürütüyoruz. İhtilaflı konuları çözüme kavuşturarak, ilişkileri güçlendirmeyi iktidara geldiğimiz ilk andan itibaren savunuyoruz. İlişkileri güçlendirme, yeni dostlar kazanma süreçlerini “restorasyon” olarak göremeyiz. Türk dış politikası her zaman milli çıkarlarını, menfaatlerini esas alan bir eksendedir. Dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Bizim dostluğumuzu kazanan ya da kazanacak diğer ülkeler için yeni bir dönemin başlangıcı diyebiliriz.

BEYAZ SARAY TAHRİK EDİYOR

SORU: Yeşil ışık yakıldı NATO Zirvesi’nde. Fakat bunun bir de Meclis onay süreci var. İsveç’in kat ettiği yol, attığı adımlar ve AB desteği sözü sizce Meclis’te yeterli olacak mıdır? İkinci sorum da Yunanistan’la ilgili. Yeni bir dönem başlıyor dediniz. İlerisi için Atina’dan nasıl bir beklentimiz var? Zaten silahsız olması gereken adalarda, burada bir kat edilecek yol, ivme kazandırır mı?

CUMHURBAŞKANI: Bunu Sayın Başbakan Miçotakis ile çok açık, net konuştuk. Yani bu adaların silahlandırılması meselesini. Nitekim konuyla ilgili Dışişleri Bakanım kendi muhatabıyla da bunları konuştu, konuşuyor ve konuşacak. Tabii bu iş sadece Yunanistan’dan kaynaklanmıyor, malum Beyaz Saray'daki dostları ve lobi, sürekli olarak bunları tahrik ediyor. Bu tahrik neticesinde de zaman zaman arzu edilmeyen durumlar meydana geldi. Dışişleri Bakanımız Hakan Bey kendi muhatabıyla görüşüyor, Danışmanım Çağatay Kılıç’ın Miçotakis’in özel temsilcisiyle olan münasebetleri bu süreci çok daha farklı kılacaktır. Bunu da süratle aşacağımıza inanıyorum.

İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili düzenleme Meclis’ sevk edildiğinde, süreç TBMM çalışma takvimine göre şekil alacak. Görüşmelerimizde İsveç tarafının verdiği sözlerin, garantilerin takipçisi olacağız. İsveç’in atacağı adımlara göre de biz harekete geçeriz. NATO’un en güçlü ikinci ordusuna sahip, NATO’nun adeta lokomotifi Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği de Birliğe canlılık ve güç katacaktır. İsveç’in, ülkemizin üzerinde hassasiyetle durduğu terör örgütleriyle mücadele ve teröristlerin iadeleri konusunda somut adım atması kendi lehine olacaktır. Verilen sözlerin, garantilerin yerine getirilmesini bekliyoruz. 

Son dakika! Erdoğan'dan Körfez dönüşü Yunanistan mesajı: Beyaz Saray'daki dostları tahrik ediyor!

LİBYA'YA ZİYARETİM OLACAK

SORU: Mısır ile ilişkilerin düzelmekte olduğu bir dönemde bu turunuz gerçekleşti. Aktüel ekonomik çerçeve gayet olumlu. Bu çerçevenin dışında nasıl sonuçlar bekleyebiliriz? Mesela Doğu Akdeniz jeopolitiği ve Mavi Vatan’a dair meselelerde Yunanistan, İsrail ve Mısır'ın mevcut pozisyonlarını dikkate aldığımızda Körfez turunun etkileri nasıl olur?

CUMHURBAŞKANI: Bu Körfez ziyaretimde liderlerle yaptığımız özel görüşmede gördüm ki Mısır konusunda attığımız adım onları ciddi manada memnun etmiş. Hepsi de bize teşekkür etti. Yani Mısır ile büyükelçilerin atanmış olması, bizler için bölgede yeni bir gelişmenin olması durumudur. Bundan dolayı memnun olduklarını gördüm. Şimdi gerek bakan arkadaşlarımız gerek iş insanlarımız Mısır ile ilişkilerini geliştiriyorlar. Mısır ile ilişkilerin geliştirilmesi özellikle ekonomik potansiyelimizi de ciddi manada artıracaktır. Bir de Libya ile doğal gaz noktasında attığımız adımlar, aldığımız mesafeler var. Bu da birilerini rahatsız etmişti. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye'nin Mısır ile ilişkileri çok daha farklı bir şekilde gelişecektir. Önümüzde Libya'ya inşallah bir ziyaretim olacak. Libya ile birlikte belki Kuzey Afrika’da bazı ülkelere de bir ziyaret turu düzenleme durumumuz olabilir. Bu ziyaretleri yapmadan mesafe almanız mümkün değil. 

SORU: Dış politika boyutuna değiniyoruz ama ekonomik boyutu biraz daha merak ediyoruz efendim. Dubai ile imzalanan 50,7 milyar dolar zaten çok önemli, kamuoyunda konuşuluyor. Suudi Arabistan ve Katar boyutuyla ilgili verebileceğiniz bir rakam söz konusu olabilir mi? Öte yandan biraz daha ayrıntısını rica edebilir miyiz? Çünkü DEİK Başkanı, bu ziyaret öncesinde ön temasların gerçekleştirildiğini aktarırken üçüncü ülkelerin de yatırım hedefi olabileceğini ifade etmişti, özellikle Afrika’yı vurgulayarak. Biraz daha siz bilgilendirebilirseniz seviniriz.

CUMHURBAŞKANI: Suudi Arabistan ve Katar’ın da Birleşik Arap Emirlikleri gibi attığı ve atacağı, iş insanlarımızla yaptıkları görüşmeler var. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile yaptığım ikili görüşmede oranın da çok ciddi bir potansiyeli bulunduğunu, adımlar atılacağını bizzat kendileri ifade ettiler. O toplantıyı Dışişleri Bakanımız Hakan Bey ile birlikte Veliaht Prens Muhammed Bin Selman ile yaptık. Oradan da doğrusu ciddi manada umutluyuz. Katar ile ilişkilerimiz olumlu seyretmeye devam ediyor. Orada da Katar Emiri Şeyh Temim, adımları atmaya devam edeceklerini söyledi. Malum en önemli adım da deprem döneminde 10 bin konteyner göndermeleri oldu. Dünya Kupası’nda kullandıkları konteynerleri deprem bölgesinde sağlıklı bir şekilde dağıttık, bölgeye yerleştirdik. Bundan sonraki sürece yönelik yine buna benzer adımları atmaya devam edeceklerini söylediler.

Birleşik Arap Emirlikleri ile enerji, ulaştırma, altyapı, lojistik, e-ticaret, finans, sağlık, gıda, turizm, emlak, inşaat, savunma sanayii, yapay zeka ve ileri teknolojiler gibi alanlarda büyük anlaşmalar imzalandı. 50.7 milyar dolar tutarında devasa ölçekli bir anlaşma yaptık. Öte yandan bu Körfez ziyaretimiz sırasında yine Cumhuriyet tarihimizin en büyük savunma ve havacılık ihracatı sözleşmesine imza atıldı. Tüm bu anlaşmalar maddi karşılıklarının ötesinde Körfez ülkelerinin Türkiye’nin ekonomisine, sanayisine güvenlerinin göstergesidir. 
İmzalanan anlaşmalar çerçevesinde yatırımları Türkiye’de gerçekleştireceğimiz gibi bu ülkelerin yanı sıra üçüncü ülkelerde de ortaklıkları, işbirliklerini geliştirerek, çeşitlendirerek gerçekleştirebileceğiz.

SORU: Bölgede yapmış olduğunuz görüşmelerin Suriye, sığınmacılar meselesine katkısı ne olacak? İsrail-Filistin arasındaki barışa katkısı ne olacak?

CUMHURBAŞKANI: Suriyeli sığınmacılarla alakalı Suriye’nin kuzeyinde briket evler yapım çalışması devam ediyor. Şu an 100-150 bin briket ev rakamına ulaştık. Bunları yaptıkça da Suriyeli sığınmacı kardeşlerimiz geri dönmeye başladılar. Şu an itibariyle dönüş yapan sığınmacı rakamında 1 milyonu yakalamış olabiliriz. Bundan sonraki süreçte bu daha da artacaktır. Özellikle de Katar, Suriye’nin kuzeyindeki bölgede hazırlanan projeyi destekliyor. Bu proje ilerledikçe sığınmacılardan oraya dönüşlerin daha da artacağına inanıyorum. Zaten sığınmacıların gönüllü olarak dönme arzusu çok açık, net ortada. Onlar da topraklarına dönmenin hasreti içerisinde. 
Filistin konusunda Körfez ülkesi olan kardeşlerimizin bizden farklı bir yanı yok. İsrail ilgili de bizim yaptığımız bazı görüşmeler var. Gelecek hafta 25 Temmuz Salı günü Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı, ardından da 28 Temmuz Cuma günü İsrail Başbakanı Netanyahu’yu ülkemizde misafir edeceğiz. Bu ziyaretlerle de bazı adımları atacağız ve süreç daha da hızlanmış olacak.

İSRAİL GAZI MESAJI

SORU: İsrail medyası son günlerde Netanyahu’nun bu ziyaretine ilişkin değerlendirmeler yapıyor. Masada İsrail'in doğal gazının Akdeniz'den Türkiye üzerinden Avrupa'ya arzı söz konusu. Bu anlamda Türkiye ile bir anlaşma yapacaklarını söylüyorlar. Türkiye'deki doğal gaz sıvılaştırma tesisleri de onların bayağı ilgisini çekiyor çünkü kapasite çok yükse. Türkiye'nin bu gazı Avrupa’ya ulaştırması, aynı zamanda onlar açısından, Avrupa açısından da önemli. Avrupa doğal gaz arzı noktasında Rusya ve İran istikrarsızlığı nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Bunun bir avantaj olacağı, Türkiye açısından da bir avantajı olacağı İsrail medyasında gündemde. Buna ilişkin değerlendirmeniz olur mu?

CUMHURBAŞKANI: Burada zaten en sağlıklı proje, Türkiye üzerimizden doğal gazın Avrupa’ya ulaşmasıdır. Yoksa Akdeniz’den Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatı maliyetleri itibarıyla çok fazla. Ama Türkiye’den olduğu zaman hem Türkiye olarak bunu kullanma noktasında karlı bir sürece girmiş olacağız hem de Avrupa’ya bu işin naklinde belli bir oran imkânımız olacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Bey’in döneminde böyle bir adım atılmıştı. O adım kesintiye uğradı. Şimdi ise bu atacağımız adımla ilk defa Netanyahu ile bir temas kuruyoruz. Temennim odur ki bu gelişme, Türkiye-İsrail ilişkilerinde çok daha sıcak bir dönemin başlangıcı olsun. 

SORU: Rusya’nın gıda koridorunu kapatma meselesi Avrupa basınında şöyle yer aldı. “İsveç’e NATO’da yeşil ışık yakılması, Türkiye’nin arabuluculukta önemini azalttı”  gibi ifade ediliyor. Böyle bir görüşe katılır mısınız?

CUMHURBAŞKANI: Onların bu görüşlerine katılmıyorum. Tam aksine biz, şu anda Rusya ile ilişkilerimizi devam ettiriyoruz. Gerek Dışişleri Bakanım Hakan Bey gerek MİT Başkanım İbrahim Bey görüşmelerini devam ettiriyorlar. Görüşmelerle birlikte çok yakın bir zamanda Sayın Putin ile ama telefon diplomasisi ama aramızda daha önce konuştuğumuz Türkiye ziyareti ile inşallah bu işi belli bir yere bağlayacağız. Rusya’nın da bazı beklentileri var. Bunların aşılması halinde Rusya bu tahıl koridorunun aktif çalışmasından yana. 

Karadeniz Tahıl Girişiminin sonlandırılmasının küresel gıda fiyatlarını artırmasının yanı sıra bazı bölgelerde kıtlık ve ardından yeni göç dalgalarına kadar uzanan bir dizi etkisi olacaktır. Bunun önüne geçmek için inisiyatif almaktan geri durmayız. Sayın Putin ile konuyu etraflıca konuşarak, bu insani hareketin devamını temin edeceğimize inanıyorum. Kendisinin de Batılı ülkelerden bazı beklentileri olduğunu biliyoruz. Bu konuda da Batılı ülkelerin harekete geçmesi gerekmektedir. Karadeniz Tahıl Girişimiyle dünya piyasalarına 33 milyondan fazla tahılın sevkini sağladık. Küresel salgının, ekonomik krizin ardından sonuçları çok daha ağır olacak küresel bir gıda krizinin önüne geçtik. Sonuçları itibariyle bu kadar hayati olan bir girişimin devam etmesi insanlığın hayrınadır. 
Diplomasinin tüm enstrümanlarını kullanacak, tüm gayretimizi bu meseleye yoğunlaştıracağız. Savaş ortamında insanlığa hizmet eden bir uzlaşı sağlandı ve bunun devam etmesi için elimizden geleni yapacağız. Türkiye’ye dönüşte Sayın Putin ile görüşmelerimi gerçekleştireceğim. Öncelikle telefon diplomasisini kullanacağız. Sayın Putin’in ağustos ayında planlanan ziyareti de gerçekleşirse bu hususları tüm ayrıntısıyla görüşeceğiz. İnanıyorum ki süreç uzamadan, Karadeniz Tahıl Girişiminin devamını sağlayacağız.

BATI'YA KIBRIS MESAJI

SORU: Kıbrıs Barış Harekatı’nın 49. Yıldönümü, Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binası açılışı dolayısıyla KKTC’desiniz. Geçen ay da Lefkoşa’dan Bakü’ye uçağınız havalanmıştı. Bu Kıbrıs’ın tanınması açısından önemli bir mesaj olarak yorumlanmıştı. Şu zamana geldiğimizde Kıbrıs’ın tanınması noktasında nasıl mesajlarınız olacak? 

CUMHURBAŞKANI: Yaptığımız çalışmalarla Türk Devletleri Teşkilatı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti artık bir gözlemci üye olarak yerini aldı. Artık Teşkilatın toplantılarına davet ediliyor, katılıyor. Bunu Türk dünyasından tüm dünyaya yaygınlaştırmak suretiyle neler yapılabilir bunu çalışıyoruz. İkili görüşmelerle, kulis faaliyetleriyle Batı’ya da bunları söylüyoruz. Temennimiz odur ki Türk dünyasından sonra Körfez ülkeleriyle ve bunun yanında Batı’ya da bunu hissettirmek suretiyle bu adımları atalım. Kuzey Kıbrıs, şu anda 300-400 bin nüfusa sahip, bu önemli bir potansiyel. Meclis binamızı yapıyoruz, Cumhurbaşkanlığı binasını yapıyoruz. Ve bunlarla, fiziki imkanlar noktasında Kuzey Kıbrıs çok daha farklı bir konuma geliyor. İnşallah bugün açılışını yapacağımız havalimanı Güney’de yok. Böyle bir havalimanına sahip oluyoruz. Pist itibariyle, her tür uçağın inebileceği bir pist. İnşallah bunlarla beraber bu fiziki altyapıyı tüm dünyaya göstermek suretiyle inşallah Kuzey Kıbrıs’ta yeni adımların atılmasını sağlamış olacağız.

 

Kaynak: TGRT Haber

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...