Tgrt Haber

Son dakika! Bakan Nebati'den muhalefete faiz göndermesi: Sıkıştılar, cevap veremiyorlar

06 May 2023 11:06 - Güncelleme : 06 May 2023 12:59

Son dakika haberi: Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Ercan Gürses'in sorularını cevapladı. Faiz artırımının Türkiye'de bir karşılığı bulunmadığını söyleyen Bakan Nebeti, "Hiçbir şartta faiz artırmayacağız. Peki muhalefet faiz artıracak mı? IMF ile anlaşacak mı? Buna cevap veremiyorlar" dedi. 31 Aralık'ta süresi dolacak Kur Korumalı Mevduat sisteminin uzatılabileceğini belirten Nebati, enflasyon ve gıda fiyatlarındaki düşüşün de toplum tarafından net biçimde hissedileceğini dile getirdi.

Milyonlarca seçmenin sandık başına gideceği Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri için geri sayım sürüyor. Mersin 1'inci sıradan milletvekili adayı gösterilen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mersin'de TGRT Haber Ankara Temsilcisi Ercan Gürses'in konuğu oldu.

Enflasyon düşmeye devam edecek mi? Vatandaş düşüşü ne zaman hissedecek? Dövize makas iddiaları hakkında ne düşünüyor? Kur Korumalı Mevduat daha ne kadar sürecek? Seçimden sonra acı reçete söylentileri gerçek mi? Soğan ve patates tartışmalarını nasıl takip ediyor? Bakan Nebati tüm bu kritik soruları TGRT Haber'de cevapladı. İşte Nebati'nin açıklamalarından satır başları:

"Mersin Türkiye'nin bir resmi. İç göçten dolayı farklı kesimlerden vatandaşların bir araya geldiği bir şehir. Bu nedenle Türkiye'nin bir yansıması.

Muhalefet beni kavgacı bir dille aynı ortama sokmaya çalıştı ama biz buraya kavga etmeye gelmedik. Kavga etmeden yolumuza devam edeceğimizi söyleyince bunun karşılığını seçmenlerimizde gördük. Çok içten selamlar aldık, bu da verdiğimiz mesajın yerine ulaştığını gösteriyor.

SEÇİMLER İLK TURDA BİTER

Mersin'de çok farklı bir sonuç alacağımıza inanıyorum. Birinci turda biteceğini çok net olarak görüyorum.

TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ

Bir şeyi netleştirelim. Cumhurbaşkanımız Kabine'nin başı. Onun belirlemiş olduğu politikalar setinden biridir ekonomi politikası. Diplomasi, iç-dış güvenlik vs. gibi konularda nasıl ki bir politikalar bütünlüğü varsa biz de adını Türkiye Ekonomi Modeli adını koyduğumuz paradigmalar seti, aslında Cumhurbaşkanımızın bize gösterdiği yola inanan bir bakanı olarak, o yol çerçevesinde çizdiğimiz bir set. Uygulamaya başladığımızdan beri Çin, modeli, Kore modeli gibi tartışmalar oldu. Makro ekonomik göstergeleri, 21 yılda gerçekleştirilen bütün başarıları ortaya koyan, ülkenin adını veren yani Türkiye Ekonomi Modeli olarak sunulması gerektiğine inanan ve bu konuda ısrarcı olan birisiyim.Bunun eksiği aksağı varsa düzeltmesi ve olağanüstü şartlardan ortaya çıkan pozitif yönleri geliştirecek adımlar atmaya devam ediyoruz.

Ortodoks politikadan ayrışıp Heterodoks politika ortaya koyuyoruz. Bunun Türkçesi şu; nasıl ki Cumhurbaşkanımız 'dünya 5'ten büyüktür' diyerek meydan okuyorsa, bizim de Türkiye Ekonomi Modeli onların bize dayattıkları reçetelere karşı fakat onların da uyguladıkları politikaları uygulamaya başladığımız bir süreç.

Son dakika! Bakan Nebati'den muhalefete faiz göndermesi: Sıkıştılar, cevap veremiyorlar

'FAİZ ARTIRMANIN BİR KARŞILIĞI YOK'

Onlar mesela Merkez Bankası faiz oranlarını manşet enflasyonunun altına tutuyorlar ama bize dayatılan şey şu; sizdeki merkez bankası faiz oranları mutlaka manşet enflasyona ya yakın olacak ya da üstünde olacak. Peki siz niye uygulamıyorsunuz? Anca olağanüstü durumlarda yapıyorlar bunu. 

Geçen yılın başında skeçlere konu olan, dalga geçilen duruşumuzun şimdi başarısının sonuçlarını görünce şimdi ben de onlara rest çekiyorum. Madem ki siz tekrar Ortodoks politikaya dönmeyi düşünüyorsunuz, bu durumda faizleri tekrar artıracak mısınız? Muhalefete söylüyorum bunu. Faiz artırımıyla işlerini çözebileceklerine inanmışlar. Faiz artırımının şu anda Türkiye'de bir karşılığı yok. İş dünyasında bugün Merkez Bankası faiz oranlarının artırılmasında bir karşı duruş sergiler. 

Toplumu kandırıyorlar. Bizim çözüm önerilerimiz çebimizde. Aksaklık varsa seçimden sonra 5 yıl içinde her tür güncellemeyi yapacağız. Kesinlikle hiçbir şartta faiz artırmadan bu işi çözeceğiz. Enflasyon sorununda da vadeye yayılarak, büyümeden taviz vermeden, şirketleri ve esnafları bitirmeden yolumuza devam edeceğiz. Deprem felaketine rağmen istihdamı artıracağımızı, işsizliği azaltacağımızı iddia ediyorum."

KUR KORUMALI MEVDUAT UZATILACAK MI?

KKM'nin gücünü ve başarısını hepimiz gördük. 20 Aralık'a kadar 15-20 arasında dövizin ralli yaptığını, dövizin 25 liraya gideceğini söyleyenlerin bu ülkeye zarar vereceklerini, iktidardan kurtulmak için her türlü yalanı söyleyeceklerini ikaz etmiştik. Güvenenler herhangi bir zarara uğramadı ama inanmayanlar, sosyal medyadan spekülatif söylemlerde bulunanlar zarar etti. Vatandaşı, bireysel yatırımcıları zarara uğrattılar. Şimdi gene aynı şeyi yapıyorlar.

KKM ilk başladığı tarihten itibaren kurları daha öngörülebilir ve oynaklığın en alt seviyeye geldiği bir noktaya dönüştürdü. Son 1,5 yılda dövizin nereye gideceğine ilişkin piyasa beklentisi doğrultusunda bir değere ulaştı. Şu anda 2,2 trilyona gelmek üzere KKM. Bu endişe edilecek bir şey değil. Dolayısıyla böyle bir ortamda dövizle ilgili vatandaşların bir sıkıntısı yok. Piyasada döviz ihtiyacı yok. KKM bu fonksiyonu çok iyi yönetiyor. KKM'nin 31 Aralık'ta süresi bitecek olmasından ziyade Türkiye ekonomisine katkısının daha optimal seviyeye gelmesi noktasında zamana yayarak nasıl sonuçlandırılacağına ilişkin setimiz var.

Elbette bu sistem tekrar uzatılabilir.Öngörülebilirlik devam edene kadar KKM'nin süresi uzatılabilir. KKM'de önümüzdeki süreçte aynen enflasyonda olduğu gibi zamana yayarak ve Türkiye'deki gerçekliğe uygun şekilde, piyasayı rahatlacak, dünyadaki emtia fiyatlarının normalleşmesiyle üzerimizdeki cari açığın azaldığı döneme ilişkin hesaplama yapıp, ona göre bununla ilgili çalışmaları bazen hızlandırıp bazen yavaşlatırız.

DÖVİZ RALLİ YAPACAK İDDİALARINA TEPKİ

Şu anda dövizde ralli olacak, 25 TL olacak, 35, 40 TL olacak gibi söylemler, aynı kaynaklardan geliyor. Şimdikiler daha korkarak yapıyor bunu. Anlı şanlı, isimlerinin önlerinde profesör yazan, dertleri sadece takipçilerini artırmak olan, Türkiye ekonomisini düşünmeyen, küçük yatırımcıları olumsuz etkileyenler bunu açıkça söylemiyor, fısıltı şeklinde yayarak piyasada farklı oranların çıkmasına yol açacak adımlar atıyorlar. 15 Mayıs sabahı gerek serbest piyasa, gerek Merkez Bankası tarafında oluşturulan fiyatların nasıl dengeye geldiğini göreceksiniz.

MUHALEFETE FAİZ KISKACI

Muhalefete soruyorum; Faiz artıracak mısınız? Finansal piyasaları, büyümeyle ilişkilerini nasıl açıklıyorsunuz? IMF ile anlaşacak mısınız? Çıkın net olarak açıklayın. Çok iyi biliyorsunuz ya, dünya övüyor ya, o zaman açıkça söyleyin. Net olarak ben söylüyorum, biz IMF ile anlaşma yoluna gitmiyoruz, böyle bir ihtiyacımız yok. Faiz artırımına gitmeyeceğimizi açıkça söylüyorum. Muhalefet bu sorularımıza cevap veremiyor.

DÖVİZDE MAKAS ARALIĞI TARTIŞMALARI

Bankalarla serbest piyasada, bazen Merkez Bankası ile banka ve serbest piyasa arasında uyumsuzluk olabilir. Günün ihtiyaçlarına, arzın durumuna, vatandaşların tutumuna göre değişiyor. Şu andaki makasın genişleyip daralması serbest piyasa koşulları içinde oluşan bir şey ama bunu tetikleyen şeyler var. Dolar ralli yapacak diyenler bunun etkisini tam hissettiremediler çünkü 20 Aralık'tan önce yaşananları vatandaşların biliyor olması ve bize duyulan güven. İkincisi piyasada oluşabilecek spekülatif söyleme dönüştürerek 5 gün içinde birtakım operasyon çekebilirler ama 15 Mayıs'tan itibaren bu makasın çok hızlı çekilde olması gereken noktaya geleceğini hep beraber göreceğiz.

SEÇİMDEN SONRA ACI REÇETE OLACAK MI?

Cumhurbaşkanımızın enflasyon karşısında 21 yıllık bir duruşu var. Özellikle dar gelirliyi ezdirmemek yönündeki bir taahhüdü var ve bunu yerine getirdi. Bugüne kadar enflasyonun üstünde bir maaş artışı yapıldı. Özellikle salgın, savaş ve deprem döneminde vatandaşın bunu en az şekilde hissetmesi için her türlü enstrüman açıkça kullanıldı.

Enflasyonun yüksek hissedilmesinin iki temel sebebi var. Birincisi salgın, savaş ve yurt dışındaki emtia fiyatlarının artmış olması ve enerji ithalatçısı olduğumuz için yansımasının çok ağır şekilde hissedilmesi. İkincisi 2021'in son aylarında döviz kurundaki aşırı yükselişin getirmiş olduğu enflasyon baskısıyla bunun katlamalı olarak hissedildiği bir dönemi yaşamız olmamız.

Biz çok net şekilde dedik ki, enflasyonla mücadelede büyümeden taviz vermeyeceğiz, işsizliğe yol açacak adımlar atmayacağız, firmalar yoluna devam edecek. Bunun Türkçesi şu, acı reçete yok.Bugüne kadar acı reçete uygulamadan buralara geldiysek, seçimden sonra da acı bir reçetenin tersine, özellikle gayrimenkul piyasasındaki hareketlilikle büyümesini artırarak devam ettirecek. Yıllık büyümemizi seçim vaadi olarak güncelledik ve yüzde 5,5'e çektik. Parasal sıkışılatırma ve faiz artırımı olmaksızın mali politikaları bütünleşik şekilde yürüterek buraya getirdik. 15 Mayıs'tan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. 

'ENFLASYON KALICI OLARAK DÜŞECEK'

Enflasyonun kalıcı olarak düştüğünü toplum hissedecek. Motorin 30 liraya gelmişti, şu an 17 lira seviyelerinde. Benzin 25 lira civarındaydı, şu anda 19 lira. Geçen yıla göre motorin fiyatlarında 3'te birlik bir azalma, aynı zamanda benzinde de azalma var. Gübre fiyatlarında da düşme oldu. Gıda fiyatlarının da önümüzdeki süreçte dünyadan da ayrışarak bize enflasyonu düşürecek şekilde kalkısı olacağını düşünüyoruz.

PATATES SOĞAN FİYATLARI

Şimdi üreticilere sesleniyorum. Enerji fiyatları, lojistik maliyetleri, gıdada gübre fiyatları düştü. O zaman fiyatların artmasını gerektirecek bir şey var mı? Soğan fiyatları 15 liranın aşağısına düştü. Bu tür mevsimsel etkilerden dolayı, arzın çok olmasıyla bir politka oluşturursanız yarı yolda kalırsınız. Bir ay önce siz bir sebze üzerinden ekonomi politikanızı kurarsanız, Türkiye gibi mevsimsel şartların net şekilde hissedildiği bir ülkede sizi yarı yolda bırakabilir.

Soğanla, patatesle bir yere kadar. Vatandaş elbette haklı, sorabilir niye 30 liraya çıktığını. Ama bu birilerini yarı yolda bıraktı. Ellerinde hiçbir şek kalmadı. Bizim elimizde ne var? İha, Siha, doğal gaz var, Altay var, TCG Anadolu var, Kaan var, var oğlu var. Bunlar mevsimsel şartlara bağlı değil. 21 yıllık başarının sonuçlarıdır."

BANKALARDA KREDİ SORUNU VAR MI?

Kredi kullanımında önceki yıllara kıyasla azalma yok.Kullandırılan kredilerin çok daha fazla KOBİ'lere kaynak aktarılarak değerlendirildiği bir sistem var. Dolayısıyla bununla ilgili bir şikayet olamaz. Şikayetin birinci nedeni; enflasyon geçen yol yüzde 64'lere çıkmıştı. Siz kalkıp yüzde 85'lik enflasyonda yüzde 25'lik faiz kullanırsanız bunun anlamı şudur; siz aslında ucuz bir finansman imkanı sağlıyorsunuz, kendi maliyetlerinizi düşürüyorsunuz, ondan dolayı da ucuz krediye yoğun talep oluyor. Krediye daha fazla ihtiyaç duyulmasının sebebi finansal ihtiyaçların giderilmesi değil, tersien girdi maliyetlerinin aza indirilmesi noktasında artan bir talep patlaması.

Bankalarla merkez bankası arasındaki uyumsuzluğun doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü piyasanın kendi içerisindeki koşulları birlikte değerlendirip bunu zaman içerisinde gerçekleştireceğine inanıyorum. Türkiye'nin alışık olmadığı, birilerinin hala karşı çıktığı bir politikalar setiyle yola çıkıyoruz, yeni uygulamalar yapıyoruz. Bunun için zaman dilimine ihtiyaç olduğu aşikar. Ekonomi yönetimi sabah bir çimi biçmek gibi değil, inanmak gerekiyor, beklemek gerekiyor.

DOĞAL GAZ KEŞİFLERİNİN EKONOMİYE KATKISI

2020 yılında Türkiye 28 milyar dolarlık, 2021 yılında 54 milyar, 2023 yılında 103 milyar dolarlık enerji ithal etmiş. Bunun da tam karşılığı vermiş olduğumuz dış ticaret açığı, bunun yansıması cari açığın artması. Türkiye'deki 50 milyar dolarlık cari açığın aslında 50 milyarlık cari fazlaya dönüştüğünü görebiliyoruz. Demek ki bunu çözmemiz için Türkiye Ekonomi Modeli'nin parametreleri olan yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı artırmamız lazım.

Alternatif enerji kaynakları üreterek buradaki maliyeti azaltmalıyız. Her geçen gün yenilenebilir enerji kaynaklarını daha fazla kullanıyoruz. Karadeniz gazını kullanmaya başladık. Petrol bizi yoruyor. Şu anda Gabar'daki keşif, Türkiye'deki üretimin birkaç kat üzerinde. Karadeniz'de hidrojen kaynaklı enerjiye dönüşüm, önümüzdeki yüzyılın en önemli enerji kaynaklarından biri. Akkuyu Nükleer Santrali'ni açtık. Birkaç yıl içinde oranın enerjisiyle Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 10'unu karşılayacak bir seviyeye ulaşacak. Bu adımlar cari açığın azalmasına katkı sağlayacak.

'2028'DE KARAYOLLARINA KENDİ KAYNAKLARI YETECEK'

Beni çok heyecanlandıran bir şey söyleyeyim. Şu anda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü çok ciddi bir çalışma yaptı. 2028'den itibaren Türkiye'nin karayolları için ayrı bütçeye ihtiyacı kalmayacak, kendi kaynakları yetecek. Örneğin, Osmangazi Köprüsü, ilk açıldığında zarar ediyor dediler. O köprü şu anda kâr ediyor. 2028'e geldiğimizde Türkiye enerjide fark oluşturarak yoluna devam edecek."

500
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Seçmen 6 Mayıs 2023 11:41

85.milyon insan dükkan mi kursun . Borsa ya gir dedi nebati uçacak dedi 3 yil önce girdim .giren battı .Hep dedikleri yalan . Bunlara inanan batar

Sonraki Haber Yükleniyor...