Alzheimer tedavisinin sırrı 'kahve telvelerinde' saklı olabilir
Atılmış kahve telvesinden elde edilen nanoparçacıkların, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı etkili bir koruma sağlama potansiyeli sunduğu ortaya çıktı.
Yeni bir dikkat çeken araştırma, atılmış kahve telvesinden elde edilen nanoparçacıkların, Alzheimer ve parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların önlenmesinde umut verici bir rol oynayabileceğini gösterdi.
Science Alert'in haberine göre, ABD'deki Teksas El Paso Üniversitesi (UTEP) araştırmacıları tarafından laboratuvar ortamında yapılan testler sonucu, özel olarak formüle edilen malzemenin, sinir hücrelerinin dejenerasyonuna neden olan maddeleri etkili bir şekilde temizleme yeteneğini ortaya çıktı.
NÖRODEJENERASYONUN ERKEN AŞAMALARINA KARŞI YENİLİKLÇİ YAKLAŞIM
Araştırmacılara göre, nörodejeneratif hastalıkların belirtileri ortaya çıkmadan önce beyin dokularının kimyasal saldırılara karşı dayanıklılığını artırmak kritik öneme sahip. UTEP kimyageri ve çalışmanın baş yazarı Mahesh Narayan, "Bu bozuklukları klinik aşamaya ulaşmadan ele almak son derece önemlidir. Bu noktada, muhtemelen çok geçtir." dedi.
Nörodejeneratif hastalıkların ileri belirtilerini ele alabilen mevcut tedavilerin, çoğu insanın bütçesinin üzerinde olduğunu kaydeen Narayan, "Amacımız, mümkün olan en fazla hasta için yönetilebilir bir maliyetle, bu durumların çoğunu önleyebilecek bir çözüm bulmaktır." şeklinde konuştu.
Nörodejenerasyona katkıda bulunan çeşitli çevresel faktörler arasında herbisit ve pestisitlerin yer aldığını belirten araştırmacılar, özellikle yaygın olarak kullanılan paraquat adlı herbisidin nöron ölümüne yol açabilen süperoksit serbest radikallerin oluşumunu katalize etme yeteneğine dikkat çekti. Ancak, bu tür radikallerle mücadele etmek için kullanılan antioksidanların çoğunun kan-beyin bariyerini geçememesi bir sorun oluşturuyor.
KAHVE ATIKLARI ÖNE ÇIKIYOR
Bu noktada, kahvede bulunan kafeik asidin öne çıktığını belirten araştırmacılar, kafeik asidin kuantum noktalarına dönüştürülerek (CACQD) daha etkili hale getirildiğini açıkladı. CACQD'lerin, radikalleri daha verimli bir şekilde temizleyebilme ve kan-beyin bariyerini daha kolay aşabilme potansiyeli taşıdığı belirtildi.
Araştırmacılar, CACQD'lerin fiziksel özelliklerini analiz ettikten ve insan nöroblastoma türetilmiş hücre hatları üzerinde testler gerçekleştirdikten sonra, kafeik asidin bu özel kullanımının nörodejenerasyonla ilişkilendirilen protein kümeleşmesini engellemede etkili olduğunu gösterdi.
Ancak, terapötik bir bileşiğin cam bir kap içinde işe yaradığını bilmekle insan bedenindeki başarıyı göstermek arasında fark olduğunu belirten araştırmacılar, CACQD'lerin kolayca elde edilebilen bir atık malzemeden üretilebiliyor olmasının, bu nanoparçacıkları daha çekici kıldığını vurguladı.
Araştırma, Environmental Research dergisinde yayımlandı.
