Antarktika'da bulunan Erebus Dağı, sürekli patlayan volkanik faaliyetleriyle dikkat çekiyor. Dağın patlamalarda, günlük 6 bin dolar değerinde altın tozu püskürttüğü tespit edildi.
Güney Yarımküre'nin en güneyinde bulunan ve Güney Kutbu'nu içeren Antarktika'nın donmuş kıtası, çelişkili bir şekilde volkanik faaliyetlerin yuvası olarak biliniyor. Buzla kaplı bölge, kar altında yer alan yaklaşık 138 yanardağa ev sahipliği yapıyor ve bunların 91 tanesi 2017 gibi yakın bir tarihte keşfedildi.
Çoğunun hareketsiz olduğu veya muhtemelen soyu tükenmiş olduğu düşünülse de Smithsonian Enstitüsü'nün Küresel Volkanizma Programına göre yakın tarihte üçü patladı: 1905'te Penguen Adası, 1970'de Deception Adası ve 1972'de Erebus Dağı.
Üçüncüsü, 3.794 metre yüksekliğiyle kıtadaki en yüksek aktif yanardağ ünvanını kazanmış olup, aynı zamanda Dünya'nın en güneydeki aktif yanardağı özelliğini taşıyor.
Bu devin uydu görüntüleri, son 32 yıldır zirve kraterinde köpüren sıcak bir lav gölünü ortaya çıkarıyor. Cambridge Üniversitesi'nde doktora sonrası araştırmacı olan Conor Bacon, WordsSideKick.com'a verdiği demeçte, "en az 1972'den beri" sürekli olarak patladığını söyledi.
ABD'nin uzay kurumu NASA'nın Dünya Gözlemevi'ne göre, o tarihten bu yana "gaz ve buhar bulutları yaydığı" ve ara sıra topluca kaya bombaları fırlattığı biliniyor. Ancak belki de en ilginç olanı, bu volkanik gaz püskürtmelerinin neredeyse kelimenin tam anlamıyla altın cinsinden ağırlığına değmesi.
IFL Science'nin raporuna göre bunun nedeni, boyutları 20 mikrometreden büyük olmayan küçük altın parçacıklarıyla dolu olmalarından kaynaklı. Bu miktar çok küçük gibi görünse de, bilim insanları tek bir gün boyunca volkanın yaklaşık 80 gram (2.8 ons) değerli metali yaydığını tahmin ediyor.
Bunun da 6 bin dolar (yaklaşık 2000 bin TL) değerinde olduğu ifade ediliyor.
Rüzgar nedeniyle yanardağın püskürttüğü altın tozları Erebus Dağı'nda kalmıyor. Yanardağın 1000 kilometre uzağında izlerine rastlandı.
Bacon, yanardağlara erişimin dünyanın diğer yerlerine göre çok daha zor olduğunu ve ayrıca tüm izleme araçlarının "zor koşullara ve uzun kutup gecelerine dayanabilecek kadar sağlam olması gerektiğini" vurguladı.