Sevgililer Günü, dünya genelinde 14 Şubat’ta kutlanırken, İslam’a göre bu günün caiz olup olmadığı tartışılıyor. Günün kökeni, Hristiyan bir rahip olan Saint Valentine’in hikâyesine dayanıyor ve bu durum, kutlamanın dinî açıdan uygunluğu konusunda soru işaretleri oluşturuyor.
Dinimiz İslam’da yer alan bilgilere göre, 14 Şubat Sevgililer Günü, anneler veya babalar günü gibi bir âdet olarak görülse de, günümüzde sevgili denince genellikle nikâhsız, gayrimeşru sevgi kastediliyor. İslam’a göre, nikâhsız sevgili kavramı caiz olmadığından, bu tür bir sevgiyi kutlamak uygun görülmüyor.
Âdetler, dine aykırı olmadığında caiz kabul edilse de, Sevgililer Günü’nün dinî açıdan sorunlu olduğu belirtiliyor. Özellikle, bu günün kökeninin Hristiyan bir rahip olan Saint Valentine’e dayanması, kutlamanın İslam’a uygunluğunu daha da tartışmalı hale getiriyor.
Sevgililer Günü’nün kutlanması, İslam’a göre haram olarak değerlendiriliyor, çünkü bu gün genellikle gayrimeşru sevgiyi meşru gibi gösterme çabasıyla ilişkilendiriliyor. Dinimizde, nikâhsız sevgili kavramı kabul edilmediğinden, bu tür bir kutlama tasvip edilmiyor.
Sevgililer Günü’nün tarihçesi, Hristiyan bir rahip olan Saint Valentine’in gençleri buluşturma hikâyesine dayanıyor. Bu durum, kutlamanın bir papazın ölümünü anma ya da Hristiyan bayramını kutlama anlamına gelebileceği endişesini doğuruyor, bu da kutlamayı daha tehlikeli hale getiriyor.
İslam’a göre nikâhsız sevgili kavramı caiz olmadığından, Sevgililer Günü’nün kutlanması uygun görülmüyor. Âdetler dine aykırı olduğunda kutlanmaz.
Sevgililer Günü’nün kutlanması İslam’a göre haram olarak değerlendiriliyor. Bu gün, genellikle gayrimeşru sevgiyi meşru gibi gösterme çabasıyla ilişkilendiriliyor.
Sevgililer Günü’nün kökeni, Hristiyan rahip Saint Valentine’in gençleri buluşturma hikâyesine dayanıyor. Valentine, 14 Şubat’ta öldürülmüş ve bu gün zamanla sevgililer gününe dönüşmüştür.