Merkez bankalarının altına olan ilgisi 2025'te de sürüyor. Özellikle Çin ve Özbekistan alımlarıyla dikkat çekerken, küresel rezervler yılın ilk ayında 18 ton arttı. Jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizlikler, altını güvenli liman haline getiriyor.
Dünya Altın Konseyi'nin (WGC) son raporuna göre, merkez bankalarının altına olan ilgisi 2025 yılında da hız kesmeden devam ediyor. Ocak ayında küresel altın rezervleri 18 ton daha arttı.
Geçtiğimiz yıl merkez bankaları toplamda 1.045 ton altın satın almıştı. Bu, üst üste üçüncü kez yıllık 1.000 tonun üzerinde alım yapıldığını gösteriyor. Uzun vadeli ortalamanın çok üzerinde olan bu rakamlar, altının resmi rezervlerdeki stratejik önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları altın alımlarında ön planda yer alıyor. Ocak ayında en büyük alıcı 8 tonluk artışla Özbekistan Merkez Bankası oldu. Çin Merkez Bankası da 5 ton altın alarak rezervlerini büyütmeye devam etti. Çin, geçen yıl altı ay ara verdikten sonra son üç aydır altın alımlarını artırıyor.
Uzmanlara göre Çin'in altın rezervleri toplam döviz rezervlerinin %6’sını oluşturuyor. Ancak Çin’in, küresel rezerv para birimi olarak ABD dolarına karşı rekabet edebilmesi için bu oranı daha da artırması gerektiği belirtiliyor.
Ocak ayında en çok altın alan üçüncü ülke Kazakistan oldu. Kazakistan Merkez Bankası Başkanı Timur Süleymenov, bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, altın alımlarında "parasal tarafsızlığa geçişi" tartıştıklarını söyledi. Süleymenov, amaçlarının uluslararası rezervleri güçlendirmek ve ekonomik dalgalanmalara karşı koruma sağlamak olduğunu belirtti. Ayrıca, altın alımlarına paralel olarak ABD doları satışlarına da başladıklarını ifade etti.
Ocak ayında Hindistan ve Polonya merkez bankaları 3’er ton altın alırken, Çekya rezervlerine 2 ton, Katarise 1 ton ekledi. Öte yandan, Rusya ve Ürdün merkez bankaları 3’er ton, Kırgızistan ise 2 ton altın sattı.
Uzmanlara göre, merkez bankalarının altına olan ilgisi küresel ekonomik belirsizliklerle doğrudan bağlantılı. Son yıllarda artan jeopolitik riskler ve ekonomik dalgalanmalar, altını güvenli liman haline getirdi. Özellikle ticaret savaşları, yaptırımlar ve küresel para politikalarındaki değişimler altına olan talebi artırıyor.
Önümüzdeki dönemde, merkez bankalarının altın alımlarına devam etmesi bekleniyor. ABD’de eski başkan Donald Trump’ın yeni gümrük tarifeleri açıklaması, küresel ticaret savaşlarını yeniden alevlendirdi. Meksika ve Kanada’dan ithal edilen ürünlere %25, Çin’den gelen ürünlere ise %10 ek vergi getiren bu karar, birçok ülkenin ABD dolarına bağımlılığı azaltma çabalarını hızlandırabilir.
Analistler, bu gelişmelerin altın fiyatlarını yüksek seviyelerde tutacağını öngörüyor.