HDP'ye kapatma davası açan Başsavcı Bekir Şahin: Demokrasilerde silahlı mücadelenin yeri yoktur

HDP’ye yönelik açtığı kapatma davası​ ile dikkatleri üzerine çeken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin​, söz konusu dava hakkında açıklamalarda bulundu. "Yargı siyasallaşacak" eleştirilerine de yanıt veren Şahin, kararlarının hukuki gerekçelerine de değindi.

"SON SÖZÜMÜZÜ SÖYLEDİK"

TGRT Haber muhabiri Serkan Kılıç’a özel açıklamalarda bulunan Şahin, HDP​'ye açtığı kapatma davasına ilişkin, "Demokrasilerde silahlı mücadelenin yeri yoktur" ifadesiyle söze başlayarak, "Biz son sözümüzü söyledik, bu aşamadan sonra dosyanın bizimle bağı kalmadı; Anayasa Mahkemesi​ karar verecek" ifadelerini kullandı.

"GAZETE KUPÜRÜYLE DAVA AÇMADIK"

İspanya’da faaliyet gösteren Herri Batasuna Partisi'nin kapatılmasını örnek gösteren Başsavcı Şahin, terör örgütü ETA’nın eylemlerine sessiz kalması nedeniyle kapatılan parti hakkındaki AİHM kararını hatırlattı. Dünyanın neresinde olursa olsun benzer eylemler gerçekleştiğinde ilgili partinin  kapatilabileceğiini belirten Şahin, "İspanya’nın Herri Batasuna partisi vardı. Terör örgütü ETA konusunda sessiz kaldılar. Lehine ya da aleyhine tek bir cümle kurmadılar.

Bununla ilgili çok mahkeme kararı var. Hatta Batasuna için AİHK dedi ki; sen bir siyasi partisin, ETA terör örgütünü kinaman gerekir. Teröre sessiz kalamazsın, açık açık karşı tavır alman gerekir. Teröre karşı susamazsın. Herri Batasuna bu nedenle kapatıldı. Bizde kınamayı geçtik, 'Biz bunlarla beraberiz' diyorlar. Açık açık söylüyorlar, fiilen de cenazelerine katılıyorlar.

Kayıtları inceledik, konuşmalarını bulduk, iddianameye koyduk; mahkeme kararları da var. Gazete kupürüyle dava açmadık yani, o sözlerin tamamı dünyanın her yerinde kapatma konusu.

Gerekçeyi yazdık açık açık. Onlar da kapatmayı bekledikleri için anında fiilen kendilerini kapattılar. Yeşil Sol'a geçtiler. Ancak Yeşil Sol Parti'nin kapatılması için yeni bir iddianame gerek." 

SEÇİME KATILMADAN PARA ALDILAR

Başsavcı Şahin HDP’nin seçime katılmadığı halde seçim yardımı da aldığını söyledi. Kimlerin seçime katılabileceğini YSK’ya kendilerini bildirdiğni ifade eden Şahin, "Kanun diyor ki, Meclis'te grup olan partilere Hazine'den yardım yapılır.  Maliye'ye sorduk, dedik ki 'HDP’ye ne kadar ödediniz?' Seçime katılmış olmaları nedeniyle yaklaşık 600 milyon lira ödendi, dendi. Ama seçime katılmasalardı, 200 milyon lira ödenecekti.  YSK’ya da 'Seçime katıldı mı?' diye sorduk. Onlar da 'Katılmadılar' dedi. Biz de evrakları hazırladık; 'Bunlar seçime katilmadı para ödenmiştir, gereği yapılsın” diye Anayasa Mahkemesi'ne bilgi verdik. Aslında Mali Denetim Anayasa Mahkemesi'nin görevi, biz sadece bilgi notu gönderdik" ifadelerini kullandı. 

TÜRKİYE BAŞSAVCILIĞI ÖNERİSİ

Başsavcı Şahin, son dönemde Yargıtay tarafından dile getirilen, "Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı" önerisine de açıklık getirdi. Türkiye’ye yönelik, yurt dışındaki eylemlerde ülke başsavcılığı kurumunun daha etkili olacağını söyledi.

Şahin şu ifadeleri kullandı: Adi suçlarda değil de ülkenin milli ve manevi değerlerine yönelik saldırılarda, ülke başsavcılığı olaya el koysun, diyoruz. Mesela bir ülkede bayrağımıza veya kutsal kitabımıza yönelik eylem oldu, konuyla ilgili oraya soruşturma evrakı gittiğinde, Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı bu kişiye soruşturma açtığı zaman, o ülkenin tavrı farklı olur. Yurt dışındaki terör örgütü üyelerini, başsavcılıklar yerine Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısı istese, daha etkili olur diyorum. Ya da darbe teşebbüsü gibi ülkeye karşı suçlarda, soruşturmaları pek çok savcılık yerine hepsi tek bir elden Türkiye Başsavcılığı yürütseydi, daha verimli olurdu." 

"BİZ DİYORUZ Kİ ARTIK DEVLET İSMİ OLSUN"

Aslında Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı'nın fiiliyatta var olduğunu ama bunun isminin konmadığını ifade eden Şahin, "Biz, birden fazla kurumda başsavcıyız; Yargıtay’da, Uyuşmazlık Mahkemesi’nde, Anayasa Mahkemesi’nde... Ama kurumsal olarak Yargıtay’ın başsavcısıyız. Zaten pek çok alanda ülke başsavcılığı görevi yapıyoruz. Mesela Rusya ile mutabakat imzalıyoruz, Rusya Federasyonu Başsavcısı diyor. Biz ne diyoruz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı. Ben, 'kurum savcısı' olarak imza atıyorum, diğer ülkelerinki 'devlet başsavcısı' olarak imza atıyor. Yargıtay kurum ismi, biz diyoruz ki artık devlet olsun. Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısı olsun" dedi.

"GÖREVE GELEN, TÜRKİYE'Yİ TEMSİL EDECEK"

Başsavcı Şahin ülke başsavcılığıyla 'Yargı'nın siyasallaşacağı' eleştirilerini de cevapladı. Bu yöndeki eleştirilere katilmadığını belirten Şahin sözlerini şöyle noktaladı: "Zaten şu anda da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı seçimlerinde, Yargıtay 5 isim gönderiyor Cumhurbaşkanı'na. Cumhurbaşkanı birini seçiyor. Bizim teklifimize göre, göreve gelen kişi 'Türkiye Başsavcısı' olarak Türkiye’yi temsil edecek, niye yürütmeye bağlı olsun ki? Yürütmeye bağlı değil. Anayasa değişikliği gerekiyor bunun için, sayın Cumhurbaşkanı'na arz ettik bu konuları haberi var. İlgili kurumlara, Meclis'teki siyasi parti gruplarına ilettik önerilerimizi; taslak metni. Hepsi sıcak baktı önerimize. Şimdiki mevcut yetkilere ek olarak yurt dışında işlenen suçlar var. Ancak pek çok yerde ülke başsavcılarının, il başsavcıları üzerinde de gözetim ve denetim yetkisi vardır. Bu eklenebilir mesela, tartışılabilir."