Bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağladıkları ve ihmalleri nedeniyle ölümlere sebep oldukları iddiasıyla yargılanan "Yenidoğan Çetesi" davasında üçüncü duruşma devam ediyor. Dava kapsamında 46 sanık yargılanırken, sanıklardan doktor İlker Gönen’in intiharıyla ilgili çarpıcı ifadeler geldi.
İstanbul'da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağladıkları ve ihmalleri nedeniyle ölümlere sebep oldukları iddiasıyla yargılanan "Yenidoğan Çetesi" davasında üçüncü duruşma devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 46 sanığın yargılandığı duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar katıldı.
Duruşmada görüşünü açıklayan savcı, sanıklardan İlker Gönen’in hayatını kaybetmesi nedeniyle hakkında açılan davanın düşürülmesini ve telefonunun ailesine teslim edilmesini talep etti. Ayrıca, delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması gerekçesiyle tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
10 aydır tutuklu olduğunu belirten sanık Dursun Eryılmaz, arkadaşı İlker Gönen’in baskı ve şiddet nedeniyle yaşamına son verdiğini öne sürerek, cezaevi koşullarının zorlayıcı olduğunu dile getirdi ve tahliyesini talep etti. Savunmasında 10 aydır tutuklu olduğunu belirten tutuklu sanık Dursun Eryılmaz, "Arkadaşım İlker’in ölümüyle ilgili konuşmak istiyorum. İçimizdeki en mantıklısı oydu. Baskıdan ve şiddetten intihar etti. Biz cezamızı hükümlü olarak çekiyoruz. Günde bir saat hava alabiliyoruz, havalandırma sırasında bize sürekli laf atılıyor. İlker’in intihar olayı son değil, bizler de bu düşüncedeyiz. Tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanıklardan Çağla Durmuş ise, "10 aydır katil olmakla suçlanıyorum. Eziyet görmekten, işkence görmekten çok yoruldum. Ailemin yanına gitmek istiyorum" diyerek tahliye talebinde bulundu.
Örgüt lideri olduğu iddia edilen tutuklu sanık Fırat Sarı ise, yaşanan süreçle ilgili tepkisini dile getirerek, “Bir arkadaşımı kaybettim. Bizi bebek katili ilan etmelerini kabul etmiyoruz. Bebek ölümleri olduysa neden o süreçte herhangi bir müdahalede bulunulmadı? İlker, üç çocuk babasıydı, böyle bir şey yapacak biri değildi. Eğer biz suçlu olsaydık, İlker intihar etmezdi” dedi.
Sarı, "Ben değerli bir meslektaşımı, arkadaşımı kaybettim ve bir avukatın çıkıp bizi bebek katili ilan etmesini kabul etmiyoruz. Bizim de başımıza bunlar gelirse bunun sorumlusu sizsiniz. Bu grupta olabilecek her ölümden buradaki avukatlar sorumludur. İlker üç çocuk babasıydı ve böyle bir şey yapacak biri değildi. Bebek ölümleri çıktı, savcı takip etti. Biz bebek öldürüyorduk da savcı neden 'durun' demiyordu. Bebeklerin ölümünden savcı sorumlu, emniyet sorumlu, neden otopsi yaptırmadılar? İlker bana ‘sesin gür çıksın’ dedi. Bizi yargılayacaksınız biliyorum, bizi öldürün. Başta bir direktif geldi, bizimle ilişkisi olan Deniz Korkmaz isimli arkadaşa bir şikayet geldi. Bu CİMER şikayeti zorla diretilmiştir" ifadelerini kullandı.
Sarı, adil yargılama konusunda endişelerini dile getirerek, "Biz bir ateşin içinde yanıyoruz. Medyada oluşan algılar nedeniyle adil yargılanamayacağımızı düşünüyorum. Adalet herkes için olmalı. Adil bir yargılama istiyorsanız medyada bu sürece yönelik kısıtlama getirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.