Tgrt Haber

Z kuşağına "Filistin" alkışı! İsrail boykotuna en duyarlı onlar

Editör: Suat Vilgen / Kaynak: Anadolu Ajansı
17 Ocak 2024 13:47 - Güncelleme : 17 Ocak 2024 14:15

Filistin'de sürdürdüğü tarihi katliam nedeniyle İsrail mallarına yönelik boykota ilişkin bir araştırma yapıldı. Sık sık duyarsız olmakla itham edilen Z kuşağı, kampanyalara en çok ilgi gösteren kuşak olarak bu kez alkış aldı.

İsrail'in 7 Ekim'de Gazze​'ye yönelik başlattığı insanlık dışı saldırılar bir soykrırım girişimine dönüştü. Zulme karşı birçok sivil toplum kuruluşunca (STK) çağrısıyla İsrail ürünleri ile bu ülkeye destek veren çok uluslu markalar için boykot​ kampanyası başlatıldı.

Söz konusu kampanyalar sürerken İstanbul Üniversitesi'nde (İÜ) ilgi çekici bir çalışmaya imza atıldı. İktisat Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süphan Nasır ile Araştırma Görevlisi Merve Kır tarafından yapılan araştırma ile boykot kampanyalarına tüketicilerin tutumları incelendi.

israil boykot

X KUŞAĞI ÇOK GERİDE KALDI 

Toplam 1545 kişiden alınan 1384 geçerli yanıta göre raporlanan araştırmaya katılan Z kuşağının yüzde 50'si, Y kuşağının ise yüzde 40'ı çağrı yapılan markaları aktif veya kısmen boykot etti. Boykotun oranının X ile "Baby Boomers" kuşağında ise yüzde 20 civarında olduğu belirlendi.

Araştırmanın analiz kısmında yapılan değerlendirmede, Z kuşağının boykota katılımla kendilerini iyi hissettikleri, boykot kapsamındaki markaları satın alırlarsa kendilerini suçlu hissedecekleri, bunların yerine alternatiflerini satın almak için fazladan ödeme yapabilecekleri tespitlerine yer verildi.

PARA YOK AMA KARAKTER SAĞLAM 

Z kuşağının boykot markalarını satın alacaklarına kaliteden ödün vermeye hazır olduklarını ifade edilen değerlendirmede bu kuşağın satın alım gücünün diğer kuşaklar kadar güçlü olmadığı kaydedildi.

Geleceğin satın alımlarında Z kuşağının baskın rol oynayacağının unutulmaması gerektiğine dikkat çekilen değerlendirmede, "Z kuşağı boykota diğer kuşaklara kıyasla daha fazla katılım göstermektedir. Aktivist ruha sahip Z kuşağı boykot kapsamındaki markaları unutmayacağı ve Z kuşağının bu markalara yönelik algı ve tutumlarının ileriki dönemler için de olumsuz yönde etkileneceğini düşünülmektedir." ifadelerine yer verildi.

İsrail katliamı 103 gündür sürüyor.

YERLEŞİK KÜLTÜRÜMÜZDE BOYKOT YOK

Prof. Dr. Süphan Nasır, boykot geleneğinin Türkiye'de yerleşik bir kültür olmadığından dolayı bu çağrıların ne düzeyde karşılık bulduğuna yönelik geniş kapsamlı bir çalışma yaptıklarını söyledi.

Araştırmada boykot çağrısı yapılan markaların çokluğunun ve bu konuda etkili bir örgütlenmenin olmayışının buna katılımı düşük tuttuğunun anlaşıldığını dile getiren Nasır, boykota aktif katılımın yüzde 30'larda olduğunu aktardı.

Prof. Dr. Nasır, "Marka sadakatinin yüksek olması nedeniyle 'kolayda tüketim ürünleri' için insanlar alışılagelmiş satın alma davranışı içerisine giriyorlar. Boykot listesinin çok geniş olmasından dolayı da insanlar kafa karmaşıklığı içerisindeler. Boykota sınırlı katılım gösterilmesinin en önemli nedenlerinden biri bu." dedi.

SOMUT GEREKÇE İSTİYORLAR

Katılmayanların büyük bir kesiminin boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğini ve etkin olmadığını, bunun sınırlarının net bir şekilde çizilmesi gerektiğini düşündüklerini aktaran Nasır, şöyle devam etti:

"Amerika İsrail'e destek veriyor' diye tüm Amerika ürünlerinin boykot edilmesi tüketiciler tarafından rasyonel bulunmuyor. Tüketiciler somut bir gerekçe arıyorlar. Bir İspanyol giyim markasının iletişim kampanyasında tüketiciler somut bir gerekçe gördü. Kafalarında bu resim oluştu ve boykot çağrılarında bulunuldu. Tanınmış kişilerin de sosyal medyadan desteğiyle boykot hızlı bir şekilde yayıldı ve marka geri adım atmak zorunda kaldı. Boykotun başarısının gerçekleşmesi için çağrıda bulunan markanın somut bir şekilde gerekçelendirilmesi gerekiyor. Niye boykot edildiğini, insanların zihninde anlamlandırması gerekiyor."

Prof. Dr. Nasır, vatandaşların arama motorları üzerinden "İsrail markaları ve boykot markaları nelerdir?" şeklinde bazı aramalar yaptıklarını kaydetti.

Tüketicilerin kafalarında net bir gerekçe görmek istediklerini vurgulayan Nasır, "Boykot gerekçesi ne kadar sağlam olursa o markaya ve ürüne yönelik boykotun daha güçlü olabileceğini söyleyebiliriz. Boykotun çerçevesi ne kadar net çizilirse boykotun başarısı da o kadar yüksek olur. Gerekçesi kuvvetli olan markaların boykot kapsamında gösterilmesi gerekir." diye konuştu.

"BOYKOT İŞE YARAMAZ" GÖRÜŞÜ DAHA BASKIN

Prof. Dr. Nasır, araştırmaya katılanların yüzde 45'inin boykotun Gazze'deki olaylara çözüm sağlamayacağını, yüzde 35'lik bir kısmının ise bunun etkin bir biçimde düzenlenmediğini düşündüğünü bildirdi.

Katılanların yüzde 80'inin boykota olan inançlarının düşük olduğunun anlaşıldığını belirten Nasır, boykota aktif katılanların motivasyonlarının "Bizim de bir katkımız olsun, tepki gösterelim. İsrail'e destek veren markaları finansal olarak zora sokalım." şeklinde olduğunu anlattı.

 

Kaynak: Anadolu Ajansı
500
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...