Sosyal medyanın hayatımızda kapladığı alan büyüdükçe yeni terimler de hayatımıza girdi. Bunlardan biri de İptal kültürü oldu. İptal kültürü, sosyal medya üzerinden hızlı bir şekilde yayılarak geniş kitlelere ulaşır. Twitter, Instagram, TikTok gibi platformlar, kullanıcıların hızlı bir şekilde topluluk oluşturma sına ve seslerini duyurmasına olanak tanır.
Bazen iptal kültürü ile birlikte ünlü isimler de davranış, söz ve tutumlarından dolayı toplumsal eleştiriye maruz kalıyor. "İptal etme" burada, bir kişinin sosyal çevresinde, iş dünyasında veya genel toplumda itibarını kaybetmesi anlamında kullanılır. Sosyal medyada İptal kültürü, eleştirilen kişiler veya kurumlar tarafından savunmalar ya da özürler dile getirilerek karşılık bulabilir.
İptal kültürü genellikle "yargılayıcı" bir yaklaşım sergiler; bireylerin geçmişte söyledikleri veya yaptıkları hatalar üzerinden onlara karşı toplumsal bir hesap sorma süreci başlatılır. Bu bazen "geçmişin günahları" ile bağlantılı olarak, çok uzun yıllar önceki bir açıklama ya da davranış bile tekrar gündeme gelebilir.
Ayşe Barım hakkında yazılan yazının sosyal medyada paylaşılmasının ardından yorum yağmuru başladı. Daha sonra konuyla ilgili ünlü isimlerin peş peşe paylaşım yapmasının ardından Ayşe Barım hakkında ilk olarak, dizi sektöründe tekelleşmeye neden olduğu suçlamasıyla "çalışma hürriyetinin ihlali" ve "şantaj" iddialarına ilişkin soruşturma açıldı.
Sonuç olarak, iptal kültürü, sosyal medya ve dijitalleşmeyle birlikte dünyada bireylerin, toplulukların ve kurumların birbirlerine karşı nasıl bir sorumluluk taşıdıkları konusuna da değiniyor.