Mercedes, elektrikli araç stratejisinde büyük bir değişikliğe gidiyor. Yıllardır kullandığı EQ markasını rafa kaldıran şirket, artık elektrikli otomobillerini içten yanmalı motorlu modellerle aynı seride konumlandıracak. Yeni dönemde araçlar "EQ teknolojisine sahip" ifadesiyle tanıtılacak. Mercedes neden EQ markasını bırakıyor? İşte tüm detaylar.
Mercedes, elektrikli otomobil modellerinde uzun süredir kullandığı "EQ" adlandırmasını bırakıyor. Artık elektrikli modellerini ayrı bir marka gibi konumlandırmak yerine, içten yanmalı motorlu araçlarla aynı seriye dahil etmeyi planlayan şirket, yeni dönemde elektrikli arabalarını "EQ teknolojisine sahip" ifadesiyle tanıtacak.
Mercedes-Benz, 2016 yılında tanıttığı EQ konsept otomobilleriyle elektrikli araç serisine ilk adımı atmış ve bu ismi markanın elektrikli modelleri için bir alt marka olarak konumlandırmıştı. EQS, EQE, EQE SUV, EQV, EQC, EQB gibi modellerle devam eden bu isimlendirme ise müşteriler arasında kafa karışıklığına neden olmuştu.
Şirketin elektrikli araçlarına özgü olan EQ harfleri, benzer modellerin isimlerini birbirine yaklaştırırken, araçların gövde stiline göre harflerle ve motor hacmine göre rakamlarla isimlendirildiği eski tip Mercedes adlandırma sistemine de tam olarak uymuyordu.
Bu karışıklığı fark eden Mercedes, 2023 yılında EQ markasını model isimlerinden kaldıracağını duyurdu. Şirket artık elektrikli modellerini "EQ teknolojisine sahip" ifadesiyle isimlendirecek. Örneğin yeni nesil elektrikli G-Serisi üyesi "G580 with EQ technology" (EQ teknolojisine sahip G580) olarak tanıtıldı. Plug-in hibritler ise "EQ hibrit teknolojisine sahip" ismini kullanacak.
Bu arada EQ, "elektrikli zeka" anlamına gelen ve "IQ" kavramına gönderme yapan bir kısaltmaydı.
Mercedes, sadece isimlendirme değişikliği yapmakla kalmayıp elektrikli araçlarının tasarım dilini de gözden geçiriyor. 2025 model EQS'te sahte bir ızgaraya yer verileceği ve gelecekteki modellerin daha az aerodinamik, daha klasik bir görünüme sahip olacağı belirtiliyor. Bu hamle ise Mercedes'in elektrikli araçlarını içten yanmalı motorlu modellerle daha fazla bütünleştirme stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.