Yavuz Ağıralioğlu'nun kurduğu Anahtar Parti ilk divan toplantısını yaptı: Masada dikkat çeken konular
İYİ Parti'den istifa eden eski milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, kurduğu Anahtar Parti'nin ilk Başkanlık Divanı toplantısına başkanlık yaptı. Ağıralioğlu ve ekibinin ilk toplantısında "çözüm" masaya yatırıldı.
İYİ Parti’den istifa eden Yavuz Ağıralioğlu, yeni kurduğu Anahtar Parti'nin (A Parti)'nin ilk Başkanlık Divanı toplantısında "Milletimiz endişe etmesin, çözümsüz hiçbir sorunu yoktur." şeklinde çözüme vurgu yaptı.
28 Ekim'de partinin kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığına veren ve kurucular kurulu tarafından genel başkanlığa seçilen Yavuz Ağıralioğlu ve beraberindeki partililer, Anıtkabir ziyaretinden sonra Hacı Bayram Veli Camisi'ne ziyarette bulundu.
İLK BAŞKANLIK DİVANI
Ağıralioğlu, partinin, Türkiye'nin sorunlarını çözebilecek kurmay kadrosuyla ilk divan toplantısını yaptığını, memleketin alternatifsiz olmadığını söyledi. Memleketin kilitlenmiş sorunlarının anahtarı olarak Türk siyasetinin geleceğine hazırlandıklarını belirten Ağıralioğlu, "Milletimiz endişe etmesin, çözümsüz hiçbir sorunu yoktur." dedi
Yavuz Ağıralioğlu, Türk milletinin bir kuşatma içerisine alınmak üzere olduğu zamanlardan geçildiğini, sınırlarda terör tehdidinin hissedildiğini, NATO'nun hukukunu çiğneyen bir siyasi hevesin, sınırlardaki güvenlik endişelerini artıracak düzeyde yükseldiğini gördüklerini kaydetti.
Devletin teröre karşı olan hassasiyetini desteklediklerini ifade eden Ağıralioğlu, teröre ve teröriste müsamaha gösterilmemesi gerektiğini vurguladı.
Terörle mücadele ederken, hükümetin dayanağının da millet iradesi olması gerektiğini kaydeden Ağıralioğlu, "Teröristlerle beraber olmuş insanların belediyeler üzerinden Türkiye'nin yönetimine ortak olmasını engelleyin ama bunu yaparken, seçmen iradesini cezalandırmamayı da özenle yönetin ki milletin devletine, milletine bağlılığı güçlensin." ifadesini kullandı.
Yavuz Bey'in Kayyım atanan Belediyelerle ilgili açıklamasına cevaben " o zaman nasıl olacak" diye sormak lazım. Zira yukarıdaki o açıklama hem nalına hem mıhına vuruyor sanki. Daha net olmak lazım...