Sağlık

Son yıllarda ailelerin aşı karşıtlığı, birçok sağlık tehlikesini de beraberinde getiriyor. Ankara'da 2 aylık bir bebek, beyin kanaması nedeniyle entübe edildi. Doktorlar bebeğin öyküsünü incelediğinde, doğar doğmaz yapılması gereken ve yenidoğan bebeklerde kanamayı önleyen K vitaminini ailenin yaptırmadığı ortaya çıktı. Anne-babanın modern tıp karşıtlığının bebeğin hayatına mal olabilme riski var.

Son günlerde influenza vakalarının artmasıyla uzmanlardan anne ve babalara uyarı gecikmedi. İnfluenza vakalarının, özellikle yarıyıl tatilinde alışveriş merkezi, oyun alanı gibi kalabalık kapalı mekanlarda vakit geçiren çocuklara bulaşma ihtimaline dikkat çeken uzmanlar, hijyene dikkat etmek ve açık havada vakit geçirmenin büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Son dakika haberi: Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun talimatıyla kamu hastanelerine kapsamlı teftiş başlatıldı.

Türk bilim insanları akciğer zarında sıvı birikmesinin tekrarını önleyecek yöntem geliştiriyor. Malatya'da iki üniversiteden 6 bilim insanının akciğer zarı iltihapları ve sıvı birikiminin tedavisi için geliştirdikleri yöntemde hayvan deneylerine başlandı. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Parlakpınar, "Bu işlem yapıldığında akciğer zarları arası tekrar sıvıyla dolmayacak, kullanılan steril talk maddesinin kayganlaştırıcı etkisinden dolayı akciğerler çalışırken rahat şekilde fonksiyonunu icra edecek" dedi. İşte detaylar…

Akut böbrek yetmezliği, böbreklerin aniden işlevini yerine getirememesi sonucu ortaya çıkan, hızlı ilerleyen ciddi bir durum. Normalde vücuttaki atıkları ve fazla sıvıyı filtreleyerek idrar yoluyla atan böbrekler, bu yeteneklerini kısa süre içinde kaybettiğinde atıklar ve toksinler birikmeye başlar. Bu durum, tedavi edilmediğinde hayati risk oluşturabilir. Akut böbrek yetmezliği belirtileri genellikle ani ve şiddetli semptomlarla seyreder.

Akciğer tutulumu, akciğerlerde meydana gelen iltihaplanma veya hasar sonucunda, solunum fonksiyonlarının kısmen veya tamamen etkilenmesiyle ortaya çıkan bir durum. Çoğu zaman kronik hastalıklar, enfeksiyonlar veya bağışıklık sistemi problemleri sebebiyle meydana gelse de, altta yatan farklı nedenler de rol oynayabilir. Belirtiler genellikle öksürük, nefes darlığı veya göğüs ağrısı gibi semptomlarla kendini gösterir. Bu nedenle, olası bir akciğer tutulumu durumunda hızlı bir şekilde tanı konulması ve tedaviye başlanması oldukça önemli bir konu.

Adet (regl) dönemi, kadınların her ay düzenli olarak yaşadığı ve vücudun hormonal dengelerinde belirgin değişikliklerin görüldüğü bir süreç. Bu dönemde kanama miktarının artmasıyla birlikte, vücudun bazı besin maddelerine olan gereksinimi de yükselir. Özellikle demir açısından zengin gıdaların tüketiminin yetersiz kalması ya da var olan kan değerlerinin düşük olması, adet döneminde “kansızlık” olarak bilinen demir eksikliği anemisi riskini artırabilir. Bu süreçte gözlemlenen yorgunluk, halsizlik veya cilt solgunluğu gibi belirtiler, kadınların gündelik yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Bebeklerin diş çıkarma süreci, her ebeveyn için heyecan verici olduğu kadar yorucu da olabilir. Kimi bebekler 6-7. ay itibarıyla ilk dişlerini çıkarmaya başlarken, bazıları 4. ay gibi erken bir dönemde diş belirtileri göstermeye başlayabilir. Bu durumda “4 aylık bebeğin diş çıkarması normal mi?” ve “belirtiler nelerdir?” soruları akla gelir. Aslında her bebeğin gelişimi farklıdır ve bu süreçte gözlenen semptomlar da değişiklik gösterebilir.

Otizm, yaşamın erken dönemlerinde ortaya çıkan ve sosyal etkileşim, iletişim becerileri ile tekrarlayan davranış örüntüleri gibi alanlarda belirgin zorluklara neden olabilen nörogelişimsel bir farklılık. Belirtiler genellikle 2 ila 3 yaş civarında netleşmeye başlar. Üç yaşındaki bir çocukta otizm olup olmadığını merak eden ebeveynler, sosyal ilişki kurma biçimi, dil gelişimi ve rutinlere karşı gösterilen tutum gibi pek çok belirtiden şüphe duyabilir.

Burun tıkanıklığı, günlük yaşam kalitesini düşüren ve solunumu güçleştiren bir sorun. Burnun yalnızca tek tarafında meydana gelen tıkanıklıklar ise farklı nedenlere bağlı olarak gelişebilir ve kişinin rahat nefes almasını engelleyebilir. Özellikle yapısal bozukluklar, alerjiler veya burun eti büyümesi gibi sebepler, hava akışını sınırlandırarak belirgin bir baskı yaratır. Bu baskı, bazen kendiliğinden hafiflese de çoğu zaman kalıcı bir sorunun habercisi olabilir. 

Sürekli tıkalı bir burun, yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir ve günlük aktiviteleri zorlaştırabilir. Hava yollarının rahat olmadığı durumlarda geceleri uyku kalitesi düşer, gün içinde de yorgunluk artar. Özellikle alerjik yatkınlıklar, yapısal sorunlar veya soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlar burun pasajını daraltarak nefes almayı engelleyebilir.

İdrar yollarında görülen iltihaplı rahatsızlıklardan biri olan sistit, günlük yaşam konforunu önemli ölçüde düşürebilir. Özellikle sık idrara çıkma isteği, yanma ve ağrı gibi belirtilerle seyreden bu durum, tedavi edilmediğinde daha ciddi sorunların habercisi olabilir. Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülebilen sistit, genellikle bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkar. Kimi zaman basit hijyen önlemleriyle hızlıca kontrol altına alınabilse de, uzun süreli yakınmalar söz konusu olduğunda uzman desteği almak gerekir.

Hazımsızlık, besinlerin midede yeterince parçalanmaması ve sindirim sisteminin yavaş çalışması sonucu ortaya çıkar. Bu durum çoğu zaman öğünlerden sonra rahatsızlık hissi yaratarak karın bölgesinde doluluk, basınç ve rahatsızlık şeklinde kendini gösterir. Yemek sonrası mide yanması veya şişkinlik yaşanması, uzun vadede yaşam kalitesini düşürebilir. Beslenme alışkanlıklarındaki dengesizlikler, hızlı yemek yeme veya stres gibi faktörler de hazımsızlığa zemin hazırlar. Vücudun ihtiyaçlarını göz ardı etmeden, sindirim sürecine yardımcı olacak yöntemleri hayata geçirmek, midede oluşan rahatsızlığı hafifletir.

Mide gazı, sindirim sistemindeki doğal süreçlerin bir parçası olarak ortaya çıkabilir ve çoğu zaman geçici şikâyetlere neden olur. Ancak günlük hayatı etkileyen şişkinlik ve baskı hissi varsa, bu durum sindirimle ilgili bazı alışkanlıkların gözden geçirilmesi gerektiğini gösterir. Fazla yağlı veya hızlı yenilen besinler, stres ve yetersiz çiğneme gibi faktörler mide gazının artmasına yol açabilir. Doğru beslenme ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları, gaz probleminin büyük ölçüde hafiflemesinde etkili olur.

Kulak akıntısı, kulak kanalından gelen sıvı veya iltihaplı bir akıntı olarak tanımlanır ve hafif nemden yoğun bir cerahate kadar değişik şekillerde görülebilir. Bu durum hem yetişkinlerde hem de çocuklarda sıkça karşılaşılabilen bir sorun. Çoğunlukla basit sebeplerden kaynaklansa da, bazen daha ciddi sağlık problemlerinin habercisi olabilir. Doğru tanı ve zamanında müdahale, oluşabilecek kalıcı hasarların önlenmesi açısından büyük önem taşır.

Çıban, cilt yüzeyinde ortaya çıkan ve genellikle bakteri kaynaklı bir iltihaplanma sürecini ifade eder. Çoğu zaman kırmızı, şişkin ve ağrılı bir yumru şeklinde kendini belli eder. Vücudun farklı bölgelerinde çıkabilen çıbanlar, özellikle mikropların kolayca üreyebildiği ter bezlerinin yoğun olduğu alanlarda sıklıkla görülür. Tedavi edilmediğinde daha büyük sorunlara yol açabilir veya tekrarlayabilir.

Enfeksiyonlar, vücudun savunma sistemini zorlayan ve çeşitli organları etkileyebilen sağlık sorunlarından biri. Özellikle kan dolaşımında görülen enfeksiyonlar, hızlı müdahale gerektiren ciddi tablolara yol açabilir. Bağışıklık sisteminin güçsüz düştüğü anlarda bakteriler, virüsler veya mantarlar kolayca çoğalarak kanda önemli sorunlara neden olabilir. Bu tür enfeksiyonlar bazen hafif seyrederken, bazen de sepsis gibi hayatı tehdit edebilecek düzeye ulaşabilir. Tedavi aşamasında genellikle ilaç kullanımının yanı sıra, hastanın yaş ve sağlık durumuna göre şekillenen destekleyici önlemler de gerekebilir.

İltihaplı sivilceler, ciltte yer alan yağ bezelerinin fazla çalışması ve farklı dış etkenlerle birleşmesi sonucu ortaya çıkabilir. Hormonal dalgalanmalar ve genetik yatkınlık gibi faktörler bu süreci hızlandırır. Stres, yanlış ürün kullanımı ve yetersiz cilt temizliği de iltihaplanmayı tetikleyerek gözle görülür sivilcelere neden olabilir. Uzmanların önerdiği tedavi yöntemleriyle birlikte doğru bakım adımlarına dikkat etmek, bu sivilcelerin oluşumunu kontrol altına almada önemli bir konu. Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve yaşam tarzı değişiklikleri de cildin sağlıklı kalmasına destek verir.

Hıçkırık, diyafram kasının aniden kasılması ve bununla birlikte ses tellerinin hızlıca kapanması sonucu ortaya çıkan bir refleks olarak tanımlanır. Günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan bu durum, kısa sürede geçse de bazı kişilerde daha uzun sürebilir. Uzadığında rahatsızlık veren hıçkırık nöbetleri, sosyal ortamlarda da huzursuzluk yaratabilir. Neyse ki evde uygulanabilecek basit yöntemler ve bazı nefes egzersizleriyle hıçkırığı kontrol altına almak mümkün.

Hamlık ağrısı, spor yapmaya yeni başlayanlar veya uzun bir aranın ardından tekrar egzersize dönenler için sık karşılaşılan bir durum. Kasların alışık olmadığı bir yüke maruz kalması sonucu ortaya çıkan bu ağrı, genellikle hafif sızı veya sertlik şeklinde hissedilir. Bazı insanlar, ilk anlarda yaşanan bu rahatsızlığın spor yapmayı bırakmaya neden olabileceğini düşünse de doğru yöntemler ve düzenli egzersiz sayesinde ağrılar büyük ölçüde hafifler. Kasların adaptasyon sürecinde bu ağrıları yaşamak normal kabul edilir ancak acının şiddeti arttığında ya da uzun süre dinmediğinde önlem almak önem taşır.