Ege Denizi'ndeki Santorini Adası'nda yer alan krater bölgesindeki genişleme ile ilgili önemli bir açıklama geldi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜN) Mühendislik Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, bu genişlemenin yanardağlarda patlamaya dönüşeceği anlamına gelmediğini belirterek Santorini depremleri hakkında dikkat çeken bilgiler paylaştı.
Yaptıkları analizlerde adanın krater bölümünde bir şişkinlik ve genişleme olduğunu tespit ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Kutoğlu, "Bu basınç artışına işaret eder ancak yanardağlarda zaman zaman basınç artışları olabilir. Her zaman patlamaya dönüşeceği anlamına gelmiyor" dedi.
Yaklaşık 3 yıl önce hayata geçirdikleri yazılım sayesinde radar uydu verilerini kullanarak yeryüzünde meydana gelen olaylar ile yapılardaki değişimleri tespit edilen Kutoğlu ve ekibi, bina değişimleri, buzul ve kar kütlelerindeki değişimler, yapılar ve zeminlerdeki deformasyonlar ile barajlardaki su artış ve azalışlarını tespit ettikleri birçok çalışmaya imza attı.
Öte yandan, Santorini depremlerinin Türkiye'deki fay hatları üzerine bir etkisi olup olmadığı konusunda da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kutoğlu, "İstanbul ya da Ege Bölgesi'nde karada bulunan faylarımız üzerine etkisi söz konusu değil" değerlendirmesinde bulundu. Santorini Adası'nda 2014 yılından bu yana süregelen değişimleri inceleyen Kutoğlu ve ekibi, son yıllarda yanardağın merkezinde genleşme olduğunu belirledi. Kutoğlu gazetecilere, radar uydu verileri aracılığıyla adanın krater bölümünde inceleme yaptıklarını söyledi.
İncelemede bazı değişimleri gözlemlediklerini aktaran Kutoğlu, "Analizlerde adanın krater bölümünde şişkinlik, genişlemenin var olduğunu görüyoruz. Bu basınç artışına işaret eder ancak yanardağlarda zaman zaman basınç artışları olabilir, her zaman patlamaya dönüşeceği anlamına gelmiyor. Zaman zaman bu basınç kendiliğinden sönümlenip yine eski haline gelebilir. Santorini Adası'na baktığımız zaman antik dönemlerde ciddi patlamalara neden olmuş. Zaten adanın şekli de vokanik oluşumdan çıktığını gösteriyor" dedi.
Kutoğlu, İtalya ve İzlanda ile Avustralya kıyılarında daha aktif yanardağların olduğunu dikkati çekerek, "Santorini Adası patlar mı patlamaz mı bilemem ama böyle durum gerçekleştiğinde geçtiğimiz yıllarda bu saydığım bölgelerde meydana gelen zararlardan daha büyük zarara yol açacağını düşünmüyorum" diye konuştu.
Avrupa Tsunami Araştırma Grubu'nun internette paylaştığı interaktif sayfaya baktıklarında, 10 bin yıllık periyodu dikkate aldıklarında, kıyılarımızda meydana gelebilecek maksimum tsunami yüksekliğinin en çok İzmir Körfezi'nde 5 metre civarında olacağı bilgisini aktaran Kutoğlu, Bodrum ve Muğla bölgesinde de 3 metreye varan tsunamiler görülebileceğini dile getirdi.
Kutoğlu, bu durumun ancak 8'in üzerinde bir deprem meydana gelmesi durumunda ortaya çıkabileceğine işaret ettiği açıklamasında, "Helenik yay dediğimiz Yunanistan'dan başlayıp Akdeniz'in altına kadar gelen dalma batma zonu var. Orada böyle bir deprem meydana gelebilir. 8'in üzerinde deprem meydana geldiğinde kıyılarımızda 3 ila 5 metre civarında tsunamiler meydana gelebilir. 3 ila 5 metrelik tsunami, düşük kodlu, eğimi düşük olan vadiler, plaj alanları gibi alanlarda belki 1 kilometreye kadar suyun içeri girmesi söz konusu olabilir" dedi. Uzak Doğu'da olduğu gibi 20-30 metrelik tsunamilerle karşılaşma ihtimalimizin oldukça zayıf olduğunu da sözlerine ekledi.