Rusya ile uçak krizi nasıl aşıldı? Eski Bakan Cavit Çağlar 'arka kapı' diplomasisini anlattı
Türkiye ile Rusya arasında 2015 yılında yaşanan uçak düşürme krizinin ardından kopma noktasına gelen ilişkilerin toparlanmasında büyük rol oynayan eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar, hayatının anlatıldığı kitapta krizin aşılması için yürütülen 'arka kapı' diplomasisindeki katkısını açıkladı.
2015 yılında Rusya'ya ait Su-24 tipi savaş uçağının Türk hava sahasını birçok kez ihlal etmesinin ardından TSK uçakları tarafından düşürülmesi, iki ülke arasında krize yol açmıştı. Yürütülen yoğun diplomatik temasların ardından kriz aşılmış, bunda büyük katkısı olan eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar olaydan 2 yıl sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından 'Devlet Nişanı' ile ödüllendirilmişti.
Hulusi Turgut tarafından kaleme alınan "Cavit Çağlar/Fırtınalı Bir Yaşam Öyküsü" isimli kitapta hayatını anlatan Cavit Çağlar, Rusya-Türkiye arasındaki uçak krizinin çözümü sırasında yürütülen 'arka kapı' diplomasisindeki rolünü açıkladı. Hürriyet’ten Musa Kesler, kitabın o bölümlerini paylaştı.
Cavit Çağlar krizin perde arkasında yaşananları kitapta şöyle anlatıyor:
'ÜZÜLMEYİN PAŞAM, HALLEDERİZ'
"Hulusi Akar Paşa benim yakın dostum, zaman zaman buluşur sohbet ederiz. 2016’nın Nisan ayında Paşa’yı çok sıkıntılı gördüm, ‘Hayırdır bir üzüntünüz mü var?’ diye sordum. O da ‘Rusya ile uçak krizi elimizi, kolumuzu bağladı. Aramızın düzelmesi gerekiyor’ dedi. ‘Paşam üzülmeyin, hallederiz’ dedim. Paşa’nın yüzündeki gergin ifadeler bir anda kayboldu. 29 Nisan 2016’da arayıp şu bilgiyi verdi: ‘Konuştuğumuz önemli konuyu Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Kendileri sizinle görüşmek istiyorlar."
HUBER’DE ERDOĞAN'LA GÖRÜŞME
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisini Huber Köşkü'nde kabul ettiğini belirten Çağlar, sonrasında yaşananları şöyle aktarıyor:
"Efendim, Putin’in maiyetinde, alt kadroda çalışan pek çok dostum var. İstifade edeceğim kanaldaki en önemli kişi Dağıstan Cumhurbaşkanı Ramazan Abdulatipov. Yeltsin’in başbakan yardımcısıydı, yüksek bir siyasi şahsiyet. Başka bir dostum daha var; Haydar Aliyev’in birinci yardımcısı Abbas Abbasov. O da şu an Moskova’da ve Kremlin ile münasebetleri çok iyi’ dedim. Abbas Bey o tarihte Moskova’da yaşıyordu. Telefonla ulaştım ve konuyu açtım. Moskova’da buluşmaya karar verdik.
MOSKOVA’DA KRİTİK RANDEVU
15 Mayıs 2016’da Moskova’ya gittik. Ancak diplomatik pasaportum olmasına rağmen pasaport polisi ülkeye girişime izin vermedi. ‘Uçağımızı düşürdünüz, buraya ne yüzle geliyorsunuz?’ dediler. 8 saattir bekliyordum. Arkadaşlarımı haberdar ettim, devreye girdiler. Moskova’ya ulaştık. Abbas Bey, Moskova’daydı, Ramazan Bey de benimle görüşmek için Mahaçkale’den Moskova’ya gelmiş. Meseleyi içinde özür olmayan, tazminat taahhüdünde bulunulmayan bir mektupla çözmek istiyorduk. Mektubu Ramazan Bey’in kaleme almasını önerdim. Çünkü Rusçayı, diplomasiyi ve siyaseti çok iyi bilen bir kişiydi. İlk mektup taslağını gidiş gelişlerim sırasında Türkiye’ye getirdim, incelendi, fazlası eksiği söylendi.
ZAMANA KARŞI YARIŞIRKEN MÜJDE GELDİ
Hulusi Paşa beni aradı, ‘Zaman kaybetmeden evrakın (mektup) yerine ulaştırılması lazım’ dedi. Cumhurbaşkanımız, Putin’e hitaben yazılan mektubu imzalamış. Süratle Atatürk Havalimanı’na doğru yola çıktım. Saat sabaha karşı üç. Ankara’dan Cumhurbaşkanlığı uçağı gelmiş. Uçakta Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın vardı. Putin’in (Özbekistan) Taşkent’te olduğunu uçakta öğrendim. Mektubu Taşkent saatiyle en genç 14’te ulaştırmamız gerekiyormuş. Ancak beklenmedik bir problemle karşılaştık. Uçağın pilotu ‘Özbekistan hava sahasını kapatmış, Taşkent’e iniş izni de vermiyorlar’ dedi. Türkmenistan hava sahasında turlamaya başladık. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bilgilendirildi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’e de ulaşıldı. Yaklaşık 1 saat 15 dakika turlayıp durduk. Pilot tekrar yanımıza geldi ve ‘Özbekistan hava sahasını ve Taşkent Havaalanı’nı açtı’ diyerek müjdeyi verdi.
PUTİN'DEN MEKTUBA OLUMLU DÖNÜŞ
Öğle saatlerinde Taşkent’e indik. Doğruca zirvenin yapıldığı kongre merkezine gittik. Liderler yemeğe oturmuştu. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin’e hitaben yazdığı mektubu Devlet Başkanı Birinci Yardımcısı Yuri Ushakov’a teslim ettik. Taşkent’teki büyükelçiliğimize doğru yola koyulduk. O sırada Cumhurbaşkanımız, İbrahim Bey’i arayıp bilgi istemişler. Cumhurbaşkanımız bana da teşekkürlerini bildirdiler. Bir süre sonra Putin’in yardımcısı Ushakov, İbrahim Kalın’ı arayıp ‘Başkanımız mektubu olumlu karşıladı’ dedi. Bunun üzerine İbrahim Bey de Cumhurbaşkanımızı arayıp bilgilendirdiler."