2024 yılı, dünya ve Türkiye için büyük dönüşümlere sahne oldu. Ekonomi, siyaset, teknoloji ve toplumsal dinamikler gibi pek çok alanda çalkantılar yaşanırken, bu süreçlerin etkileri 2025 ve sonrasını şekillendirecek gibi görünüyor.
2024’ün Kısa Bir Özeti
Ekonomi cephesinde, küresel düzeyde zorlu bir yıl geçirdik. Pandemi sonrası toparlanma süreci ve Rusya-Ukrayna savaşının devam eden etkileri, enerji fiyatlarındaki dalgalanmayı ve gıda arz güvenliğini ön plana çıkardı. Türkiye’de Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetimi, enflasyonla mücadele ve mali disiplin odaklı politikalarıyla yeni bir dönemi başlattı. Ancak bu politikaların hem reel sektör hem de hane halkı üzerindeki yükü tartışılmaya devam etti. Artan faiz oranları, şirket yatırımlarında daralmaya yol açarken, tüketici harcamalarında da ciddi bir azalma görüldü.
Teknoloji dünyası, 2024 yılında baş döndürücü bir hızla ilerledi. Yapay zeka (AI) ve "blockchain" gibi teknolojiler, günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, dijital dönüşümün derinleştiği bir yıl oldu. Özellikle Türk girişimcilerinin teknoloji sektöründe öne çıkması, Türkiye’nin uluslararası arenadaki konumunu güçlendirdi. Ancak, dijitalleşmenin hızlanması, dijital eşitsizliklerin de artmasına neden oldu.
Dünya siyasetinde ise Orta Doğu’da artan gerilim ve Asya-Pasifik bölgesindeki güç mücadeleleri dikkat çekiciydi. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar, bölgesel istikrarı tehdit ederken, enerji kaynakları üzerindeki hakimiyet savaşları, jeopolitik tansiyonu artırdı. Türk Devletleri Teşkilatı ise bu yıl ekonomik ve siyasi iş birliğini güçlendirme yönünde önemli adımlar attı. Türkiye’nin bu süreçteki liderliği daha da belirginleşti.
2025, 2024’te atılan adımların meyvelerini toplama veya olası sorunlarla yüzleşme yılı olacak.
İşte önümüzdeki yıl öne çıkmasını beklediğim başlıklar :
Ekonomik İstikrar mı, Yeni Zorluklar mı?
Türkiye’nin sıkı para politikalarının etkilerinin 2025’te daha net hissedileceği tahmin ediliyor. Orta vadeli programda öngörülen büyüme hedeflerine ulaşmak için kamu ve özel sektörün uyum içinde çalışması gerekiyor. Küresel ölçekte ise resesyon kaygıları ve merkez bankalarının faiz politikaları, dünya ekonomisinin kaderini belirleyecek.
Yeşil Dönüşüm ve Enerji Krizi
2024’te sıkça konuşulan yeşil enerji dönüşümü, 2025’te daha somut adımlarla devam edecek. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yaptığı yatırımların hızlanması beklenirken, enerji arz güvenliği konusunda yeni politikalar geliştirilmesi gerekecek. Dünya genelinde karbon emisyonlarının azaltılması için getirilecek yaptırımlar, gelişmekte olan ülkeler için hem fırsat hem de zorluk yaratabilir.
Teknolojide Yeni Sıçramalar
Yapay zeka ve "blockchain" teknolojileri, 2025’te iş dünyasında köklü değişimlere yol açmaya devam edecek. Türkiye’nin yerli teknolojiler geliştirme konusundaki ilerlemesi, küresel rekabette daha fazla söz sahibi olmasını sağlayabilir. Ancak bu süreçte siber güvenlik ve etik meseleler daha fazla tartışılacak.
Jeopolitik Dengeler ve Bölgesel İş Birlikleri
Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2024’te attığı adımların etkileri, 2025’te daha fazla hissedilecek. Bu iş birliği, sadece ekonomik değil, siyasi ve kültürel alanda da Türkiye’nin liderliğini güçlendirebilir. Ancak Orta Doğu’da ve Asya-Pasifik’te yaşanacak gelişmeler, bölgesel dengeleri yeniden şekillendirebilir.
Toplumsal Dinamikler
2024 yılında ekonomik sıkıntılar ve teknolojinin hızla yayılması, toplumsal eşitsizlikleri artırdı. 2025’te bu sorunlarla mücadele etmek, devletlerin ve uluslararası kuruluşların önceliği olacak. Eğitim, istihdam ve sosyal adalet konularında atılacak adımlar, geleceğin toplumlarını inşa edecek.
Sonuç olarak 2025'te, büyük dönüşümlerin yaşanacağı bir yıl olma potansiyeline sahip. Ekonomik zorluklara rağmen fırsatlar, teknolojik sıçramalara rağmen tehditler, jeopolitik çatışmalara rağmen barış umudu hep bizimle olacak. Önemli olan, bu süreci doğru bir vizyon ve kararlılıkla yönetebilmek. Çünkü 2025 sadece bir yıl değil, geleceğe atılan en kritik adımlardan biri olabilir.
Sayfanın sonuna geldiniz!