1946 yılında İtalya’sında bir çocuğun fakirlikten kaçıp, başarılı bir keman yıldızına dönüşünü anlatan Çocukların Treni filmi aslında bir roman çevirisi…
Film daha ilk dakikalarda, ikiye bölünen İtalya’nın özellikle Güney’inde başlayan açlığı ve sefaleti yansıtıyor. Kocası tarafından terk edilen bir anne çocuklarını açlıktan bir bir kaybeder. Elinde sadece Amerigo adındaki çocuğu kalır. Amerigo, ayağında ayakkabısı sırtında montu olmayan ve açlıktan dışarıda ne bulsa kemiren sıska bir çocuk…
Film birden Amerigo’nun etrafında dönmeye başlar. İtalya’nın Güney’inde savaşa terk edilen halkı kurtarmak için harekete geçen komünist parti bir tren ile bölgedeki çocukları toplayıp Kuzey de daha iyi şartlarda yaşayan ailelerin yanına gönderir.
Ancak Güney de rivayetlere göre; Kuzey’de çocuklara zarar verdiklerine dair hikayeler dolaşır. Amerigo’nun annesi de sefalete dayanamaz ve onu da bu kez gelecek olan trene bindirmeye karar verir.
Bir anne elinde kalan son çocuğu ile yaşadığı dramda aldığı karardan pişmanlık duyar ancak iş işten geçmiştir.
Amerigo Çocukları Kuzey’e götüren trene biner. İşte burada bir kararın insanın hayatını ne kadar değiştireceğine şahit oluyorsunuz. Film bundan sonra başlıyor. Bir çocuğun hayatta kalma pahasına annesini terk edip dönmemek üzere kendi yolunu nasıl çizdiğine şahit olacaksınız. Açlık sefalet yerini başarı geç kalınmış ve pişmanlıklara bırakır. İzlenmesi gereken hatta okunması gereken muazzam bir eser…