Yazımıza konuşmak mı, susmak mı? Diye iki zıt konuyla başladık ancak asıl soru hangi konularda susmalıyız hangi konularda konuşmalıyız?
Toplumsal bir yozlaşmanın en büyük kanıtı bu soru oldu. Susuyoruz ama dinlemiyoruz. Konuşuyoruz ama ne konuştuğunu bilmiyoruz. Bu da konunun anektodu olan problemler arasında yer alıyor.
Konuşmak, insanlık tarihindeki en temel iletişim aracıdır. İnsanlar, hissettiklerini, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını başkalarına iletmek için konuşurlar. Ancak bazen susmak, daha fazla anlatmak anlamına gelebilir. Susmak da bir iletişim şekli olabilir.
Susmak, sabır ve derin düşünmeyi ifade eder. Zihinsel olarak derinleşmek, karmaşık durumlarla başa çıkabilmek veya sadece dinleyebilmek susmanın gücüdür. Susmak bazen daha çok şey anlatır. Susmak aslında bir adaptır. Konuşmada zorluk çekeceğini bilen kişilerin seçtiği en büyük erdemdir.
Özellikle gergin ya da duygusal anlarda susmanın önemi oldukça büyüktür. Aksi takdirde söylenen kelimeler, istenmeyen sonuçlar doğurabilir.
Konuşmak, bazen yanlış anlamalar, iletişim kopuklukları ve hatta çatışmalara yol açabilir. İnsanlar, söylediklerinden pişman olabilirler. Sözcüklerin gücü, bazen iyi niyetle bile olsa olumsuz etkiler yaratabilir.
Konuşmak ve susmak arasındaki dengeyi sağlamak, yaşamı daha sağlıklı hale getirebilir. Ne zaman konuşmak, ne zaman susmak gerektiğini bilmek, empati kurmayı, duygusal zekayı ve kendini tanımayı gerektirir.