Koku alma duyunuzla ilgili bu 5 gerçeği öğrenince şaşıracaksınız!
ABD’de yapılan bir araştırma, insanların koku alma duyusunu genellikle görme ve işitme kadar önemli bulmadığını, hatta birçok kişisel eşyadan daha az değerli gördüğünü ortaya koydu. Ancak koku duyusu, sanıldığından çok daha önemli bir yere sahip. Bilim insanları, koku almayla ilgili muhtemelen bilmediğiniz 5 gerçeği açıkladı.
2022 yılında ABD'de yapılan bir çalışma, insanların koku alma duyusunu diğer duyular (görme ve işitme) ve kişisel değer taşıyan varlıklarla (örneğin para, evcil hayvan veya saç) karşılaştırarak neyi daha değerli bulduklarını inceledi.
Araştırma, koku alma duyusunun görme ve işitme kadar önemli görülmediğini ve birçok kişisel eşyadan daha az değerli bulunduğunu ortaya koydu. Örneğin, ankete katılan kadınların yarısı, koku alma duyularını kaybetmek yerine saçlarını korumayı tercih edeceklerini belirtti.
Koku alma duyusu genellikle en az değer verilen duyular arasında yer alıyor. Ancak bu duyunun omurgalıların ilk gelişen duyusal sistemlerinden biri olduğu ve ruh sağlığınız, hafızanız ve daha fazlasıyla bağlantılı olduğunu unutmamak gerekiyor. Bilim insanları, koku alma sisteminizle ilgili beş şaşırtıcı gerçeği açıkladı.
KOKU, HAFIZA VE DUYGULARLA BAĞLANTILI
Taze pişen ekmek kokusunun çocukluk anılarını canlandırmasının veya bir parfüm kokusunun sizi eski bir acı veren ilişkiye geri götürmesinin sebebini hiç düşünmüş müydünüz? Koku alma duyusu doğrudan hafıza ve duygularınızla bağlantılı ve bu bağlantı, ilk kez Amerikalı psikolog Donald Laird tarafından 1935 yılında belirlendi.
Kokular, burun içindeki özel koku alma sinir hücreleri tarafından algılanıyor. Bu hücreler, burnun çatısından yukarı doğru uzanarak koku işleme merkezi olan koku soğanına ulaşıyor. Koku soğanından limbik sistem adı verilen beyin bölgesine doğrudan bağlantılar kuruluyor. Limbik sistem, duyguların oluştuğu amigdala ve anıların oluşturulduğu hipokampüsü içeriyor.
Görme ve işitme gibi diğer duyular ise limbik sistemle doğrudan bağlantılı değil. 2004 yılında yapılan bir çalışma, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanarak, kokuların görsel uyarıcılardan çok daha güçlü bir duygusal ve hafıza tepkisi tetiklediğini gösterdi.
KOKU ALMA DUYUNUZ SÜREKLİ OLARAK YENİLENİYOR
Yaralanma veya enfeksiyon (örneğin COVID enfeksiyonu) nedeniyle koku alma duyunuzu kaybedebilirsiniz. Buna koku alma bozukluğu denir ve çoğu durumda, birkaç hafta içinde normale döner. Bu da, koku alma sinir hücrelerinizin birkaç ayda bir ölmesi ve yeni hücrelerle değişmesi sayesinde oluyor.
Bu sürecin tam olarak nasıl gerçekleştiği bilinmemekle birlikte, burnunuzdaki kök hücrelerin, koku soğanının ve koku sinirlerindeki diğer hücrelerin bu sürece dahil olduğu düşünülüyor. Sinir sisteminizin diğer bölgeleri ise (beyin ve omurilik dahil) yaralanma sonrası yenilenemez ve tamir edilemez.
Koku alma sinirleri toksinler (sigara dumanı gibi), kimyasallar ve patojenler (grip virüsü gibi) dahil olmak üzere dış ortamın neden olduğu hasara karşı savunmasız olduğundan, sürekli yenilenme koruyucu bir mekanizma olabilir. COVID'in ardından bazı kişiler koku kaybı yaşamaya devam ediyordu ve araştırmalar, virüsün ve uzun süreli bağışıklık tepkisinin koku alma sisteminin yenilenmesini sağlayan hücrelere zarar verdiğini gösterdi.
KOKU RUH SAĞLIĞIYLA BAĞLANTILI
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 5'i tamamen koku kaybı (anosmi) yaşarken, yüzde 15-20'si kısmi koku kaybı (hiposmi) yaşıyor. Koku kaybı, COVID'in birincil ve uzun süreli bir semptomu olduğu için pandemi sonrası bu oranların daha yüksek olması muhtemel. Öte yandan koku alma duyusunu kaybetmek, kişisel ve sosyal ilişkilerinizi de etkileyebilir.
Örneğin, ortak yemek yeme deneyimlerini kaçırabilir veya bazı davranışlarda değişiklikler yaşayabilirsiniz. Yaşlı insanlarda koku alma yeteneğinin azalması, nedeni hala bilinmese de, daha yüksek depresyon ve hatta ölüm riski ile ilişkilendiriliyor.
KOKU KAYBI NÖRODEJENERATİF HASTALIKLARIN BELİRLENMESİNE YARDIMCI OLABİLİR
Koku duyusunun kısmen veya tamamen kaybı, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları da dahil olmak üzere bir dizi nörodejeneratif hastalık için genellikle erken bir göstergedir. Hastalar sıklıkla vücut veya beyin fonksiyonlarında herhangi bir belirti ortaya çıkmadan yıllar önce koku alma duyularını kaybettiklerini bildiriyor. Ancak birçok kişi koku alma duyusunu kaybettiğinin farkında değil.
Koku kaybı yaşayıp yaşamadığınızı ve ne ölçüde yaşadığınızı belirlemenin yolları var. Resmi bir koku test merkezini ziyaret edebilir veya evde kendi kendinize bir test yaparak kahve, sabun gibi ev eşyalarını tanımlama yeteneğinizi değerlendirebilirsiniz.
BURNUNUZU KOKU ALMA KONUSUNDA EĞİTEBİLİRSİNİZ
"Koku eğitimi" koku alma işlev bozukluğu için umut verici bir deneysel tedavi seçeneği olarak ortaya çıkıyor. Bu eğitimin, COVID sonrası koku kaybı yaşayan kişiler için kokuları tespit etme ve ayırt etme yeteneğini geliştirdiği gösterildi.
İlk kez 2009 yılında Alman bir psikoloji çalışmasında test edilen bu eğitim, çiçeksi, narenciye, aromatik veya meyveli gibi güçlü kokuların, genellikle 3-6 aylık bir süre boyunca, günde en az iki kez 10-20 saniye boyunca koklanmasını içeriyor.
Katılımcılardan koklarken kokunun anısına odaklanmaları ve koku ve yoğunluğu hakkındaki bilgileri hatırlamaları isteniyor. Bunun beyindeki sinir bağlantılarının yeniden düzenlenmesine yardımcı olduğuna inanılıyor, ancak arkasındaki mekanizma tam olarak bilinmiyor. Bazı çalışmalar tek bir koku seti kullanılmasını önerirken, diğerleri belirli bir süre sonra yeni bir koku setine geçilmesini tavsiye ediyor.