Tgrt Haber

Ekonomide neler oluyor? 

4 Haziran 2024 08:45 | Güncelleme :4 Haziran 2024 08:47

Merhaba değerli okurlarım. Bu hafta Maliye Bakanımız Sn. Mehmet Şimşek, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda, yaptıkları çalışmaların artık meyvelerini almaya başlayacak sürece girildiğini  belirten bir paylaşım yaptı. Ben de geçmişten bugüne neler olup bittiğini ve bundan sonra neler olabileceğini kaleme alırsam iyi olacağını düşündüm.

Ve belki de en uzun yazımı kaleme alacağım. Çünkü ekonominin üzerine konuşmak biraz ayrıntı istiyor.

Şimdi hep beraber Türkiye'nin mevcut ekonomik durumunu, Türkiye'nin genel ekonomik performansını yansıtan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ve büyüme oranları aracılığıyla değerlendirerek başlayalım:

Türkiye, 2023 yılı itibarıyla 1.024 milyar dolarlık GSYİH ile dünyanın 17. büyük ekonomisidir. Özellikle, 2024 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 5,7'lik büyüme oranıyla ekonomisinde iyi bir dayanıklılık ve büyüme gösterdi. İnşaat da dahil olmak üzere hizmet sektörü yüzde 5,3'lük önemli bir artış yaşadı; bu da çeşitlilik gösteren ve büyüyen bir ekonomiye işaret ediyor.

Zorluklara rağmen Türkiye, 2022'de yıllık yüzde 5,6'lık büyüme oranıyla son on yılda büyüme ivmesini sürdürdü. Bu sürdürülebilir büyüme yörüngesi, Türkiye'yi küresel ekonomide kilit bir oyuncu olarak konumlandırmakta ve ekonomik potansiyelini ve istikrarını ortaya koymaktadır.

İşsizlik oranları ve enflasyon ise Türkiye'nin ekonomik manzarasının şekillenmesinde önemli rol oynuyor. Türkiye, ekonomi üzerinde olumsuz etkisi olan yüksek enflasyon oranları nedeniyle sürekli zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Yüksek enflasyon sorunu uzun süredir devam ederken, bu sorun, yüksek faiz oranlarına ve ekonomik istikrarsızlığa katkıda bulunuyor.

Ayrıca Türkiye, 1970'li yılların sonlarından bu yana krizler ve olumsuz gelişmelerden kaynaklanan kronik enflasyon ve işsizlik süreçleriyle boğuşmakta. Bu zorlukların üstesinden gelmek, hem maliye hem de para politikalarını dikkate alan kapsamlı bir yaklaşımı gerektiriyor. Yüksek enflasyon ve işsizlik oranlarının etkisini azaltmak için bu politikalar arasında etkin koordinasyon çok önemli, hatta şarttır. Türkiye, katsayıları, rejim geçiş olasılıklarını ve ekonomik gelişmeleri değerlendirerek enflasyon ve işsizliği etkin bir şekilde ele alacak stratejik ekonomi politikalarını uygulayabiliyor.

Maliye ve para politikaları, Türkiye'nin ekonomik zorluklarıyla baş etmede ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmede önemli bir rol oynuyor. Türkiye, ekonomik belirsizlikleri yönetmek için son yıllarda para basmak ve döviz rezervlerini kullanmak gibi önlemleri benimsiyor. Ancak bu stratejilerin cari açığı kapatma ve yatırımları teşvik etme konusundaki etkinliği tartışma konusu olmaya devam ediyor tabii ki. Ayrıca özellikle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de şu an en çok uzerinde durduğu kamu harcamaları, faiz oranları ve ekonomik istikrarın dengelenmesi, Türkiye ekonomisinde büyüme ve dayanıklılığın desteklenmesi açısından büyük önem taşıyor. Türkiye, enflasyonu, işsizliği ve mali açıkları ele alan stratejik politikalar uygulayarak ekonomik görünümünü iyileştirebilir ve vatandaşları için daha istikrarlı ve müreffeh bir gelecek kurabilir.

Türkiye ekonomisindeki son gelişmeler

Geçtiğimiz yıllarda Covid-19 salgınının Türkiye ekonomisi üzerinde önemli bir etkisi oldu, çeşitli sektörler etkilendi ve ciddi ekonomik zorluklara sebep oldu. Salgın nedeniyle ekonominin arz ve talep tarafında yaşanan şoklar, dünyadaki birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik faaliyetlerin daralmasına neden oldu. Özellikle Türk bankacılık ve finans sektörü, pandemi sırasında ticaret kalıplarındaki değişiklikler ve tedarik zincirlerindeki aksamalar nedeniyle zorluklarla karşı karşıya kaldı. Türkiye'de döviz kurları, ekonomik ve siyasi gerilimlerin yanı sıra Covid-19 salgınının da etkisiyle daha da yükselerek ülkedeki ekonomik durumun karmaşıklığını ortaya koydu.

Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan gelişmelerde ticaret ve yatırım kalıplarındaki değişiklikler dikkat çekicidir. Makroekonomik göstergeler ile Covid-19 salgını arasındaki bağlantı, ülkedeki ekonomik büyümeyi ve dış ticareti önemli ölçüde etkilemiştir.

Ekonomik faaliyetin akışı temel düzeyde salgından etkilenmiş, ticaret dinamikleri ve yatırım kararları etkilenmiştir. Daha önce özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik reform paketinde Türkiye'yi güvenli bir geleceğe yönlendirmek için hükümetin ekonomik zorluklarla mücadele ve büyümeyi artırmaya yönelik girişimlerini yansıtan somut ve çözüm odaklı politikaların önemini vurgulamıştı.

Tabii buradaki temel nokta hükümet girişimleri ve reformlarıdır. Bunlar Türkiye'nin ekonomik manzarasının şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor. Ekonomik reform, küreselleşme ve neo-liberalizmin ve uluslararasılaşmanın etkilerinin ele alınmasına yönelik çabalar politika yapıcılar için temel odak alanları olmuştur.

Hükümet, ülkede ekonomik istikrarı ve büyümeyi desteklemek için yeni ekonomik kanunlar, ekonomik sınıflandırmada değişiklikler ve mevzuatlar getirmiştir. Nitekim Meclis'e yeni gelen Blockchain ve kripto para birimlerinin Türkiye'nin ekonomik durumu üzerindeki potansiyel etkisine ilişkin tartışmalar, ekonomik ortamın gelişen doğasına ve değişen küresel trendlere yanıt olarak uyum sağlama ve yenilik ihtiyacına işaret ederek ortaya çıkmıştır.

Türkiye ekonomisinin karşılaştığı zorluklar ve fırsatlar

Özellikle dış ilişkiler ve jeopolitik faktörler, Türkiye'nin ekonomik manzarasının şekillenmesinde ve mevcut ekonomik durumunun etkilenmesinde önemli bir rol oynuyor. Türkiye'nin Avrupa ve Asya'nın ortasında yer alan eşsiz jeopolitik konumu, hem stratejik avantajlara hem de zorluklara sahip. Ülkenin dış politikası, ekonomik çıkarlarının yanı sıra tarihi ve kültürel bağlarıyla da karmaşık bir şekilde bağlantılı. Türkiye'nin jeopolitik önemi, kıtaların kesişme noktasındaki konumundan kaynaklanıyor ve bu da onu bölgesel istikrar ve küresel ticarette kilit bir oyuncu yapıyor. Ancak dış ilişkilerin karmaşıklığı, ticaret kesintileri, döviz dalgalanmaları ve jeopolitik gerilimler gibi ekonomiyi etkileyen belirsizlikleri ve riskleri de beraberinde getiriyor.

Yine yapısal reformlar, Türkiye'nin uzun vadeli büyüme beklentilerini artırması ve ekonomik zorlukların üstesinden gelmesi açısından hayati öneme sahip. Türkiye geçmişte, özellikle 2006 ile 2017 yılları arasında, üst-orta gelir statüsüne ulaşılmasına ve yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunan önemli reformlar gerçekleştirdi. Ancak büyümeyi sürdürmek, rekabet gücünü artırmak ve yatırımları çekmek için yapısal reformların devam etmesi gerekiyor. Bu reformlar siyasi, sosyal ve ekonomik yönleri kapsamakta olup sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve refah için daha elverişli bir ortam oluşturmayı amaçlıyor.

Sürdürülebilir büyüme ve rekabet edebilirlik için daha fazla reform gerektiren alanlar

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak, Türkiye'nin ekonomik dayanıklılığının artırılması ve uzun vadeli istikrarın teşvik edilmesi açısından hayati öneme sahip. Türkiye, ekonomi politikalarını sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu hale getirerek kapsayıcı büyümeyi, çevreyi korumayı ve sosyal ilerlemeyi sağlayabilir.

Ülkenin kalkınma hedefleri istikrarlı büyümeyi, rekabet edebilirliği ve eşitliğin yanı sıra Avrupa Birliği standartlarına uyumuda vurguluyor. Sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin ekonomik planlama ve karar alma süreçlerine entegre edilmesi, Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve çevresel hususları etkili bir şekilde dengeleyen daha dayanıklı bir ekonomi inşa etmesine yardımcı olabilir.

Türkiye'nin mevcut ekonomik durumu, zorluklar ve fırsatlarla dolu karışık bir tablo ortaya koyuyor. GSYİH büyüme oranlarındaki dalgalanmalar, yüksek işsizlik ve enflasyonla karşı karşıya olmasına rağmen ülke, maliye ve para politikaları aracılığıyla dayanıklılık gösteriyor. Covid-19'un etkisi, ticaret kalıplarındaki değişiklikler ve hükümet girişimleri de dahil olmak üzere son gelişmeler Türkiye'nin ekonomik manzarasını şekillendiriyor.

İleriye gitmek, dış ilişkilerle ilgili zorlukların üstesinden gelmek, yapısal reformları uygulamak ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine odaklanmak, uzun vadeli büyüme beklentileri ve ekonomik dayanıklılık açısından hayati önem taşıyacak gibi görünüyor.

Son olarak ve tabii en önemlisi Türkiye, tüm bu zorlukların üstesinden gelerek fırsatları değerlendirerek ekonomisini güçlendirme ve küresel pazarda daha güçlü bir oyuncu olarak ortaya çıkma potansiyeline sahip olduğunu her fırsatta gösteriyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.