“Türk futbolunda futbol dışında her şey VAR.”
Bir ülkenin geleceğine yatırım yapmak, önce bilim, sanat ve spordan başlar. Mustafa Kemal Atatürk, bu anlayışla yaptığı çalışmalarda, spora yoğun bir mesai harcamıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında spora verdiği değeri gösteren yenilikçi ve vizyonlu ilkleri Türkiye’de aktif olarak hayata geçirmiştir. Okullarda Beden Eğitimi dersinin zorunlu olarak uygulanmasını başlatmış; böylece gençleri, fiziksel aktiviteye teşvik etmiş ve sporu, eğitim öğretim sistemine entegre etmiştir. Sporun; takım çalışması ruhunu, gençlere aşılanmasında ve gençlerin özgüveni yüksek, çalışma disiplini kazanmış bireyler olarak yetişmesinde ne denli önemli olduğunu, her fırsatta vurgulamıştır. Ayrıca sporun uluslararası platformda da Türkiye misyonunu gösterebilmek için iyi bir araç olduğuna inanmış ve olimpiyat oyunlarına katılımın önemini belirtmiş, oyuncuları, bu tür aktivitelere teşvik edici çalışmalar yapmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin misyon ve vizyonunda köklü bir yeri olan spor, devlet büyüklerimiz tarafından sürekli maddi manevi desteklenmiş ve önünü açıcı her tür yenilik ve çalışmayla spora büyük bir destek sunulmuştur.
Gel gelelim, gelinen noktada onca yatırım, destek ve özveriye rağmen Türk futbolu, bugün başarılarıyla değil; spora ve sporcuya yakışmayan olaylarla gündemde, ne yazık ki.
En son Adana Demirspor’un sahadan çekilmesi ile başlayan olaylar ve tartışmalarda; yine Türk futbolu, bir polemikle gündeme geldi. Hemen hemen her camiadan sesler yükseldi:
Bu tartışmalar, ister istemez, aslında içten içe kaynayan kazanları, yeniden gündeme taşıdı. Ve yine ister istemez; daha önce Aziz Yıldırım’a yapılan FETÖ kumpasıyla belirgin bir şekilde ortaya çıkan; Türk futboluna, daha doğrusu spor camiamıza karşı gizil bir saldırı mı var, sorusunu akıllara getirdi.
Bugün gelinen noktada insan düşünmeden edemiyor:
86 milyon Türk insanının ve Türk devletinin gelenekçi bir yapıyla ve büyük bir özveriyle maddi manevi desteklediği Türk futbolu, neden başarılarıyla değil de polemik ve kumpaslarla gündeme geliyor?
Futbolla yatıp futbolla kalkan ve futbola aşık onca Türk gencimize rağmen; neden futbolda, ülke olarak Avrupa’da zirvede değiliz?
Neden kulüplerimiz orta sekmen herhangi bir Avrupa takımına yeniliyor?
Futbolcu olma hayaliyle yanıp kavrulan onca Türk genci, neden erken yaşlarda eğitime alınıp Türk futboluna kazandırılamıyor?
Neden, bu kadar yabancı oyuncu hayranlığı?
Sorular VAR da var...
Atatürk’ün attığı o sağlam temele ve Türk büyüklerinin onca desteğini göz önüne alıp, hâli hazırdaki spor camiamızın, bu soruları, şapkasını önüne alıp cevaplaması gerekiyor.
En çok da;
“Türk futbolundaki yabancı oyuncu hayranlığını ve onca yetenekli Türk gencinin, Türk futbolunda neden yer alamadığını.”
Çünkü bu yaşanan polemikler, yapılan onca yanlış strateji ve planlamayla biz, bırakın gelecekte, Süper Lig’in birinci ve ikinci liginde yerli ve Türk oyuncuları oynatmayı; biz, bu gidişatla gelecekte, ikinci üçüncü ligde dahi gözlerimiz, Türk oyuncu arayacak duruma geleceğiz.
Bütün bunların bir sonucu olarak geçen hafta yaşanan Murat Sancak, Adana Demirspor polemiğinde de yukarıdaki sorular ve sorgulamaları, yapmamız gerekir. Murat Sancak bugün, Adana Demirspor’un en zor gününde, takımın yanında yer alan, değerli bir kulüp başkanıdır. O şartlar altında, inisiyatif alıp ekonomik riskleri de göze alarak kulübü ayakta tutmaya çalışmış, transfer yasağına rağmen ve karşısına aldığı futbolun baronlarına rağmen ilkeli bir duruş sergilemiştir. Olay akabinde de konuyla ilgili yaptığı açıklamada bu baronlara ve kumpasçılara adeta bir meydan okuma içinde, Türk futboluna karşı samimi ve iyi niyetli duruşunu açıkça göstermiştir.
“Mesele, Ali Koç değil; mesele, Galatasaray değil; mesele, Türk futboluna, gençlerimizin geleceğine karşı yapılan açık bir saldırıdır.”
İfadeleriyle Türk futbolu adına doğru bir okuma yapmış ve centilmen ve ilkeli duruşu ile Türk futboluna bence hak ettiği değeri vermiştir.
Atatürk’ün o ders niteliğindeki sözünü yeniden hatırlatmak isterim:
“Ben, sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.”
Türk futbolunda, bizim Murat Sancak’lara ihtiyacımız var.