Tgrt Haber

Eğitimde Ne kadar İstişare Yapılıyor?

10 Ağustos 2024 12:22 | Güncelleme :10 Ağustos 2024 12:32

Anaokulundan üniversiteye kadar çocuğumuzun eğitimi için okul yönetmelikleri veya stratejik planlar hakkında ne kadar bilgimiz var? Okulumuzun hedefleri nelerdir? Bunlar ülkemizin 12. Kalkınma Planı ile ne kadar örtüşmektedir? (https://www.sbb.gov.tr/kalkinma-planlari/) Ülkemizin 2053 ve 2071 vizyonlarıyla nasıl bir bağlantıları var? Avrupa, küresel ve sektörel stratejik planlarla uyum derecesi nedir? Geleceğimiz olan çocuklarımız milli, manevi ve kültürel değerlerimizle ne kadar uyumlu yetişiyor? Günümüzde her alanda olduğu gibi eğitimde de hızlı bir değişim yaşanıyor. Sonuç olarak, gelecek konusunda ne kadar iyimseriz?

Okullar zaman zaman veli-öğretmen toplantıları düzenliyor. Bu toplantılara veliler olarak katılırız. Öğretmenlerimiz çocuklarımız hakkında bilgi verirler. Bu görüşmeler sırasında daha çok da notlardan bahsedilir. Veliler genellikle sadece çocuklarının başarılarını görmek istiyor. Birçok toplantıda velilerin çocuklarının oldukça başarılı ve parlak öğrenciler olduğunu söylediklerini duyuyoruz. Ayrıca çocuklarının eğitmenlerinden yeterli eğitimi alamadıklarından da şikâyet edebiliyorlar. Bazen öğretmen ve veli arasında küçük anlaşmazlıklar olabiliyor. Bazı öğretmenler çocuklarının evde yeterince eğitilmediğinden, bazı veliler ise öğrencilerin okullarda yeterince eğitilmediğinden şikâyet edebiliyor. Aslında her iki tarafında bir derdi var: Çocuklarımızın daha iyi eğitilmesi. 

Ebeveynler sadece kendi çocuklarını evde görürken, eğitmenler gençleri okulda sınıf arkadaşlarıyla birlikte farklı bir sosyal ortamda gözlemliyor. Öğrencilerin evdeki davranışları, okulda sınıf arkadaşları arasında sergiledikleri davranışlardan farklı olabiliyor. Dolayısıyla öğretmenler bu durumu velilere aktarmak ister. 
Örneğin, geçtiğimiz günlerde iki yeğenim aynı evde buluştu. Her ikisinin de küçük çocukları var. Uzaktan gelen yeğenimin çocuğu, diğer yeğenimin çocuğuna zarar vermeye çalışıyordu. Uzaktan gelen yeğenim, “Bizim çocuğumuz aslında çok usludur.” dedi. Anne, evde çocuk tek başına olduğunda, yani akranı yokken, çocuğunun davranışlarının farklı olduğunu belirtti. Ancak şimdi bir arkadaşı yanındayken, davranışı değişmişti. Çünkü karşısında kavga edebileceği biri vardı.

Bu sebeple, Sayın Ebeveynler, çocuklarınızla ilgili değerlendirme ve yargılarda bulunurken, lütfen öğretmenlerin söylediklerine kulak verin! Onlar çocuklarınızı daha uzun süreler boyunca, daha çok ve farklı durumlarda izleyebilirler. Eğitmenlerin ebeveynlerden, ebeveynlerin de öğretmenlerden beklentileri olması mantıklıdır. Birbirlerine rakip olmak yerine, birbirlerini tamamlaması gereken iki ana faktör durumundadırlar.
Bir çözüm bulmak birincil hedeftir, sorunu daha da kötüleştirmek değil. İşte bu noktada istişare çok önemli hale gelir. Daha fazla bir araya gelme, daha fazla istişare daha isabetli kararlar almamıza yol açar. Elimizde hangi faaliyetler var? Bunları nasıl başaracağız? Hareket olan her yerde sorunlar da olacaktır. Her sorunun kendine özgü bir çözümü vardır.

Lisede müdür, öğretmen, öğrenci ya da veli olabilirsiniz. Peki, okulunuzda neler yapabilirsiniz? Öğrenciler, öğretmenler, veliler, yöneticiler, Okul Aile Birliği ve mezunlar derneği dâhil olmak üzere birçok paydaş okul topluluğunu meydana getiriyor. Sonuç olarak, okul yönetimi haftalık toplantılar düzenlemelidir. Ancak, iddialı hedefleri olan okullar için, “geniş katılımlı aylık toplantıların yapılması” kritik önem taşır.

Geniş katılımlı bu toplantılarda okul yönetimi, zümre başkanları, her sınıftan bir öğrenci ve veli ile Okul Aile Birliği ve okul derneği üyeleri yer almalıdır. Ayrıca okulun halkla ilişkiler ekibi de basını temsil etmek üzere bu toplantılara katılabilir. Okul, meslek lisesi ise mutlaka sektörden de kişilerin de toplantılarda yer alması mühimdir. 

Peki, bu toplantılarda neler konuşulmalı? Okul hedefleri, küresel stratejik planlar, Türkiye Yüzyılı Hedefleri, 12. Kalkınma Planı, 2053 ve 2071 vizyonlarımız çerçevesinde eğitim ve öğretim, gidişat konuşulabilir. İnsanlığın, ülkemizin, okulun, eğitmenlerin, öğrencilerin, velilerin hedef ve beklentileri enine boyuna değerlendirilmelidir. Her ay "Ne yaptık? Nasıl yaptık? Gelecekte kim, neyi, nasıl yapacak?” gibi benzer soruların cevapları aranabilir, görüşler yazılarak kurum kültürü oluşturulabilir. 

Bu tür istişarelerin yapıldığı bir okulda, gelişmeler zamanla herkes tarafından fark edilecektir. Tüm paydaşların katılımıyla okul ortamı arzu edilen seviyeye ulaşacak ve ülkemizin milli eğitimi çok daha ileri noktalara taşınacaktır. Aksi takdirde, eğitimi tartışmaya devam ederiz, ama iki ileri bir geri gitmekten bir arpa boyu yol alamayız. 

Örneğin, meslek liselerinde AMP ve ATP programları vardır. AMP, reel sektöre insan kaynağı yetiştirir; ATP programında ise ön üniversite eğitimi verilir. Bir okul hem “Piyasaya insan yetiştiriyorum.” diyor, hem de ATP programı uyguluyorsa insan varlığını iyi yönetemiyor demektir. Hatta bu tür yanlış eğitim sonrası, bir de ATP programı uygulayan sistemin ders programını tutup değiştirebilirler. Bu durumda eğitimde ileri gidemezsiniz? Eğitim sistemini kendimize değil, kendimiz eğitim sistemi felsefesine uygun eğitim ve öğretim yapmalıyız. Meslek öğretmenleri arasında bu tür konuşmaların yapıldığına şahit oldum. Umarım ATP programlarındaki akademik paket uygulamasına zarar verici kararlar alınmaz. Bu konu çok önemli.

Şeffaf bir işleyişe sahip, velilerin maddi ve manevi desteklerini esirgemediği, başarılarıyla anılan bir okul hayal edin. Veli desteği bu başarının temel taşlarından biridir. Örneğin, 1000 öğrencisi olan bir okulda velilerin %20’si, kişi başı 10 bin lira okula katkıda bulunsa, okulun yıllık bütçesine 2 milyon lira eklenir. Bu ek bütçe, ihtiyaç sahibi öğrencilerden okulun proje takımlarına kadar okulun birçok ihtiyacını karşılamak için kullanılabilir. Bu tür destekler, okul derneği veya Okul Aile Birliği aracılığıyla kolay ve şeffaf şekilde yönetilebilir.

Veliler, farklı yeteneklere ve mesleklere sahip, çevrelerinde iş insanlarıyla bağlantıları olan bireylerdir. Bu bağlantılar sayesinde, okul projelerine hamilik yapabilirler. Okul, ders saatleri dışında proje takımlarının sorumluluk alarak, hata yaparak ve oyunlaştırarak öğrendiği bir ortama dönüşebilir. Liselerde hazırlık, 9. ve 10. sınıflarda öğrencilerin mesleki gelişimi için; 11. ve 12. sınıflarda ise YKS’ye yönelik çalışmalarda mezunların ve velilerin gönüllü desteğiyle okul saatleri dışında güzel iş birliktelikleri yapılabilir.
Bu bağlamda, “İTÜ MTAL Öğrenci Proje Takımları” incelenmeye değer bir örnektir. Henüz beşinci yılında olan bu okul, küresel ölçekte ilgi çeken birçok proje takımına ev sahipliği yapmaktadır. Hollanda, Almanya ve Fransa gibi ülkelerle oluşturulan karma takımlarda İTÜ MTAL öğrencilerinin üstlendiği etkin roller takdire şayandır. Bu başarı hikâyeleri, diğer okullar için ilham verici bir örnek olarak paylaşılabilir. Malezya Milli Eğitim Bakanı ziyareti gibi bu çerçevede ülke içinden ve dışından okula ziyaretlerin yapılması takdire şayandır. 

Özetle, okullarda herkes kendi çapında küçük dokunuşlar yapabilir. Ancak, bu işin merkezinde olan öğrenciler, asıl oyunculardır. Akran zenginliği içinde, öğretmenlerin verdiği görevleri yerine getirdiklerinde, eğitimde küresel ölçekte büyük başarılara imza atabiliriz. Başarı, zirveye tırmanmaya benzer: Zahmetlidir, yorucudur, engellerle doludur ve sürekli çaba gerektirir. Takım olarak tırmanmak ise daha da zordur, tüm ekibin hevesli olması ve konfor alanından çıkması gerekir.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, sahip olduğu insan kaynağı, tarihi değerleri ve stratejik konumu ile büyük bir potansiyel vadediyor. Eğitimde ise küçük dokunuşlara ve Türkiye'yi küresel bir eğitim merkezi haline getirecek girişimcilere ihtiyaç var.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Fatma11 Ağustos 2024 01:36

Kaleminize sağlık çok kıymetli tespitleriniz olmuş Fakat kim ne katkı sağlayacaksa Lütfen Samimi olsun Çocuklar çok güzel tespit ediyor Gerçek Yada sahte olan her türlü davranışı Gençlere çok güveniyorum

İbrahim Çelikkaya10 Ağustos 2024 22:57

Özellikle mesleki eğitime olan katkılarınız için teşekkür sayın müdürüm.

Fatma Yavuz Baykal10 Ağustos 2024 12:55

Çok doğru söylüyorsunuz hocam başarılarınızın devamını diliyorum.