Bunu okuyan sen! Evet, yanlış duymadın, sana sesleniyorum!
Bir köşe yazısından size laf atar gibi oluyorum ama bugün böyle! Günümüz dünyasında inovasyon, teknoloji ve iletişim öyle bir noktaya geldi ki bazen yetişmek imkansız gibi düşündürüyor.
Hadi bugün eski köye yeni adet getirelim...
Eskiden "icat çıkarma" derlerdi ya, işte biz tam tersine "Hadi biraz icat çıkaralım!" demeliyiz. Çünkü inovasyon dediğimiz şey aslında eski köye yepyeni adetler getirme sanatıdır. Eskiden sokakta “Pişşşşt!” diyerek seslenirdik, şimdi ise WhatsApp'ta mavi tik olup olmadığını kontrol etmek için telefon ekranına yapışıyoruz. Teknoloji değişiyor, alışkanlıklarımız evrim geçiriyor.
Bir düşün, 20 yıl önce biri sana "Bir gün cebinde taşıdığın küçük bir cihazla tüm dünyayla konuşabilecek, her bilgiyi anında öğrenebilecek ve hatta kendine yemek sipariş edebileceksin" deseydi, muhtemelen "Hadi canım sen de!" derdin. Ama şimdi durum tam olarak bu! Evde oturup bir düğmeye basarak yemek sipariş etmek bile artık sıradan geliyor. Şimdi daha fazlasını istiyoruz: "Yemeği sipariş ederken benim ne yiyeceğimi bilen bir uygulama yok mu ya?"
Ah be dostum, işte inovasyon tam olarak bu noktada devreye giriyor. İnsanların beklentileri değiştikçe, yenilikler de hız kesmeden devam ediyor.
Düşünsene, Orta Çağ'da elimizdeki akıllı telefonları göstersek bizi büyücü ilan edip cadı avına çıkarırlardı! Çünkü teknoloji, aslında bir tür modern büyücülük. Sesli asistanlarımıza "Bana yarın sabah 8'e alarm kur" dediğimizde bunu anlayıp gerçekleştirebilen bir cihaz, eski çağ insanları için doğrudan sihirli bir nesne olurdu. Ama biz alıştık tabii! Şimdi o sesli asistana "Beni neden sabah uyandırıyorsun? Biraz insaf!" diye dert yanıyoruz.
Teknolojinin en güzel tarafı ne biliyor musun? Sürekli kendini yenileyerek hayatımızı kolaylaştırması. Bir zamanlar modem bağlantısı için o acayip sesi duyan ve telefon hattını meşgul eden nesil, şimdi 5G'nin azizliğine uğrayıp internet yavaşlayınca isyan ediyor. Oysa daha dün, biriyle görüntülü konuşmak bilim kurgu filminden fırlamış gibi geliyordu.
Ya yarın? Metaverse'de toplantılar yapacak mıyız? Yoksa sabah kalktığımızda holografik kahvaltılar mı hazırlayacağız? Kim bilir, belki de sabah çayını, kahvesini içmeden çalışmaya başlayamayan biri olarak, kahve siparişlerini zihnimizle vermeye alışacağız. O kadar da uzak bir ihtimal değil!
İletişim öyle bir evrim geçirdi ki, anlat anlat bitmez. Bir zamanlar mektup yazıp karşı taraftan cevap beklemek için aylarca sabır göstermek gerekiyordu. Şimdi ise saniyeler içinde mesaj yazıyoruz ve "Neden hala cevap vermedi?" diye sinir krizi geçiriyoruz. Göz kırpan emoji mi, yanlışlıkla gülücük mü attın? Aman dikkat! Dijital çağda iletişim, sadece kelimelerle değil, emojilerle de şekilleniyor.
Bunun en güzel örneği, iş hayatındaki değişimler. Eskiden yöneticiler çalışanlarına resmi mailler atarken, şimdi Slack vb uygulamalarda "Hey, sabah toplantıyı kaçırma! ☕" diye mesaj atıyorlar. Hem samimi hem de hızlı bir iletişim! Ama dikkat et, her şeyin bir dozu var. Bir gün patronuna yanlışlıkla kalpli emoji atarsan, iş başvurularını güncellemeye başlaman gerekebilir. 😅
Şimdi biraz hayal kuralım. Gelecekte inovasyon, teknoloji ve iletişim nasıl şekillenecek?
Zihinle mesaj gönderme olur mu dersiniz? Klavyeye gerek duymadan, sadece düşünerek mesaj yazdığımız bir dünya! WhatsApp yerine WhatMind? diye bir uygulama çıkarsa şaşırmayın.
Peki ya holografik toplantılar; zoom ve Google Meet tarihe karışabilir. Belki de ofiste hologramlarımızla dolaşacağız. Gerçekten toplantıya mı geldin, yoksa hologramın mı burada? tartışmaları başlayabilir. Hoş pandemi bize bu durumu çok güzel öğretti. Hiç ofis insanı olmayan benim için bulunmaz nimet ancak sosyallik ihtiyacı insanların ofislerini bile özlemesini sağladı.
Yapay zeka ile kişisel asistanlar, artık sadece hatırlatıcılar kuran bir asistan yerine, senin ruh haline göre şarkı listesi oluşturan, kahve sipariş eden ve iş yoğunluğuna göre sana meditasyon öneren yapay zeka dostlarımız olacak gibi görünüyor.
Dünya hızla değişiyor ve inovasyon sadece dev teknoloji şirketlerinin işi değil. Sen de hayatında küçük inovasyonlar yapabilirsin. Belki yeni bir iş modeli geliştirirsin, belki günlük rutinlerini akıllı cihazlarla optimize edersin ya da belki sadece mesajlarına biraz daha fazla emoji ekleyerek daha iyi iletişim kurmayı öğrenirsin. Teknoloji ilerledikçe iletişimde Antik Mısır esintileri esmesi çok manidar değil mi? Zira yazı dilimizin görsellerle süslü olması bu durumu çok iyi anlatmıyor mu?
Değişime ayak uyduramayanlar, değişimin altında kalır. O yüzden, eski alışkanlıklara takılıp kalmak yerine, yeniliklere açık ol!
Pişşşşt!
Hadi şimdi bu yazıyı paylaş ve dijital dünyada bir yenilik başlat! 😉