Silahlar Susarsa, Ekonomi Konuşur

GİRİŞ:
2025-02-19
saat ikonu 10:00
|
GÜNCELLEME:
2025-02-19
saat ikonu 15:36

Silahlar Susarsa, Ekonomi Konuşur

Türkiye, coğrafi konumuyla tarih boyunca ticaretin kalbi olmuş bir ülke. Ancak son 40 yıldır PKK ile süren çatışmalar, bu potansiyelin önünde hem insani hem de ekonomik bir duvar ördü. Silahların susması, yalnızca "barış" kelimesinin romantizmi değil; aynı zamanda Türkiye'nin küresel ticaret ve yatırım haritasında yeni bir sayfa açması demek. Peki bu nasıl mümkün olacak?

Uluslararası yatırımcılar için en kritik kriter, öngörülebilirlik ve güvenlik. Türkiye, son yıllarda döviz kuru dalgalanmaları ve enflasyonla mücadele ederken, çatışma riskinin azalması, ülkeyi "yükselen piyasa" tanımının ötesine taşıyabilir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yatırım için uzun süredir bekleyen tarım, enerji ve lojistik projeleri, bölgesel istikrarla hız kazanabilir. Örneğin, Irak ve İran sınırındaki gümrük kapılarının etkinleşmesi, Türkiye’yi Avrupa-Asya koridorunda bir "üretim üssüne" dönüştürebilir.

Bu ek olarak çatışma bölgelerine yakın illerdeki doğal ve kültürel miras alanları (Hasankeyf’ten Nemrut’a), turizm gelirleriyle lokal ekonomiye nefes aldırabilir. Ayrıca, terörle mücadele için ayrılan bütçenin bir kısmı, Ar-Ge ve ihracata kaydırılırsa, tekstilden otomotive Türk markaları katma değerli üretimle küresel ligde yarışabilir. Unutmayalım: 2022’de savunma harcamalarına ayrılan 160 milyar TL’nin sadece yarısı bile yenilenebilir enerjiye aktarılsa, Türkiye enerji bağımlılığından kurtulma yolunda dev adımlar atabilir.

Ayrıca PKK’nın silah bırakması, Türkiye’nin AB ile gerilimli ilişkilerinde bir yumuşama zemini yaratabilir. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi gibi konular yeniden masaya gelebilir. Ayrıca, Katar ve BAE gibi Körfez ülkeleriyle son dönemde derinleşen ticari iş birlikleri, bölgesel barışla birlikte doğrudan yatırımlara evrilebilir. Özellikle savunma sanayii ve inşaat sektöründeki Türk firmaları, Ortadoğu’da daha güçlü bir marka kimliği kazanabilir.

Benzer şekilde Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’nde Türkiye’nin jeopolitik önemi tartışılmaz. Ancak, Doğu Anadolu’daki istikrarsızlık, demiryolu ve enerji hatları projelerini sekteye uğratıyor. Çatışmalar sona ererse, Bakü-Tiflis-Kars hattı gibi mega projeler, Türkiye’yi Avrupa’yı Asya’ya bağlayan bir köprüye dönüştürebilir. Bu da transit ticaret gelirlerini katlayarak cari açığın kapanmasına yardımcı olabilir.

Elbette silahların susması, tek başına Türkiye’nin kronik ekonomik sorunlarını (enflasyon, işsizlik, dış borç) çözmeyecek. Ancak barış, ekonomiyi dizginleyen "görünmez vergiyi" ortadan kaldırarak reformlar için nefes aldıracak. Tarih bize gösterdi ki, ticaret yolları hep istikrarlı topraklardan geçer. Türkiye, bu fırsatı doğru değerlendirirse, 21. yüzyılın yükselen ekonomileri liginde hak ettiği yeri alabilir. Unutmayalım: Savaşın maliyeti sadece ölen insanlarla ölçülemez onların aziz hatıralarına elbette saygı duyulmalı ama savaş aynı zamanda kaçan fırsatların toplamıdır.
Son olarak bir söz ekleyerek bu haftaki köşe yazımı sonlandırmak istiyorum.

"Barış, Ekonomiye Yapılacak En Akıllı Yatırımdır."