Tarih tekerrür mü ediyor?

GİRİŞ:
2025-03-03
saat ikonu 08:30
|
GÜNCELLEME:
2025-03-03
saat ikonu 08:30

Tarih, ekonomik korumacılığın cazibesine kapılan ülkelerin nasıl darboğaza sürüklendiğini gösteren sayısız örnekle dolu. Özellikle Trumpla (Trump ve benzeri popülist liderler) başlayan korumacı politikalar, kısa vadeli kazançlar vaat etse de uzun vadede dünya ekonomisini daralmaya ve çatışmaya sürükleyebilir. Geçmiş tecrübeler, bu tür politikaların nasıl küresel ticaret savaşlarına yol açtığını ve refahı azalttığını açıkça ortaya koyuyor. Ancak tarih, korumacılığın kısa vadeli kazanımlarının uzun vadede küresel ekonomiyi daralmaya sürüklediğini gösteren sayısız örnekle doludur. Bugün, dünya genelinde yeniden yükselişe geçen korumacı eğilimler, geçmişin hatalarını tekrarlama riskini beraberinde getiriyor.

Buna gösterilebilecek en iyi örneklerden birisi 1929 yılında patlak veren Büyük Buhran, korumacı politikaların küresel ekonomiyi nasıl felç edebileceğinin en çarpıcı örneğidir. 1929 'da ABD'de başlayan ekonomik çöküş, dünya geneline yayıldı. Ancak asıl tahribat, 1930'da yürürlüğe giren Smoot-Hawley Tarife Yasası ile yaşandı. Bu yasa, ABD'nin ithal ürünlere uyguladığı gümrük vergilerini büyük ölçüde artırdı. Amaç, yerel üreticileri korumaktı. Ancak sonuç tam bir felaket oldu.

Diğer ülkeler de misilleme olarak kendi gümrük duvarlarını yükseltti. Uluslararası ticaret hızla daraldı, küresel ekonomik iş birliği çöktü. İhracat gelirleri düşen ülkeler, iç pazarlarını korumak için daha da sert önlemler aldı. Bu kısır döngü, dünya ekonomisini derin bir durgunluğa sürükledi. Büyük Buhran, korumacılığın sadece yerel ekonomileri değil, tüm dünyayı nasıl etkileyebileceğini gösteren acı bir ders oldu.

Yine 1970'lerde yaşanan petrol krizi, korumacı politikaların bir başka olumsuz etkisini ortaya koyan örneklerden birisi. 70'lerde OPEC ülkelerinin uyguladığı petrol ambargosu, enerji fiyatlarını artırırken, birçok ülke enerji ithalatını azaltmak için korumacı önlemlere başvurdu. Ancak bu önlemler, küresel tedarik zincirlerini sekteye uğrattı ve tüm dünyada bir enflasyonu tetikledi.

Özellikle gelişmekte olan ülkeler, enerji maliyetlerindeki artışla başa çıkmak için ithal ürünlere ağır vergiler koydu. Bu durum, küresel ticaretin daralmasına ve ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden oldu. Korumacılık, kısa vadede yerel ekonomileri koruma amacı gütse de, uzun vadede küresel ekonomik istikrarı bozdu.

Bugün, dünya genelinde korumacı politikalar yeniden yükselişte. ABD-Çin ticaret savaşları, Brexit sonrası İngiltere'nin ithalat politikaları ve Avrupa Birliği'nin yerel sanayiyi koruma çabaları, küresel ticaretin geleceği için endişe yaratıyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, birçok ülke tedarik zincirlerini yerelleştirme ve stratejik sektörleri koruma eğiliminde.

Ancak tarih bize gösteriyor ki, korumacılık bir "sığınak" değil, bir "tuzak" olabilir. Kısa vadeli kazanımlar, uzun vadede küresel ticaretin daralmasına, ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve uluslararası iş birliğinin zayıflamasına yol açabilir. Dünya ekonomisi birbirine bu kadar bağlıyken, bir ülkenin aldığı korumacı önlemler, diğerlerini de olumsuz etkileyebilir.

Tarih, korumacı politikaların küresel ekonomiyi daralmaya sürüklediğini açıkça gösteriyor. 1929 Büyük Buhranı ve 1970'lerdeki petrol krizi, bu tür politikaların yıkıcı etkilerini ortaya koyan önemli örneklerdir. Bugün, dünya genelinde yükselen korumacı eğilimler, geçmişin hatalarını tekrarlama riskini taşıyor.

Ekonomik korumacılık, yerel endüstrileri koruma amacı güdebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, küresel ekonomi bir bütündür. Bir ülkenin aldığı önlemler, diğerlerini de etkiler. Tarihten ders alarak, korumacılık tuzağına düşmemek ve küresel iş birliğini güçlendirmek, dünya ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi için hayati öneme sahiptir. Aksi takdirde, geçmişin acı tecrübeleri, geleceğin karanlık senaryosu olabilir.