Terör, insanlar arasında çatışma, huzursuzluk ve savaş çıkarmak yöntemiyle planlı ve hukuk dışı olarak; ulusal, ırksal, dinsel, siyasal, ekonomik hedeflere ulaşabilmek için sivillere, bazı hedef gruplara veya resmi, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddeti içerisinde barındıran insanlık dışı bir vahşet olarak nitelendirilmelidir. Terör, yüzyıllardır hemen hemen her bölgede farklı şekillerde ve farklı nedenlerle ortaya çıkmış, farklı gruplar veya bazen resmi ellerle desteklenmiş ve insanlığa yüzyıllardır onlarca acı bırakmış, insanlığın ortak belasıdır. Bugün ve geçmişte tüm dünyada sözüm ona çeşitli bahanelerle varlığını sürdürerek yuvalandığı her bölgede insanlara zulüm ve acıdan başka bir şey bırakmayan terör eylemleri, bugüne kadar tüm dünyanın ortak çıkmazı olmuştur.
Gerekçesi veya oluşum nedenlerine bakıldığında hiçbirinin elle tutulur akla mantığa sığan bir yanı yoktur. Çünkü akıl ve mantık, hiçbir terör örgütünü veya buna benzer hiçbir yapılanmayı kabul edemez. Zaten akıl dışı oluşumlarıyla şimdiye dek dünyanın neresinde olursa olsun amaçlarına ulaşamamışlardır. Devlet nezdinde veya halk nezdinde bir terör örgütünün ortaya koyduğu hiçbir argümanın geçerliliği olamaz. Olsaydı zaten terör yoluyla değil; diplomatik, siyasi ve insani bir yaklaşımla yapılanırlar ve adı terör örgütü olmazdı. Dünyadaki terör örgütlerinin yapılanma süreci ve sözde gerekçeleri incelendiğinde hepsinin gerçekte bir mağduriyet veya insani bir sorun yaşadıkları için değil; çoğu zaman çeşitli gruplar veya devletlerce aparat olarak kullanılmak amacıyla desteklenerek oluşum gösterdikleri ve varlıklarını sürdürdükleri görülür.
Terör, dünyanın neresinde olursa olsun; her zaman insanlık için bir tehdittir. Bir ülkenin terör sorunlarıyla uğraşması, sadece o ülke için değil; tüm dünya için yıpratıcı ve insanı hezeyanlarla dolu kabul edilemez sonuçlar ortaya çıkarır. Dolayısıyla bugün Türkiye aleyhine iş tutan terör aparatları, Türk halkına ve ekonomisine verdiği zararla minimum düzeyde ve lokal olarak değerlendirilemez. Dünya bir bütündür ve dünyanın neresinde olursa olsun insanlık için oluşmuş bir tehlike yayılmacı ve örnek teşkil edici çeşitli unsurlarla tüm dünyayı yakından etkiler. Ve bilinmelidir ki terör, sadece Türkiye’nin sorunu değil; insanlığın ortak düşmanıdır. Ve din, dil, ırk, renk ayrımı yapmaz. Bugün burada, yarın başka bir ülkede insanlara ve halklara zarar vermeye devam eder. Bu noktada yapılması gereken iç dinamiklerde ve dış mihraklarda ortak insani bir tutum sergilemek olmalıdır.
Türkiye’de de iç dinamiklerin değişmesi, dünyanın jeopolitiğinin değişmesi ve sayılabilecek birçok unsurlarla terör örgütü silah bırakma noktasına gelmiştir. Son zamanlarda konuştuğumuz Devlet Bahçeli çıkışı, bu anlamda doğru ve yerinde bir çıkıştır. Türkiye devletinin askerî harekât ve siyasi olarak yaptığı hamlelerle bugün terör belası, köşeye sıkışmış ve silah bırakma açıklaması yapmıştır. Bunun örnekleri geçmişte tüm dünyada çeşitli biçimlerde görülmüştür. Tarih boyunca birçok terör örgütü ya devletlerle anlaşma yoluyla ya da iç dinamiklerin değişmesi sonucu silahlı mücadeleyi terk etmiştir. Bu süreçleri etkileyen faktörler arasında siyasi çözümler, uluslararası baskılar, örgüt içi bölünmeler ve halk desteğinin azalması gibi etkenler vardır. İşte dünyada silah bırakan bazı terör örgütleri ve bu süreçlerin temel nedenleri:
Ira, İngiltere mandasında bulunan Kuzey İrlanda’nın bağımsızlığı için savaşan bir örgüttü. İngiltere tam 25 yıldır terörle kucak kucağa yaşadı. Cumhuriyetçi İrlanda ordusu yani ıra, 3200 kişiyi öldürdü, binlerce insanı yaraladı. Ira İngiltere’ye olaysız bir hafta geçirtmedi. Koskoca İngiliz ordusuna kan kusturdu. Ve sonra birdenbire ateşi kesti, silah bıraktı. 1998’ de yapılan Belfast anlaşması ile ıra, silahlı mücadeleyi sonlandırmayı kabul etti. Ve 2005 yılında silahlarını teslim ettiğini ilan etti.
IRA’nın silah bırakma nedenlerine bakalım:
-Siyasi çözüm sürecinin başlaması,
-Halk desteğinin azalması ve yorulma sendromu,
-ABD ve AB’nin sürece destek vermesi,
Silah bırakan bir başka terör örgütü de İspanya’da faaliyet gösteren ETA’ydı. ETA, Bask bölgesinin bağımsızlığını savunan bir örgüttü. 2011’de kalıcı ateşkes ilan etti ve 2018’de tamamen silah bırakıp kendini feshetti.
Bu süreçte etkili olan faktörler şunlardı:
-İspanyol hükümetinin başarılı güvenlik operasyonları,
- ETA’nın lider kadrosunun sürekli yakalanması,
- Bask halkının terör eylemlerine desteğinin azalması,
-AB’nin ve uluslararası toplumun baskıları,
Bir başka terör örgütü de Kolombiya’nın başına bela olan FARC’ tı. FARC, Kolombiya hükümetine karşı sol görüşlü bir gerilla örgütü olarak savaşıyordu. 2016'da Kolombiya devlet başkanı Juan Manuel Santos ile yapılan barış anlaşması sonucunda silah bıraktı.
FARC’ın silah bırakma nedenleri:
-Hükümetin siyasi çözüm önerileri,
-Kolombiya halkının savaştan bıkması ve referandum süreci,
-BM’nin ve Küba gibi üçüncü tarafların arabuluculuğu,
-FARC içinde savaşın sürdürülmesine karşı çıkan kesimlerin artışı,
2016 Nobel barış ödülü, Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos’a verildi. Nobel ödül komitesi, Juan Manuel Santos’u, Kolombiya’da 52 yıldır süren iç savaşı bitirmeye yönelik çabalarından dolayı ödüle layık gördü.
Sri Lanka’ da faaliyet gösteren terör örgütü LTTE de diğer örgütlerden farklı olarak barış anlaşmaları yerine tamamen askeri yollarla sona erdi. Tamil kaplanları, dünyada intihar eylemcilerinin giydiği bomba yeleğini icat etmesi ile tanındı. LTTE, Tamil halkının bağımsız bir devlet kurmasını amaçlayan bir örgüttü. Ancak 2009'da Sri Lanka hükümetinin geniş çaplı askeri operasyonları sonucunda tamamen yenilgiye uğradı. LTTE’nin silah bırakması müzakerelerle değil, zoraki bir süreçle gerçekleşti.
Nedenleri ise;
- Sri Lanka ordusunun büyük çaplı operasyonları,
- Hindistan’ın ve diğer ülkelerin desteğini kesmesi,
- örgütün lider kadrosunun öldürülmesi,
Sonuç olarak dünya genelinde halen silahlı mücadele yürüten terör örgütleri var. Ancak yukarıdaki örnekler, örgütlerin çeşitli baskılar, müzakereler veya askeri operasyonlar sonucunda silah bırakabileceğini gösteriyor. Türkiye’de ortaya çıkan süreçte de yukarıdaki örneklere benzer bir oluşum söz konusudur. Ancak terör belasının dünyadan silinmesi ve insanlığın geleceği için tüm dünyanın bu konuda ortak bir duruş sergilemesi gerekmektedir. Çünkü terör, insanlığın ortak belasıdır.