Tgrt Haber

Bir gastronomi festivali nasıl olmalı?

23 Eylül 2024 08:40 | Güncelleme :23 Eylül 2024 08:42

İlk olarak gastronomi alanında tertiplenen festivalleri, bir panayır haline getirmekten kurtarılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ülkemde yapılan bazı gastronomi festivallerinin bir panayır havasında geçtiğini görüyorum.

Gastronomi festivalinde sadece o kente ait yöresel lezzetler konuşulmalı 

Bir fuar gibi stantların kurulup oradan halka bir takım yiyecek ürünlerinin satıldığı bir etkinlik bence gastronomi festivali olamaz.

Festivallerde, kentin gastronomisine ait tüm coğrafi işaretli ürünler ele alınmalı ve bu ürünler kayıtlı tüm özellikleri ile ortaya konulmalı.

Kente özgü yerel lezzetlerin en iyi şeflerin elinden sunulmasının yansıra yöre halkı ve kadın kooperatifleri aracılığıyla da ortaya konulmalı ve bu alanda en iyi yemeklere ödüller verilmeli.

Gastronomi festivali, yemeklerin tadıldığı bir etkinlik elbette; Ancak kültürlerin, duyguların, tarihin ve coğrafyanın bir araya geldiği bir nevi sahnedir. İyi bir gastronomi festivali düzenlemek, yalnızca menüdeki yemekleri doğru seçmekle olmaz, aynı zamanda insanları damaklarında unutulmaz izler bırakacak bir hikâyeye dâhil etmek anlamına gelir. 

İllerde yapılan gastronomi festivalleri bir süre sonra bence kendini tekrarlamaya başlıyor

Her şeyden önce, festivalin bir teması olmalı; bu tema, yalnızca sunulan yemeklerin ruhunu değil, festivalin atmosferini, müziğini, dekorunu ve hatta katılımcıların giyimini belirleyecek kadar güçlü olmalı. Belki bir Akdeniz esintisi veya bir Anadolu lezzeti kadar sıcak bir tema seçilmeli ve insanlar festival alanına adım attıkları andan itibaren lezzetlerle birlikte, bu temanın dokusuyla da buluşmalı. Tema, tarihin tozlu sayfalarından gelen eski bir mutfak geleneğini yaşatmak veya modern gastronominin sınırlarını zorlayan bir vizyon olabilir. Ancak hangi yönü seçerseniz seçin, o temanın ruhunu yansıtan bir lezzet yolculuğu sunmalısınız.

Uluslararası boyutta ürün tabanlı festivalleri önemsiyor ve bunların daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum.

Geçen hafta katıldığım Elâzığ’da yapılan “Salçalı Köfte Gastronomi Festivali” gibi.

Festivale katılan her şef, birer hikâye anlatıcısı gibi düşünülmeli. Yemekler, yalnızca doymak için değil, bir hikâye dinlemek için de yenir. Her bir tabak, kendi coğrafyasından, kendi toprağından doğan bir anekdotu dile getirmeli. Örneğin, Diyarbakır’dan gelen bir tandır kebabı, sadece ete baharat katılmış bir yemek değil; o bölgenin tarihini ve ocağın başındaki büyüklerin ellerinden geçmiş bir anısını hatırlatmalı. Gastronomi festivali, bir belgesel izlercesine yemeklerin tarihini, üretim sürecini ve kültürel bağlarını katılımcılara sunmalı.

Yemekler tek başına festivalin yıldızı olmalı bence. Ortamı, kokuları ve müzikleri o lezzetin bir parçası hâline getirilmeli. Festivalin dört bir köşesinde çömleklerde pişirilen yemeklerin kokusu yükselmeli. Toprak tonlarında masa örtüleri, ahşap kaşıklar ve mis gibi taze otlar ile bezenmiş sofralar kurulmalı. 

Her şey, doğal ve sahici olmalı; zira gastronominin özü, doğaya ve yerelliğe olan saygıda saklı

Katılımcılar için birer keşif alanı oluşturulmalı. İnsanlar, festivalde yalnızca yemek yemenin ötesine geçip, farklı mutfak tekniklerini öğrenmeli, belki bir şefin rehberliğinde kendileri de bir yemeğin pişirme sürecine dahil olmalı. Yerel üreticilerin stantları kurulmalı, şeflerle birebir diyaloglar kurulabilmeli ve festival, yalnızca tüketilen değil, üretilen bir deneyim olmalı.

Yemeği anlamak ve takdir etmek, o yemeği hazırlayan ellerin emeğini bilmekten geçer.

Bir gastronomi festivali, tabaklardan taşan bir sanat eseridir. Bu sanat eserini oluştururken, malzemeler kadar duyguları, anıları ve insanları bir araya getirmeli; her bir detay özenle düşünmeli. 

Son olarak, bir gastronomi festivali, toplumsal bir anlam taşır. Sürdürülebilirlik, doğaya saygı, israfın önlenmesi gibi mesajlar, festivalin her noktasına işlenmeli. Çünkü gastronomi, yalnızca damak zevkine değil, dünyaya olan sorumluluğumuza da dokunur. Yerel ve mevsimsel malzemelerle hazırlanmış yemekler, bu bilincin bir göstergesi olmalı. Festival alanında plastik yerine doğa dostu materyaller tercih edilmeli, yemekler israf edilmemeli ve hatta artan yemekler, ihtiyacı olanlarla paylaşılmalı.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.