Tgrt Haber

Sizce de bir şeyler ters gitmiyor mu (!) 

7 Ekim 2024 08:49 | Güncelleme :7 Ekim 2024 08:52

Son dönemde Türkiye’de bir şeylerin ters gittiğini hissetmeyen yoktur. Her geçen gün daha da artan huzursuzluk, toplumun derinlerine kök salmış bir mutsuzlukla birlikte büyüyor. Eskiden umut dolu, geleceğe güvenle bakan insanlar, şimdi belirsizlik, adaletsizlik ve çaresizlik içinde. Bir yandan liyakatsizlikler, bir yandan da her geçen gün daha da artan canice işlenen suçlar, kadına yönelik şiddet, yolsuzluk ve yozlaşma, toplumun her kesimini derinden etkiliyor.

 Liyakat ülkede halen büyük bir sorun 

Son yıllarda, kamu kurumlarında ehliyet ve liyakat ilkelerinin hiçe sayıldığı örnekler hızla arttı. Yapılan atamalarda akraba ilişkileri, para gibi konular dillendirilmeye başlandı. Bu büyük bir problem tabi. Yetkin olmayan kişilerin kritik pozisyonlara getirilmesine neden oluyor. Uzmanlık gerektiren alanlarda deneyimsiz kişilerin karar verici pozisyonlara getirilmesi, kurumların işleyişini ciddi şekilde aksatıyor. Bu da kamu hizmetlerinin kalitesini düşürüyor ve devlet kurumlarına olan güveni sarsıyor. Vatandaşlar, sağlık, eğitim, adalet gibi en temel haklarına ulaşmada bile zorlanırken, liyakatsiz kişilerin devletin önemli kademelerinde yer alması toplumsal adaletsizliğin en görünür simgesi haline geldi. 

 Kadına şiddet ve toplumsal çürüme 

Kadına yönelik şiddet, Türkiye'nin kanayan yaralarından biri. Her gün televizyon ekranlarına yansıyan yeni bir cinayet haberi, toplumun vicdanında derin yaralar açıyor. Son dönemde artan cinayetler ve aile içi şiddet olayları, toplumsal bir çürümenin habercisi olarak değerlendiriliyor. Kadınlar, eşleri, sevgilileri ya da akrabaları tarafından canice katledilirken, adaletin yerini bulması ise zaman zaman gecikiyor. Cinayetlerin ardından gelen 'iyi hal' indirimleri, yargı süreçlerinde kadın haklarının yeterince savunulmaması, kadına karşı işlenen suçların cezasız kalmasına neden olabiliyor. Bu durum, toplumda derin bir adaletsizlik duygusu yaratıyor ve kadına yönelik şiddetin önüne geçilemiyor.

 Toplumsal güven rrozyona uğruyor 

Yolsuzluk, artık sadece kamuoyunda tartışılan bir mesele değil, gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş durumda. Kamu kaynaklarının anlamsız yerlerde aşırı kullanılması, ihalelerde yapılan kayırmalar, devletin kaynaklarının belirli grupların çıkarına hizmet edecek şekilde yönlendirilmesi gibi olaylar, halkın devlete olan güvenini sarsıyor. Devletin şeffaf olması gereken noktalarda sır perdesi arkasında kararlar alınması, vatandaşları daha da karamsar hale getiriyor. Eskiden devlete güvenen insanlar, şimdi her gün yeni bir yolsuzluk skandalıyla karşı karşıya kalıyor.

 Sanki problemli  bir döneme evriliyoruz 

Bir zamanlar hayata umutla bakan, geleceğe dair hayalleri olan bir toplumdan, her geçen gün daha da karamsarlığa sürüklenen bir topluma dönüştük. Gençler, ülkenin içinde bulunduğu durumdan umutsuz; birçok genç artık yurt dışında yaşamayı hayal ediyor. Aileler, çocuklarının geleceği için endişe içinde. Bu değişim, sadece ekonomik ya da siyasi değil, derin bir toplumsal ve psikolojik dönüşümün de işareti.

Bugün Türkiye'de bir şeylerin ters gittiği çok açık. Toplumun her kesiminde hissedilen bu huzursuzluk, adaletsizlik ve güvensizlik iklimi, insanların geleceğe umutla bakmalarını engelliyor. Liyakatsizlik, yolsuzluk, kadına yönelik şiddet gibi sorunlar, sadece bugünün değil, geleceğin de en büyük sorunları olmaya devam edecek. Eğer bu sorunlarla yüzleşilmez ve çözüm yolları aranmazsa, toplumda derin bir mutsuzluk ve umutsuzluk kalıcı hale gelebilir. Türkiye’nin yeniden umutlu, adil ve güven dolu bir ülke olabilmesi için atılması gereken çok adım var, ancak şu an içinde bulunduğumuz durumu görmezden gelmek bu adımları daha da zorlaştırıyor. 

Ülke olarak bu zor dönemi aşmak, ancak birbirimize kenetlenip, adaletin, liyakatin ve toplumsal huzurun yeniden tesis edilmesiyle mümkün olabilir.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.